Acılı aileler: Yaşanan vahşeti asla unutmayacağız ve unutturmayacağız!
PKK/HDP'lilerin 6-7 Ekim 2014 tarihli saldırılarında vahşice katledilen Yasin Börü ve arkadaşlarının katledilişinin yıldönümünde konuşan acılı aileler, yaşanan vahşeti asla unutmayacaklarını ve unutturmayacaklarını belirttiler.
6-7 Ekim 2014 tarihlerinde, HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Eski Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Başkanı Gültan Kışanak ve Eski DBP Diyarbakır İl Başkanı Zübeyde Zümrüt’ün çağrısı üzerine sokağa çıkan PKK’lılar tarafından vahşice katledilen Yasin Börü, Cumali Güneş, Turan Yavaş, , Riyad Güneş, Hasan Gökgöz ve Hüseyin Dakak’ın acılı aileleri vahşetin yıldönümünde İLKHA'ya konuştu.
Acılı aileler o gün yaşananları unutamadıklarını belirterek, Hz. Hüseyin’in Kerbela’da şehit edildiği gibi çocuklarının da Yezitler tarafından katledildiğine dikkat çektiler.
Şehit Hasan Gökgöz'ün babası Mehmet Gökgöz, aradan 3 yıl geçmesine rağmen acılarını halen taze olduğunu ifade etti.
O gün yaşanan vahşeti ölene dek unutmayacağını vurgulayan Gökgöz, "O günü sözlerle anlatamayız. Hasan 3 yıl önce şehit oldu. İnanın ki daha dün şehit olmuş gibi hissediyorum. Bu bayram hacdaydık. Bayramın ilk günü sabahleyin çok ağladım. Şehidin çocukları aklıma geldi, çok ağladım. O gün akşama kadar aklımdan çıkmıyordu ve kendimi tutamıyordum." dedi.
"PKK bunu unutabilir, başkası bunu unutabilir ama yaşayan hayatta bunu unutmaz." diyen acılı baba Gökgöz, şöyle devam etti:
"Öte taraftan şehidimizle gururlanıyoruz. Hasan, devamlı bizimle beraberdir. Ne biz unutabiliyoruz, ne o bizi unutuyor. Devamlı aklımızdadır. Demek biz de devamlı onun aklındayız. Onun için devamlı rüyamıza geliyor. Bu dava bedelsiz olmaz. Bir daha olursa bir daha kurban veririm oğlumu bu dava uğruna. Bir can değil bin canı bu davaya kurban ederim."
"Şimdiki Yezitler de Hasan'ı ve Hüseyin’i şehit ettiler"
Gökgöz, "Yezit, Hz. Hüseyin’i şehit etti. Şimdiki mürtetler ve Yezitler de Hasan'ı ve Hüseyin’i şehit ettiler. İslam davası ta kıyamete kadar devam edecek. Bu dava hiç durmaz, illaki bedel vereceksin. İslam davası bedelle tatlı olur. Peygamberlerimiz, babalarımız, dedelerimiz bedel vermişse biz de vereceğiz." ifadelerini kullandı.
Katledildiğinde henüz 16 yaşında olan Yasin Börü'nün babası Fikri Börü ise menfur olayın üçüncü yıldönümüne girdiklerini hatırlattı.
Şehitlerin mezarlarını devamlı ziyaret ettiğini belirten Börü, "Allah şahadetlerini kabul etsin. Geçen 3 sene hiçbir şeyi unutturmamıştır ve unutturmayacaktır. Hatıra geldikçe acı hissediyoruz ancak şehit olmaları kalbimizi ferahlatıyor. Çocuğumu iyi yetiştirdiğim için gönlüm ferahtır. Şimdi sağ olsaydı akranları gibi üniversiteye gidecekti. Oğlum ve arkadaşları hiçbir zaman kötü yola meyletmediler. Kurban Bayramı’nın 4’üncü günüydü; bazıları eğlence yerlerinde iken onlar gönüllü olarak et dağıtıyorlardı. Her ne olursa olsun onlar unutulmayacaktır. Ailelere çağrım; Çocuklarınızı kötü alışkanlıklardan uzak tutu, onları iyi yetiştirin." diye belirtti.
