80 yıldır yemenicilik yapan usta tarihe meydan okuyor

80 yıldır yemenicilik yapan usta tarihe meydan okuyor
Şanlıurfa’daki yemeniciliğin son ve tek ustası olan Ahmet Hastaoğlu (87), dedelerinin mesleği olan yemeniciliğin, kendisinden sonra gelecek kuşaklara aktarılamayacak olmasından dert yanıyor.

Unutulmaya yüz tutan yemenicilik mesleğinin Şanlıurfa’daki son ustası 87 yaşındaki Ahmet Hastaoğlu, tarihe meydan okuyarak ilerlemiş yaşına rağmen yemeniciliğin yaşaması için mücadele veriyor.

Tamamen sığır ve manda derisinden üretilen ve çeşitli rengârenk modelleriyle dikkat çeken yemeni, turizmin önemli yerlerinden olan Şanlıurfa’nın kültürel değerleri arasında yer alıyor. Çeşitli renk ve modelleriyle satışa sunulan yemenileri el emeği göz nuruyla üreten yemeni ustası Hastaoğlu, yemeninin birçok derde derman olduğunu ama çoğu kişinin bunu bilmediğini belirtti.

Mesleğe olan ilginin azalmasından dolayı yetiştirecek çırak bulmada da güçlük çektiklerini ifade eden Hastaoğlu, yıllar öncesine kadar Şanlıurfa’da yemeni üreten 200’e yakın iş yerinin bulunduğunu, ancak ayakkabı sektöründe fabrikaların devreye girmesiyle yemenicilik mesleğinin bittiğini söyledi.

Hastaoğlu, “1929 doğumluyum. Bu çarşıya 5 yaşından itibaren gelmişim. O zamanlar burada amcaoğlum vardı. Onun yanında gidip gelirdim. Çocukken başlayıp bugüne kadar devam etmişim. Bu mesleğin nesi varsa hepsini yapardık. Kunduracılık değil, yemeniciliğin tamirine kadar yapardık. Zaman değişti esasında yemenicilik yapan çoktu. Bu işe alışmak kolaydı. Çünkü 200 dükkân vardı bu işi yapan. Ama zamanının sektörü bu işi dağıttı. Lastik fabrikası kurdular, buna benzer farklı şeyler yaptılar. Bundan dolayı millet yemeniyi unuttu. Bu zamana kadar yemeniciliği terkeden, hayatını kaybedenler oldu. Sadece bu iş bana kaldı. Benden başka bu şekilde yapan yok. Belki başka şehirlerde yapanlar vardır. Ama asıl Şanlıurfa yemenisi budur.” dedi.

Şanlıurfa yemenisini almak için Ankara ve İstanbul’dan doktorların geldiğini söyleyen Hastaoğlu, şeker hastalığına ve vücudunda elektriklenme olanlar için iyi geldiğini ifade etti.

Şimdilerde bu manda derisini işleyenin olmadığını, olanların da kapandığını söyleyen Hastaoğlu, “Benden sonra bu meslek devam etmez. Çünkü yaptığım bu yemeninin yüzü sığır derisi, alt tabanı manda derisidir. Şimdilerde bu manda derisini işleyen yok, yapan da yok. Doktorlar şeker hastalarına yemeni almalarını istiyor, Ankara’dan, İstanbul’dan gelenler var. Başka yerde bulunmuyor. İlla bu deri olacak. Hatta Gaziantep’ten bir doktor geldiğinde kendisine 45 numaralı bir yemeni verdim. Kendisine sen Gazianteplisin orada ayakkabı yok mu ki buraya kadar gelip alıyorsun? dediğimde, 'Gaziantep’te ayakkabı var ama senin ki yok. Bunu bildiğimden dolayı gelip senden aldım' dedi. Maharet bu alt taban derisindedir. Bu köse derileri Denizli’de alıyorum. Onlar da 4-5 senedir bu işi terk etti. Fabrikaları dağıldı ve kapandı. Ben bu son derileri Karabursa’da aldım. Şimdi elimde birkaç tane kalmış. Onlar da biterse benim işlerim de biter. O fabrikalar nasıl bitirdiler. Çünkü 200 dükkânın alması başka bir kişinin alması başkadır. Şimdi fabrika sadece benimle çalışır mı? Her vilayette bir tane olsa da çalışmaz. Yani bu işin devamı yoktur.” ifadelerini kullandı.

“Topraktan sonra en iyisi bu yemeni geliyor”

Normal şartlarda fiyatların 100 TL’den aşağı olmaması gerektiğini ama elinde kaldığı için 50 ve 70 TL’ye sattığını söylerine ekleyen Hastaoğlu, Ankara’dan gelen bir doktor ile yemeninin faydaları hakkındaki diyaloğunu da şöyle anlattı:

“Ayrıca bu yemeniler elektriği olanlara da yarıyor. Hatta Ankara’dan bir genç daha gelmişti. Bana bir yemeni verir misin demişti. 42 numara bir yemeni verdim. Bana ‘Hacı amca ben doktorum. Bunun neye yaradığını senden daha iyi biliyorum. Bundan dolayı alıyorum’ dedi. Kendisini oturttum ve sebebini sordum. O ‘Ben de elektrik var. Evde kimseye dokunamıyorum, elimi kimseye vuramıyorum. Arabam var kapısına elimini vuramıyorum, kontağına elimi vuramıyorum’ dedi. Bundan daha kolay bir şey yok mu dediğimde de ‘Ankara’da yazıhanem var. Her sabah olmak şartıyla Ankara dışına çıkıp bir toprakta 20-30 dakika yalın ayak dolaşmam lazım. Bu da saatlerimi ve hastalarım için iyi olmayacak. Ama bu yemeniyi giydiğimde elektriğimi alacak’ dedi. Topraktan sonra en iyisi bu yemeni geliyor.” (İLKHA) 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.