Veysi DEMİR

Veysi DEMİR

24 Kasım Öğretmenler Günü!

24 Kasım Öğretmenler Günü!

Önümüzdeki Perşembe günü yine öğretmenler günü kutlanacak ve çok sayıda program tertip edilerek öğretmenlere ne kadar önem verildiği ve öğretmenlerin saygınlığını anlatan konuşmalar yapılıp mesajlar yayınlanacak.

Kültürel emperyalizminin bizleri oyalamak amacıyla uydurduğu birçok gün var. Bu konuyu daha önce “Günlerimiz ve Haftalarımızı Çaldılar!” başlıklı yazımda değinmiştim. Neredeyse el atmadıkları meslek, sosyal sınıf ve kesim kalmamış. Aslında bu günleri belirleyerek bizlere, “Siz o gün ve haftalarla oyalanın ve yılın 364 günü de bizim istediğimize gelin” diyorlar.

Yılda bir gün ve beylik laflarla yapılan açıklama ve kutlamalarla ne öğretmenlerin ne de başka kesim ve meslek erbabının sorunları çözülmedi, çözülmeyecek.

Haziran ayında yazmış olduğum “Milli Olmayan Milli Eğitim!” başlıklı yazımda belirttiğim hususlar düzeltilmeden öğretmenlerimizin de, eğitim camiasının da sorunları çözüm bir yana, artmaya devam edecektir. Sadece konuyu özel günlere, karne, açılış ve kapanış törenlerinde yapılan konuşma ve vaatlere indirgeyerek yol alınamaz.

Şimdi dönelim ‘24 Kasım’ tarihine ve bu günün öğretmenler günü olarak kutlanması meselesine…

Birçok kişi bu günün tüm dünyada kabul edildiği ve kutlandığını zannediyor. Bazıları da bu imajı vermeye ve her kesimin kutlaması için dayatmada bulunmaya kalkıyor. Peki, gerçek öyle mi?

Öncelikle şunu söyleyelim ki, bütün ülkelerde aynı gün kutlanan özel bir gün UNESCO’nun tavsiye kararına rağmen yoktur. 5 Ekim 1966 da Paris’te gerçekleşen "Öğretmenlerin Statüsü Hükümetlerarası Özel Konferansı"nın sona erip UNESCO temsilcileri ile ILO tarafından "Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi"nin oy birliği ile kabul edilişinin yıl dönümü nedeniyle; Pek çok ülkede 1994’ten beri UNESCO tavsiyesiyle her yıl 5 Ekim günü "Öğretmenler Günü” olarak kutlanmaktadır.

Birçok ülkede ise kendi tarih ve kültür izlerine göre farklı tarihler, “Öğretmenler Günü” olarak belirlenmiştir. Bahreyn, BAE, Cezayir, Fas, Katar, Libya, Mısır, Suudi Arabistan, Tunus, Umman, Ürdün ve Yemen’de her yıl 28 Şubat günü “Öğretmenler Günü” olarak kutlanmaktadır. 

Azerbaycan'da  5 Ekim, Avustralya'da Ekim ayının son cuma günü,  Çek Cumhuriyeti ve Slovakya da 28 Mart, Hindistan da 5 Eylül,  İran’da 2 Mayıs,  Malezya'da 16 Mayıs ve  Peru da 6 Temmuz öğretmenler günü olarak kutlanmaktadır.

Ülkemizde ise 1 Kasım 1928 tarihinde çıkarılan 1353 sayılı kanunla Arap alfabesi yerine Latin alfabesi kabul edildi ve bir gecede halk cahil bırakıldı. Dönemin Bakanlar Kurulu, Atatürk'e "Millet Mektepleri Başöğretmenliği" unvanını 11 Kasım 1928'de yaptığı toplantıda verdi ve bu unvan, 24 Kasım'da Millet Mektepleri Talimatnamesi'nin yayımlanması ile resmîleşmişti. 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrası 1981 yılını “Atatürk Yılı” ilan eden 12 Eylül cuntası, aynı yıl Millet mekteplerinin açılış günü olan 24 Kasım’ı da “Öğretmenler Günü” ilan etti. Görüldüğü gibi “24 Kasım Öğretmenler Günü” aslında 12 Eylül askeri rejiminin bir uydurması ve dayatmasıdır. Konunun Cumhuriyet dönemi ve Atatürk ile de ilgisi yoktur.

Görüldüğü gibi “Öğretmenler Günü” farklı ülkelerde farklı günlerde kutlanıyor. Onun için kimse bize,  “bütün dünyanın kabul ettiği bir gündür” diyerek bu günü geniş halk kesimlerinin kutlaması gerekir diye “kutsallaştırma” adına oyun ve hile ile baskı ve dayatmada bulunmasın.

24 Kasım’ın 12 Eylül dayatması ve ürünü olduğu bu kadar açık ve net iken darbelere karşı olan tüm kesimlerin, darbe anayasasını değiştirmeye çalışanların ve darbecileri yargılamakla övünenlerin 12 Eylül cuntasının uydurma ve dayatmasına karşı olmaları gerekmez mi? Bu olmadığı gibi tuhaf bir şekilde “Celladına âşık olma” sendromuna uğramış bir psikolojiyle, bu dayatmayı içselleştirme ve dindar halk kesimlerine dayatma ve mesaj yayımlama yarışına girildiğini her yıl hayretle izliyoruz.  

Sonuç olarak; Dayatma ve sadece bir güne has kutlama ile ne öğretmenlerin ne de başka kesimlerin derdine derman olamazsınız. Bunu yapma yerine halkın değerlerine uygun proje ve uygulamalarla sorun ve sıkıntıları çözme yoluna gidin. Yoksa lafla peynir gemisi yürümediği gibi, içi boş yaldızlı laflarla da sorunlar çözülmez.

Selam ve dua ile…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Veysi DEMİR Arşivi