"Evladımı şehit verdiğimizden dolayı gururluyum"
Oğlunun şehit olmasından dolayı büyük bir gurur duyduklarını ifade eden Şehit Hüseyin Dakak’ın babası Öztekin Dakak ise "Hz. Hüseyin Kerbela’da şehit edildiyse bizim çocuklarımızda burada bir Kerbela yaşayarak şehit edildiler. O gün de Yezitler vardı bugün de Yezitler var. Dünya var olana kadar Yezitler var olacağı gibi Hüseyinler de olacak ve bu davada can vermeye hazır olacaklardır. Hem dava arkadaşım hem de evladımdı. Her baba evladını İslam uğrunda şehit olarak verirse bu büyük bir gurur olur." dedi.
"Ağabeyimin yolunda gitmeye, şehit olmaya hazırım"
Şehit Riyad Güneş’in kardeşi Hasan Güneş ise ağabeyinin İslami bir ahlaka sahip olduğuna işaret ederek, ailesinin ve çevresi tarafından çok sevilen biri olduğunu ifade etti.
Ağabeyiyle birlikte sürekli vakit geçirdiklerini aktaran Güneş, "Aynı mesleği yapıyorduk. Sakin biriydi, sinirlenmezdi, hemen sohbet eden biriydi. Şehit olmadan önce sürekli beni arıyordu. Telefonum bende değildi. Arkadaşımı aramış, o cevap vermiş. Ne olduğunu söylememişti. Olay esnasında telefonunu düşürmüştü. Birinin bulduğunu öğrendik. Telefonunu almaya gittiğimde onları göremedim. Daha sonra arkadaşımla beraber hastaneye gidip ağabeyimi gördüm. Şehit olmuştu. Bunda da gururluyum; şehit gibi yaşadı, şehit oldu. Bir daha böyle bir durum yaşanırsa ben de şehit olmaya hazırım. Onun yolunda asla geri dönmeyeceğim." ifadelerini kullandı.
"Kardeşimin katilleri ‘faili meçhul’ olarak geçiyor"
Kardeşinin katilleriyle ilgili herhangi bir somut adım dahi atılmadığının altını çizen söyleyen Şehit Cumali Güneşin ağabeyi Ali Güneş ise "Mahkeme ve yargı sürecinde şu ana kadar doğru dürüst somut bir adım atılmadı. Kardeşimin katilleri ve Turan Yavaş’ın katilleri hakkında somut atılmış hiçbir adım yok. Sorduğumuzda, 'gizlilik kararı var' deniliyor. Şu ana kadar 'faili meçhul' duruyor. Bu yapılan vahşet ve cinayetlerde somut bir adım bekliyoruz. Olay zamanında kamera kayıtları yok ve bazı şeyler silinmiş. Ortada varsa kirli bir yapı, bunların üzerlerine gidilmelidir. Bu insanların hakkının kaybolmaması, katillerin ortaya çıkması noktasında devletten beklentimiz vardır." diye konuştu.
Yapılan bu vahşeti unutmanın mümkün olmadığını dile getiren Güneş, "Bizim için kardeşimiz olsun diğer arkadaşlar olsun, her birinin gönlümüzde ve kalbimizde yerleri vardır. Yaşananlar hâlâ tazeliğini korumaktadır. Kendisi sanki hâlâ çalışıyor gibi geliyor bana. Devlet, ortada bir zulüm varsa onu önlemek ve buna mukayyet olması gerekir. Devlet, bölgede dinine bağlı olanları vahşilerin kucağına atmaması gerekir. Katilleri hakkında bir gelişmenin olmaması bizi çok derinden üzmektedir. Devletten, bu yapılanların tozlu raflarda değil, gerçek gündemde yer almasını ve adımların atılmasını talep ediyoruz." dedi. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.