Bahçeli: Fitneye çanak tutan asla bizden değildir

Bahçeli: Fitneye çanak tutan asla bizden değildir
MHP lideri Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında gündeme dair önemli değerlendirmelerde bulunarak, "Fitneye çanak tutan asla bizden değildir" dedi.

Partisinin grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulunan MHP lideri Devlet Bahçeli, Hüriyet Gazetesi manşeti,TSK,darbe gibi konularda önemli açıklamada bulundu.

İşte o konuşmadan satır başları:

Türk milleti darbelerden çok çekmiştir. Bu vatanda fazlası ile silahlı ve kanun dışı hareketler görülmüştür. Buna artık nokta konulmalı. Darbenin haksızlık ve hukuksuzluğun sineye çekilmesi bunu kabullenmektir. Darbe varsa demokrasi yoktur.

15 TEMMUZ EN KARANLIK HALKA

28 Şubat post modern müdahalesinin üzerinden geçen 20 senenin nelere neden olduğu gizlenemeyecek kadar ortadır. Demokrasiye şartsız sahip çıkmak hepimiz için kaçılmaz bir sorumluluktur. 15 Temmuz'da darbenin ne olduğuna hep birlikte şahit olduk. 15 Temmuz darbelerin tarihimizin en karanlık halkasıdır.

TÜRK ASKERİ EL BAB'DA ONUR MÜCADELESİ VERİYOR

Zorlu ve çetin bir coğrafyada yaşıyoruz. Türk askeri huzursuz, heyecansız ve gergin olduğu sürece hain terör saldırılarını göğüslememiz akla aykırıdır. El Bab'da Türk halkının onur mücadelesini veren Türk askeridir. Bu kadar sorunumuz varken Türk Silahlı Kuvvetlerinin anlamsız tartışmaların içine çekilmesi son derece anlamsızdır. 

'KARARGAH RAHATSIZ' TARTIŞMALARI

TSK çok yara almış, hırpalanmıştır. FETÖ'nün emniyet ve adaletteki ayaklarıyla Ergenekon, Balyoz, Ayışığı, Askeri Casusluk gibi sözde davalar ve 15 Temmuz fazla söze yer bırakmamaktadır. Hürriyet gazetesi tartışmaların seyrini değiştirmiştir. 15 Temmuz'daki tavrı ile dikkat çeken bir bayan gazetecinin suçlanması da bizim için tuhaftır.

DOĞRU OLAN TSK'NIN RAHATSIZ OLDUĞU KONULARI HÜKÜMETE AKTARMASI

TSK ile bazı eleştirilere nasıl baktığı ortaya çıkmıştır. Elbette olması gerekeni, doğru olanı Genelkurmay Başkanlığı'nın rahatsız olduğu konuları hükümete iletmesidir. TSK'nın doğrudan sorumlu olduğu bakan, başbakan ve cumhurbaşkanına hassasiyetlerini aktarması doğaldır. Dün Genelkurmay Başkanı önce Başbakan, ardından da Cumhurbaşkanı ile görüşmüş; olan biteni açıklamış olması gerekmektedir. Eğer paylaşmış ve sonuç alamamışsa bir sorun var demektir. Doğrudan medya ile kamuoyuyla iletişime geçilmişse bir sorunun delaletidir.

ASKER BİZİM, DEVLET BİZİM, HÜKÜMET BİZİM

Çözümsüzlüğün nedeni nedir? TSK'nın imkan ve kanallarla savunmaya geçmesi neden çok görülmektedir. Medya üzerinden başlatılan karalama kampanyası doğru mudur? Başörtüsü yasağı kaldırılacaksa niye Genelkurmay'ın görüşü alınmaz? Bizim de sorularımız vardır ama bunun ne yeri ne zamanıdır. Huzur kaçarsa tutamayız, istikrar giderse geri getiremeyiz. Ne yapalım çatışıp, çürüyelim mi, kucaklaşıp kardeşçe mi yürüyelim. FETÖ, PKK, DAEŞ, PYD/YPG hazır kıta infaz mangalarını Türkiye'ye yöneltmişken iç sorunlar gaflettir. Asker bizimdir, devlet bizimdir, hükümet bizimdir. Fitneye çanak tutan asla bizden değildir. Zarar ziyan büyüktür, Türkiye henüz yoğun bakımdan çıkamamıştır. Bunca patırtı gürültüye ne gerek vardır? Paylaşılmayan nedir? Geçmişten ders alınmadı mı? Milli uzlaşma, anlaşma her seviyede olması gerekirken, bu güvensizliğin gerçek manasını nasıl yorumlayalım? Devletteki çatlak sesler düşmanları sevindirecektir. Türkiye, ecdadımızın aziz şehitlerimizin mirası değil midir?

ABD İKİ YÜZLÜ DAVRANIYOR 

Rakka'daki DAEŞ varlığına nasıl operasyon yapılacağı belirsizdir. ABD ikiyüzlü davranarak hem nalına hem mıhına vurulmaktadır. Büyük çoğunluğunu YPG'nin teşkil ettiği SGD, ABD'den silah alarak bölgenin çıban başı haline gelmiştir. ABD dönmüş dolaşmış, PKK/YPG ile suç ortaklığına heves etmiştir. Herkes DAEŞ'den şikayetçidir. Ancak YPG'nin terör örgütü sayılmayarak teröre cansuyu verilmektedir. 
Türkiye aktif olarak sahada olmazsa bölücülüğe karşı durmak imkansızlaşacaktır. Türkiye Fırat Kalkanı harekatını sonuçlandırmalıdır. Irak ve Suriye gerçekleri milli ve jeopolitik durumla yorumlanmalıdır. Güvenli bölgenin kurulmasına öncülük ederek, saldırı hazırlıklarını odağında yok etmelidir. MHP devletin ve Türk askerinin kaya gibi ardında duracaktır. 

RUM YÖNETİMİNE REST: ADAYI TERK EDİP YUNANİSTAN'A YERLEŞSİN

İran Türkiye'yi tehdit etmekte , Avrupa'dan Türkiye hakkındaki söylemler peşpeşe gelmektedir. İsrail'in ezan yasağı girişimi bir diğer hazımsızlıktır. Unutulmasın ki ezan susmaz, susturulamaz, aksini yapmaya çalışanları Allah affetmez. Kıbrıs müzakereleri çıkmaza sürüklenmiştir.Rum Meclis'i Enosis kararını vermiştir, Rum lider müzakere masasından kalmış masayı çarparak çıkmıştır. Rumlar şunu iyi anlasınlar ki Kıbrıs Türk'tür, Türk'ün yurdudur. Enosis uyduruk bir masaldır ve ayaklarımızın altındadır.Rum yönetimi ille Yunanistan'a bağlanmayı o kadar çok istiyorsa adayı terk etsin, Yunanistan'a yerleşsin, bir daha da geri dönmesin. Kimin yurdundan kimi kovuyorlar. Bu kepazeliğe Türklük rıza gösterir mi? Kıbrıs konusunda bir adım önde olma hikayedir. Kıbrıs şehitlerimizin hatırasıdır. 

Kaynak:Ülke.Com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.