"27 Mayıs Diyarbekir’in fethi ve milli kurtuluş günü olmalıdır"
Diyarbekir Fetih Platformu Koordinatörü İbrahim Gökdemir, Diyarbakır'ın fetih günü nedeniyle yazılı açıklama yaptı.
Gökdemir, "Bundan 1377 Yıl önce Hicri 639 yılında Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V)’ın vefatının 7 yıl sonra tarihin en güçlü ordularına geçit vermeyen Amed şehri ve amed kalesi İslam orduları karşısında bağrını açıp İslam ile müşerref olmuş, Amed’den Diyar-e bekir makamına ulaşmıştır." dedi.
377 yıl önce böyle bir günün arifesinde bu mübarek şehir tarihin karanlık sayfalarından, zülüm dehlizlerinden, kirli entrikalardan ve her türlü insanlık dışı uygulamalardan kurtulup Yüce İslam’ın Nurlu şafağı ile İslam’ın sabahı ile uyandığını dile getiren Gökdemir, "Bu Mübarek gün bütün Diyarbekir’li kardeşlerime mübarek olsun, kutlu olsun. Ne mutlu bu nurlu şafağı bu diyarlara getiren Resullah’ın göz bebeği Ashab-i Kirama, Aşılmaz gibi görünen, kale kapılarını bir bir açan komutan İyaz Bin Ğaneme, Said Bin Zeyde, Muaz Bin Cebel’e, Halid Bin Velide,İlk Valimiz Hz Sa’sa’ya ve 27 Şehidin serveri Hz Süleyman’a binlerce selam olsun." ifadelerini kullandı.
Amed fetih ile geçmişteki zülüm karanlıktan kurtulmuş, Diyar-e Bekir olarak İslam’ın nurlu şafağı ile uyandığına işaret eden Gökdemir şöye devam etti: "Bu Diyarlara Lailaheillah sancağı taşıyarak İslam medeniyetinin merkezi haline getiren, tağuti güçlerin kalelerini bir bir yıkıp, İslam’ın yıkılmaz kalesi haline getiren Fetih ordusuna binlerce selam olsun. 1374 yıldır Diyar-e bekiri Mekke-Medine ve Küdüs ile kardeş kılan Şanlı İslam sancaktarlarına binlerce selam olsun. Küfrün tehakümüne izin vermeyip, İslam’ın bayrağını dalgalandıran medarı iftiharımız Önder ve Rehberlerimiz ve Sahabelerimizin yoldaşı, Selahaddini Eyyubiye, binlerce selam olsun."
27 Mayıs günü; Nebilerden Hz.Zülküfün, Hz İlyas’ın, Nebi Harun’un ve 541 sahabenin zaferi ile Allah’ın Vadinin hak olduğunun ispat olduğu bir gün olduğuna değinen Gökdemir, "Sahabenin evlatları ve varisleri olarak; bu gün sevindiğimiz ve iftihar ettiğimiz gibi, inşallah mahşeri Kübra’da da Nebiler ve Sahabelerinin sancağı altında aynı sevinç ve coşku ile bir arada bulunmanın temennisiyle ile tüm Diyar-e bekir’li kardeşlerime binlerce selam olsun. Özgürlük ve hürriyet aşkına susamış halkımız bu özgürlük ve hürriyeti İslam’ın nurlu ışığına kavuşmakla bulmuştur. Mekke cahili toplumun yüzlerce yıl küfür ve şirkin bataklığından 622 yılında İlahi vahyin Hira mağarasında tecelli bulması ile kurtuluşa ermişti." dedi.
Gökdemir, Amed şehrinin yüzyıllarca zamanın Emperyalist güçleri Sasani ve Bizans zulümleri altında inim inim inlemekteyken, Özgürlük ve Hürriyet aşığı Kutlu sahabe ordusuyla karanlık bir dönemi sonlandırıp, özgürlüğüne kavuştuğunu kaydetti.
Gökdemir devamla şu ifadeleri kullandı. "Öyle Mübarek bir kurtuluş ki; Diyarbekir şehrine 1377 yıl boyunca Sahabe Sevdalısı ve Peygamber aşağı Merhum şair Mehmet Akif’ın dizilerinde dile getirdiği “Değmesin Mabedimin Göğsünü Na Mahrem Eli” feryadını işitircesine hiçbir zaman Küfür ehlinin bu mübarek topraklarında hüküm sürmesine izin vermemiştir ve Vermeyecektir de. Sevgili Peygamberimizin Hendek savaşı öncesinde fethini müjdelediği Mübarek şehir; Peygamberimizin işareti ile Rahmet ve bereketle kuşanmış, Yüzyıllarca İslam’ın şanlı bayraktarlığının önderliğini yapmıştır."
