Ankara'dan çağrı: Söz değil, somut adımlar bekliyoruz!

Ankara'dan çağrı: Söz değil, somut adımlar bekliyoruz!
Ankara Filistin Dayanışma Platformu (ANFİDAP) öncülüğünde, Gazze'de yaşanan insanlık dramına dikkat çekmek ve insani yardım ulaştırılabilmesi amacıyla yürüyüşü düzenlendi.

Türkiye'nin yedi bölgesinden sivil toplum kuruluşlarının ve milletvekillerinin katılımıyla gerçekleştirilen "Anadolu’dan Meclis’e, Meclis’ten Gazze’ye; Gazze’ye İnsani Koridor" yürüyüşüne 7'den 70'e o binlerce kişi katıldı.

Yürüyüşün ardından basın açıklamasını, Anadolu Sivil Toplum Platformlarından Elazığ El Aksa Platformu adına Ersin Eryılmaz okudu.

Açıklamaya "Sakın Allah’ı zalimlerin yaptıklarından gafil sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle dışarı fırlayacağı bir güne erteliyor! (İbrahim/42)" ayeti kerimesiyle başlayan Eryılmaz, şu ifadeleri kullandı:

Eryılmaz, "Bizler Anadolu’nun dört bir yanından Gazze için toplandık. Artık yeter demek için buradayız. Gazze’ye insani yardım koridoru hemen açılmalı. Cumhurbaşkanını, meclisi, milletvekillerini göreve çağırıyoruz. Söz değil, somut adımlar bekliyoruz." dedi.

Eryılmaz açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

Sakın Allah’ı zalimlerin yaptıklarından gafil sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle dışarı fırlayacağı bir güne erteliyor! (İbrahim/42)

Ah Gazze

Anadolu'nun evlatlarına hakkını helal edecek misin?

Vallahi yüreklerimiz senin için yanıyor! Çaresizlik girdabında çırpınıyoruz!

Bizler Anadolu'nun dört bir yanından, Türkiye'nin merkezine Gazze için toplandık. Yüreğimiz yanıyor! Bu ağır vicdan yükünü taşımaya takatimiz kalmadı.

Bizler ki Çanakkale'de saf tutanların evlatlarıyız...

Bizler Fatih'in, Selahaddin'in torunlarıyız...

Bizler 15 Temmuz'da tankların karşısına dikilmek için meydanlara akanlarız...

Ve bugün bu meydandayız!...

Artık yeter demek için bu meydandayız...

Sözün çoktan bittiğini, bıçağın kemiği kestiğini, sabır taşının un ufak olduğunu haykırmak için buradayız!

Bugüne kadar, yöneticilerimizin, Cumhurbaşkanımızın, dışişleri bakanımızın, İsrail’in soykırımcı bir terör devleti olduğunu teyit eden açıklamaları yüreğimize su serpti, bu soykırımcılara karşı cesur söylemleri beklentilerimizi yükseltti.

Bekledik ki o soykırımcı devletin büyükelçisi istenmeyen kişi olarak ülkemizden kovulsun, o terör devletiyle bütün diplomatik ilişkiler kesilsin...

Bekledik ki Gazzeli masumları bir lokma ekmekten bir damla sudan mahrum bırakan, gece gündüz üzerine bomba yağdıran soykırımcı israile Bakü Ceyhan boru hattından bir damla petrol akmasın...

Bekledik ki topraklarımızda gözü olan işgalci israilin ve işbirlikçisi Amerika’nın Kürecikteki gözü kör edilsin!...

Bekledik ki Gazze'de soykırıma katılıp ülkemize gelen çifte vatandaşlara soykırımcı bir katile layık olan yapılsın... Vatanımızda bizimle aynı havayı solumasınlar!

Bekledik…

Fakat gelinen noktada artık beklemeye mahal yok!

Siyonist vahşet -açlığın kitlesel imha silahı olarak kullanıldığı- öyle bir noktaya ulaştı ki bize bunların hepsini unutturan bir tek taleple bu meydana toplandık...

Hemen, ama hemen Gazze’ye insani yardım koridoru açılmasını istiyoruz!

Cumhurbaşkanını, meclisi, milletvekillerini, tüm yetkilileri göreve çağırıyoruz!

Bu konuda somut adım atılmadıkça yöneticilerimizden hiçbir söz duymak istemiyoruz!

Bilinsin ki, artık bu sözler yüreğimizdeki yangına su serpmiyor, alevini harlıyor!

Çünkü söz anlamını çoktan yitirdi!

Çünkü Gazzeli çocukların karnı lafla doymuyor!

