98 yaşında oruçlarını aksatmadan tutuyor

98 yaşında oruçlarını aksatmadan tutuyor
​Yalnız başına yaşayan 80 yılı aşkın bir süredir beş vakit namazını kıldığını ve Ramazan orucunu tuttuğunu söyleyen 98 yaşındaki Ahmet Çavuş, günümüzde bolluk ve bereketin var olduğunu söyledi.

Adıyaman'ın İndere (Zey) köyünde ikamet eden Ahmet Çavuş ilerleyen yaşına rağmen Ramazan orucunu büyük bir şevkle tuttuğunu belirtti

Bugüne kadar bilerek tek bir vakit namazımı dahi kazaya bırakmadığını belirten Çavuş günümüz insanların İslam'dan bihaber yaşadıklarını ifade etti.

Kendi çocukluk döneminin sıkıntılarla dolu olduğunu ifade eden Çavuş "Allah yardım etsin eskiden hep fakirlik vardı, çocuklara yedirecek ekmek bulamıyorlardı. O zamanlarda çocukların giyecek elbiseleri olmadığından hep çıplak, her tarafları görünüyordu. O zamanlarda şimdiki gibi Kur'an kursları, hiçbir şey yoktu. Kimse bir şey öğrenemiyordu. O zamanlar Türkiye'nin nüfusu Yahudi'si, Hristiyan ile toplam 19 milyon idi." dedi.

"İnsanlar Allah ve Peygamberini unutmuş"

"Sahur ve iftar sofralarını tek başına hazırladığını dile getiren Çavuş çocukluğunda her şeyin çok pahalı olduğuna değinerek "İnsanlar o zamanlar bir şey bulamadığından ot toplayıp una katarak taplama (kılor) yapıp yerlerdi. Şimdi maşallah fakirlerin sofrasında dahi aklına gelmeyecek nimetler var. Eskiden bit ve pire çoktu insanların boyunlarında sık sık görülürdü. Şimdi her şey bol ama insanlar Allah'ı ve Peygamberini unutmuş, Allah ve Peygamberini tanımaz olmuşlar maalesef." ifadelerini kullandı.

"3 yıl ayakkabısız okula gittim"

Cumhuriyetin ilk yıllarında halkın çok sıkıntı yaşadığını insanların giyecek ayakkabısı dahi olmadığını ifade eden Çavuş "Bir kişinin bir ayakkabısı dahi yoktu. Çok fakirlik vardı. 3 yıl okula gittim, okula gittiğim bu 3 yıl içerisinde ayağımda ayakkabı yoktu." şeklinde konuştu.

"Çok kavgacı bir çocuktum"

Kahramanmaraş Elbistanlı olan Ökkeş Doğan ismindeki öğretmeninin kendisine kavgacı diye hitap ettiğini belirten Çavuş "Ailemin tek çocuğu olduğum için annem ve babam beni şımarık olarak büyütmüşlerdi. Hangi öğrenci olursa olsun onlarla kavga ediyordum. Bundan olan öğretmeni adımı kavgacı kurmuştu. O zamanlarda Türkiye'de yol, hiçbir şey yoktu. Adıyaman'da Kör Muhlis denen bir vatandaşa ait bir kamyon vardı. İstanbul'da çalışmış ve bir kamyon almıştı. İnsanlar gidip o kamyona bakardı, şimdi maşallah nüfus başına bir araba düşüyor. Rabbim bir daha o günlere döndürmesin. Dünya hayatı geçi ve kısadır. Aha geldik aha gidiyoruz." dedi. (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.