Akran zorbalığına dikkat!
Akran zorbalığı, bir veya bir grup çocuğun aynı yaş grubundaki bir veya birden fazla çocuğa, kasıtlı ve sistematik olarak psikolojik, fiziksel ya da cinsel şiddet uygulamasıdır. Yapılan son çalışmalara göre ülkemizde ve dünyada akran zorbalığına uğrayan çocukların sayısı azımsanmayacak kadar fazla. Peki, akran zorbalığını, normal arkadaş kavgalarından farkı nedir?
Uzman Klinik Psikolog Tuğçe R. Tuncel Dursun bu soruyu şöyle cevaplandırıyor: “Zorbalık nedenlerine baktığımızda genel olarak genetik faktörler, sosyal çevre, sosyal medyanın yanlış kullanımı, ebeveyn tutumları, cinsiyet, yaş ve sosyoekonomik faktörleri sıralabiliriz. Zorbalık çeşitlerine baktığımızda; fiziksel, sözel, duygusal, cinsel, siber, etnik ve komofobik olarak sıralanmaktadır. Özellikle pandemi döneminde evlere kapanmamız sonucunda siber zorbalığın artış gösterdiğini görmekteyiz. Çocukların akranlarına uyguladıkları davranışı zorbalık olarak tanımlanabilmesi için 3 faktörün oluşması gerekmektedir. Bunlar; bilerek ve isteyerek karşısındaki akranına zarar verme amacı ile saldırgan davranışları sergilemek, sürekli özelliği taşıması, zorbalık uygulayan ve gören arasındaki eşitsizliğin varolması gerekir. Eşitsizlik hem fizyolojik hem de psikolojik olabilir. Süreklilik göstermesi ve uzun sürmesi, normal arkadaş kavgalarından zorbalığı ayıran önemli bir özelliktir. Her akranları ile sorun yaşayanı, çocuk zorbalığı olarak tanımlayamayız. Zorbalık davranışlarına baktığımızda genellikle fizyolojik zarar verme (tekme, yumruk, itme, çekme), korkutma, dalga geçme, zaaflarını farkedip kızdırmaya çalışma, zorla para alma, eşyalarına zarar verme, aileleri ya da yakın ilişkide olduğu kişiler hakkında küfür ya da hakaret etme, sözel olarak tartışma gibi davranışlar sergilenir. Zorbalık uygulayan çocuk, karşı tarafın zarar gördüğünü fark eder ve bilerek davranışlarını sürdürmeye devam ederler.”
EBEVEYNLERİN TUTUMLARI VE İNTERNET ZORBALIĞI ARTTIRIYOR
Zorbalığa uğrayan çocukların yeterince destek göremeyeceğini düşündüğünden sessiz kalmayı tercih ettiğini söyleyen Dursun, sözlerine şöyle devam etti: “Zorbalık uygulanılan çocuklar ise zorbalık uygulayan kişiler tarafından çok kolay seçilmektedir. Sosyal ortamda daha sessiz, çekingen, fiziksel olarak güçsüz, utangaç ve endişeli olan bireyleri tercih ederler. Zorbalık uygulayan çocuklara baktığımızda enerjisi ve özgüveni akranlarına göre daha yüksek, fiziksel olarak güçlü kişilerdir. Saldırganlık davranışlarını uygulamaktan ve izlenmekten hoşlanırlar. Onları yücelten davranışlardır. Bireysel süreçlerine dikkat ettiğimizde bu tarz çocukların, ebeveyn tutumlarının etkisi oldukça etkilidir. Çocuklar, aile yaşantılarındaki davranışları ve ebeveyn tutumlarını sosyal ortamlarda davranışları ile ayna tutmaktadırlar. Bu tarz çocukların ilk önce aile yaşantılarının ve ebeveyn tutumlarının incelenmesi gerekmektedir. Yapılan araştırmalara bakıldığında anne ile çocuk arasında yetersiz ilişki oluşu, güvensiz bağlanmanın varlığı ortaya konmuştur. Anne ile yetersiz ilişkinin olması çocuklarda ilişki kurduğu karşısındaki kişiye karşı düşük empati kurmasına neden olmaktadır. Ebeveyn tutumlarından daha sonrasında en önemli etkenlerden birisi ise teknolojinin yanlış kullanılmasıdır. Saldırgan davranışların olduğu oyunlar ya da videolar izlenmesi de çocukları etkilemektedir. Bu sorunun çözülmesi için hem zorbalığa uğrayan hem de zorbalığı uygulayan çocuk ve ergenlerin uzmanlardan destek alması gereklidir.”
Kaynak:HÜR24 Haber
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.