Çünkü Gazze'de kundaktaki bebekler, masum çocuklar, mazlum kadın ve erkekler her gün her saat açlıktan can veriyor! Orada bir halk yok ediliyor!

Gazze’de bir kıtlık yok! Katil işgalcilerce her türlü insani yardımın ulaşması engellenerek, taammüden açlıkla katledilen bir halk, vahşice işlenen bir soykırım var! İki milyon insan toplu olarak -bütün dünyanın gözü önünde- katlediliyor!

Anın vacibi, farzın üstündeki farz Gazze'ye insani yardımın ulaştırılmasıdır.

Hemen...

Bir an bile beklemeden…

Havadan karadan denizden...

Gazze'ye insani yardımın ulaştırılmasını istiyoruz.

Cumhurbaşkanımıza, meclise, milletvekillerine sesleniyoruz!

Gazze'ye bir yol açın!

Donanmamız eşliğinde gemilere yol verin, biz millet olarak gemileri doldurmaya hazırız.

Karadan bir yol açın, biz millet olarak yardımı sırtımızda taşımaya hazırız.

Bir saat değil bir dakika kaybedecek vakit yok! Her dakika yeni bir masum açlıktan can veriyor!

Bunun hesabı din gününde bizlerden sorulacak!

Cevabımız yok!

Ve bu dünyada, direnişin bittiği, Gazze’nin düştüğü bir güne uyanmanın acısının tarifi yok!

Biz onu Kerbela’dan, Endülüs’ten biliriz! Asırlar geçse de o acı dinmez!

Ey Kerbela’ya ağıt yakanlar! Ey Endülüs’e hayıflananlar! Bugün Kerbela Gazze’dir, Endülüs Gazze!

Onurumuzun sınavını Gazze’de veriyoruz!

İki yıllık mucizevi direniş göstermiştir ki; Gazze ehli fırka-i mansuradır; asla teslim olmayacak!

Allah'ın yardımıyla Kassam asla diz çökmeyecek! İşgalci israile diz çöktürecek!

Allah'ın izniyle soykırımcı işgalciler tarihten silinecek!

Zira, şehadeti şeref bilen bir toplum asla kaybetmez!

Onlar öldürülürken de kazananlardır!

Fakat bu vahşi soykırıma seyirci kaldığımız her an biz kaybediyoruz!

Dünyada izzetimizi, ahirette cennetimizi kaybediyoruz!

Onun için kaybedecek bir anımız yok!

Ey "komşusu aç iken tok yatan bizden değildir diyen Peygamberin ümmeti! Kardeşlerin aç yatmıyor, açlıktan can veriyor, uyan! Aynaya bak! Sen, gerçekten Muhammed ümmeti misin?

Ey "Sizden kim bir kötülük görürse onu eliyle değiştirsin, buna gücü yetmiyorsa diliyle değiştirsin, buna da gücü yetmiyorsa kalbiyle buğzetsin. Bunun ötesinde hardal tanesi kadar iman yoktur" buyuran Peygamberin ümmeti!

İki milyon insanın aç bırakılarak katledilmesinden daha büyük bir kötülük mü var? Ne bekliyoruz!

Bizi harekete geçirecek vicdanımız da mı yok?

Bu mutlak kötülüğe karşı buğzetmek hepimizin, sözle müdahale etmek sivil toplumun, elle müdahale etmek, elinde gücü ve yetkiyi bulunduranların vazifesidir!

Katil israile buğzediyoruz!

İşgalci terör devleti ve siyonizm insanlığın ve bizim en büyük düşmanımızdır! Ebeden! Buradan bir daha ilan ediyoruz!

Bu mutlak kötülüğü ortadan kaldırmak için herkesi göreve çağırıyoruz!

Ve yöneticilerimize görevlerini hatırlatarak çağrımızı yineliyoruz!

Hemen, bir dakika ertelemeden, Gazze’ye insani koridor istiyoruz!

Söz değil somut adımlar bekliyoruz!

Bu mutlak kötülüğü ortadan kaldırmak için devlet olarak atacağınız her adımda millet olarak arkanızda olmaya ahdediyoruz!

Allah’ın vaadini hatırlatıyoruz:

“Ey iman edenler, siz Allah’a yardım ederseniz O’da size yardım eder ve ayaklarınızı sabit kılar!” (Muhammed/7)"

Ankara'dan çağrı: Söz değil, somut adımlar bekliyoruz!

Ankara'dan çağrı: Söz değil, somut adımlar bekliyoruz!

Kaynak:İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.