Almanya'da 2024'te 3 binden fazla İslam düşmanlığı vakası yaşandı
Berlin merkezli "Kleim" ağı, Almanya'daki İslam düşmanlığı saldırıları ve ayrımcılıkla ilgili 2024 yılına ait yıllık raporunu yayımladı. Rapora göre, 2024'te Müslümanlara yönelik 3 bin 80 saldırı veya ayrımcılık vakası tespit edildi. Bu rakam, 2023'teki 1926 olaya kıyasla yüzde 60'tan fazla artışa işaret ediyor.
Vaka sayısındaki artışın bir kısmı, danışma merkezlerinin sayısının 17'den 26'ya çıkarılmasıyla açıklansa da önceki yıllarda faaliyet gösteren merkezlerde de ciddi artışlar kaydedildi. Yani artış sadece teknik değil, aynı zamanda sahadaki gerçek bir yükselişe işaret ediyor.
Raporda, mağdurların yaklaşık yüzde 70'inin kadın olduğu vurgulandı. Özellikle başörtülü kadınlar ve okul çağındaki çocuklar, sözlü ve fiziksel saldırılara maruz kalıyor. Küfür, tehdit ve Müslümanları "terörist" veya "bıçaklı saldırgan" gibi kalıplaşmış suçlamalarla hedef alma, sık görülen vakalar arasında.
Mağdurların çoğu, yaşadıkları olayları yetkililere bildirmekten çekiniyor. Özellikle okul ortamlarında aileler, şikâyet halinde çocuklarının hedef alınabileceğinden endişe duyuyor. Bu da kayıt altına alınmayan olay sayısının çok daha fazla olduğunu düşündürüyor.
İslam düşmanlığı saldırıları, özellikle 7 Ekim 2023'te başlayan siyonist rejimin Gazze saldırılarından sonra ciddi artış gösterdi. Bu dönemde, camiler hedef alındı, başörtülü kızlar sözlü saldırıya uğradı, bazı olaylarda Nazizm sembolleri kullanıldı, hatta domuz kafası bırakma gibi ırkçı tehditlere başvuruldu.
Ağın sözcüsü Jozin Cihan, bazı olayların "insanlık onurunu ayaklar altına alan vahşette" olduğunu söyledi. Kleim raporunda, medya ve siyasetin kullandığı dilin, toplumu Müslümanlara karşı düşmanlaştırdığı ve mağdurların güvenini zedelediği uyarısı yer aldı.
Ayrıca hukuki koruma mekanizmalarının güçlendirilmesi, nefret suçlarına karşı etkin önlemler alınması ve farkındalık kampanyalarının artırılması çağrısı yapıldı.
Almanya'da yaşayan Müslümanlar, her geçen yıl daha görünür hale gelen sistematik ayrımcılık ve nefrete karşı savunmasız bırakılıyor. Bu gidişat, sadece Müslümanlar için değil, Alman toplumunun tamamı için sosyal barışı tehdit eden bir krize dönüşüyor.
Kaynak:İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.