29 Mart 2024
  • İstanbul14°C
  • Ankara13°C
  • İzmir16°C
  • Antalya17°C

MESELE KÜRTLÜK, TÜRKLÜK DEĞİL; İNSANLIKTIR…

İhsan Pınar

01 Kasım 2022 Salı 11:14

        Herhangi bir şeye yanlış bakınca, yanlış değerlendirirsiniz.                                                                                     İnsana ırk üzerinden bakarsınız, yanlış değerlendirirsiniz. İdeolojik partizanlıkla bakarsanız, yanlış değerlendirirsiniz. Ama Adalet terazisi gibi gözünüzü bütün farklılıklara kapatıp, Hak ve Adaletle bakarsanız ‘Doğru’ görür, ‘Doğru’ değerlendirirsiniz.   

        İnsanlıktan nasibini almamış cahillerin ve kendi çıkarları için farklılıklarınız üzerinden sizi çatışmaya tahrik eden insanlık düşmanlarının hilelerine aldanmayın. Hz. Ali’nin, “Önce hakkı öğren, sonra haklının kim olduğunu öğreneceksin” nasihatine uyun.  

        Anne ve babanızı, doğduğunuz yeri siz seçmediniz. Güney Afrika’da zenci, Amerika’da Kızılderili veya Asya’da Afgan bir ailenin çocuğu olarak doğabilirdiniz. Doğduğunuz topluma göre şekillenir ve yaşardınız. Ailenizden aldığınız aidiyeti taşır, onlardan öğrendiğiniz Dili konuşurdunuz. İnsan olarak bu, sizi ne başkalarından daha üstün ne de daha düşük kılardı. Böyle baktığınızda bütün renklerin, ırkların, dillerin aynı değerde olduğunu anlayacaksınız.  

        Bizi yaratan Allah şöyle buyurmaktadır: "Ey insanlar! Doğrusu sizi bir erkek ve bir kadından yarattık ve birbirinizi tanıyıp kaynaşasınız diye sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Şüphesiz Allah yanında en üstün olanınız, (günahlardan) en çok korunanınızdır." (Hucurât-13)   

        Hayat rehberimiz Hz. Muhammed (sav) de: “Ey insanlar! Şunu iyi bilin ki, Rabbiniz birdir, atanız da birdir. Arap’ın Arap olmayana, Arap olmayanın Arap’a; beyazın siyaha, siyahın beyaza takva dışında bir üstünlüğü yoktur...” (İbn Hanbel, 5/411) 

        Hakikat bu iken, neden farklılıklar için birbirimizi yiyoruz. Bir arada barış içinde kardeşçe yaşamak varken, neden kavga ediyoruz. Ey her vatandaşın Türk olması gerektiğine inanan kardeş! Kürt bir ailenin çocuğu olarak Batman’da doğabilirdin. O halde senin de Türk, Arap ve diğer dünya halkları gibi hayatın her alanında kendi kültür ve dilinle yaşama hakkın olmalı değil miydi? Ve ey bazı zalimlerin verdiği mağduriyet için, bütün Türkleri, Arapları suçlayarak düşman gören Kürt kardeş! Sen de Türk veya Arap köylü bir ailenin çocuğu olarak doğabilirdin. Bazı zalimlerin yaptıklarıyla suçlanman, düşman görülmen haksızlık olmaz mıydı?  

        Herkes kendinden sorumludur ve insanca davranmalıdır. İslam, Demokrasi, Adalet, Eşitlik, İnsan haklarına saygı, eşit vatandaşlık, İnsanlık… İstediğimiz tüm bu değerler, insana ve tüm farklılıklarına saygı göstermemizi gerektirmektedir. Hiçbir ırk ve dilin diğerlerinden bir farkı, bir üstünlüğü yoktur. Her insan doğduğu ırkın devamını sürdürmeli, ailesinden öğrendiği Anadilini eğitim başta olmak üzere hayatın her alanında annesinin ak sütü gibi ve özgürce kullanabilmelidir. İnsan olarak bunu her insan için istemeli ve savunmalıyız. Buna karşı çıkmak ise, Allah’ın yaratışına karşı çıkmaktır. Adalet ve insanlıktan sapmaktır.  

        Herkes kendi dili ve milletiyle gurur duyabilir ama başkalarını hor görmeden. Herkes kendi kavminin iyiliğini isteyebilir ve bunun için mücadele edebilir ama başkalarına haksızlık etmeden. Ülkenin huzur ve refahı için, farklı etnik gruplardan oluşan 85 milyon vatandaşın barışık olması lazım. Bunun içinde herkesin kendini güvende ve ülkenin sahibi hissetmesi lazım. Bunun de birinci şartı her ırka, dile, insana aynı şekilde bakacak Adil bir yönetim şarttır. Her insan kendi dili, dini gibi farklılığıyla kabul görmeli ve bütün hakları Anayasal güvence altına alınmalıdır. Ülke hiçbir ırkın ve ideolojinin tapulu malı değil; Kürt, Türk, Arap… Bütün vatandaşların ortak vatanıdır. Her vatandaş kanun önünde eşit ve ülkenin imkânlarından adil bir şekilde yararlanmalıdır.   

        Irk ve milliyete göre değil, herkese İnsan olarak bakmalı ve bütün insanları eşit haklara sahip görmeliyiz. Bunu sağlamak öncelikle devleti yönetenlerin ve siyasetçilerin görevidir. Ama adil bir insan olarak hepimiz bunu istemeli ve siyasileri buna zorlamalıyız. Irk ve ideolojileri değil, insanı; Hak ve Adaleti merkeze aldığımız zaman huzur ve refaha kavuşuruz. 

        İNSANLIĞINI KORUYUP, İNSANCA DAVRANMAK DİLEĞİYLE…

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.