Gökdemir'in açıklamasını devamı şu şekilde:
İslam’ın nurlu sancağını bir taraftan Çeçenistana Kafkasya ya, Kazakistan’a, hatta Çine kadar, öte taraftan İstanbul un fethi başta olmak üzere Balkanlara Bosna Hersek’e ve Viyana kapılarına kadar bu sancağı taşımıştır. Bu anlamda Feth-ul feth unvanını almıştır
Kürt halkı, İslam ile tanıştıktan sonra tarih sahnesindeki etkinlikleri artmış, adeta İslam ile yeniden dirilişin sembolü olmuşlardır. İslam inancı ve bu inanç etrafında sergilenen İslam kardeşliği, Kürtler için birleştirici yeni bir kimlik niteliğini almıştır. Aynı kardeşlik ruhuyla birçok yerde hâkimiyet kurup, yönetim kademelerinde söz sahibi olmuşlardır.
Şehri fetheden Müslümanlar, şehir halkına öyle bir özgürlük sunmuşlar ki; şehirdeki Gayri Müslim halkın örf, adet, din ve dillerine yönelik hiçbir müdahalede bulunulmamış, hatta İslam’a girmek istemeyenler, günümüze kadar dinlerini ve dillerini muhafaza etmişlerdir.
Medarı İftiharımız Selahaddin’i Eyyubi’yi (Rahmetullahi aleyhi) Küdüs fatihi yapan ve ordusunun neferlerini oluşturan Diyarbekirli İslam kahramanları bütün İslam dünyasını sevince boğmuştur. Günümüzde de İslam ümmetini birleştirecek, Siyonist Yahudi’yi Mübarek Küdüs şehrinden çıkaracak ve bu şehre İslam ümmeti ile kucaklaşma özgürlüğünü sağlayacak ruh İnşallah Peygamber aşığı ve Sahabe sevdalısı Diyarbekir halkı olacaktır.
Diyarbekir’in fethi ile Kürt halkı İnsanlara kul olmaktan kurtulup, Aziz ve rahim olan sadece Allah (cc)’ kul olma şerefine eriştiler. Tüm Tağuti güçlerden, putlardan ve heykellerden arınarak Rabbı’nın boyunduruğu altına girdiler. Bu bizler için en büyük şereftir.
Amed-i Diyarbekir-i yapan Sahabelerdir, Nebilerdir ve Evliyalardır. Bu Şehir 3000 Km öteden İslam’ın bağrından kopuk gelen şanlı İslam fatihlerinin diyarıdır.
Diyarbekir şehri İslam’la müşerref olduktan sonra tarihin en büyük kazancını elde etmiştir. Son yıllarda sıkça yapıldığı üzere mübarek şehrimizin, asli değerleri olan Nebiler, Sahabeler ve Evliyalar bilinçli veya bilinçsiz olarak görmezden gelinerek farklı ve maksatlı argümanlarla özelikle karpuz ile tanıtması, beldemize yapılabilecek en büyük haksızlıktır. Bunu kasıt güderek yapmak ise kesinlikle ihanettir.
Diyarbekır halkı İslam’la tanıştıktan sonra hiçbir zaman işgale uğramamıştır. Bu nedenle 27 Mayıs günü Diyarbekir’in fethi ve milli kurtuluş günü olmalıdır. Bunun için başta İl Valiliğimiz olmak üzere, İlin Siyasi yetkililerine ve duyarlı tüm Sivil Toplum Kuruluşlarına çok büyük görev düşmektedir.
Bu güzide şehrin değerli halkı olarak; İslam bayraktarlığı yapan Sahabe neslinin misyonuna sahip çıkmak, Sahabelerin bizlere miras olarak bıraktığı yüce bayrağı sonraki nesillere aktarmak ve bu uğurda hayatımızı şekillendirmek en büyük arzumuz ve gayemiz olmalıdır.
Diyarebekir Müslüman halkı Sahabelerden ve Evliyalardan aldığı bayrağı Peygamberin izinde olarak, Hz. Muhammed (S.A.V) Veladetini ve ona olan bağlılığını tüm Türkiye topraklarına önderlik yaparcasına dalgalandırma amacı ile dim dik ayakta tutmaktan ve tüm dünya Diyarbekir halkını Peygamberimizi ve sahabelerimizi olan bağlılığına şahitlik yapmaktadır.
Bu anlamda;
27 Mayıs günü; Kürt halkı için esaretten hürriyete, cehaletin karanlığından ilmin aydınlığına kavuşma günüdür.
27 Mayıs günü Kürt halkının yeniden var olma günüdür.
27 Mayıs günü, tükenişten berekete kavuşma günüdür.
27 Mayıs günü, Müslüman Kürt halkı etnik bir unsur olmaktan Ümmet olma düzeyine çıkma günüdür.
27 Mayıs günü İslam kimliği etrafında oluşan benliğe ulaşma günüdür.
Bu nedenle 27 Mayıs 639 tarihini Diyar-e Bekir İlimizin fethi ve milli kurtuluş günü olmalıdır.
Bu duygu ve düşüncelerle Diyarbekir şehrinin müntesibi olan tüm halkımızın 27 Mayıs 1377. fetih kurtuluş günü yıldönümünü tebrik ederiz.
Kaynak:HÜR24 Haber
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.