Başbakan: Devlet-Millet İşbirliğinin En Güzel Örneği
Başbakan Binali Yıldırım, TOBB Türkiye Ekonomi Şurası'nda yaptığı konuşmada, şuranın hayırlara vesile olmasını diledi.
Şuranın özellikle 2017'nin ilk günlerinde yapılmasının ekonomi açısından çok önemli olduğunu ifade eden Yıldırım, ülkenin her bir köşesinden oda ve borsa temsilcilerinin gelmesiyle ekonominin nabzının Ankara'da attığını belirtti.
Yıldırım, Türkiye ekonomisinin, son 15 yılda büyümesiyle adeta bir destan yazdığını, 2016'nın son aylarında dünyadaki belirsizlikle beraber yaşanan kurdaki dalgalanmayla yine bazı çevreler ve dış ekonomik lobilerin Türkiye ekonomisi üzerinde bir takım oyunlar oynamak için harekete geçtiklerini söyledi.
Değerlendirme kuruluşlarının ekonomiyi değerlendirmekten ziyade Türkiye'deki istikrar ve güveni sekteye uğratmak, ülkenin gelişmesini geciktirmek için her türlü gayreti gösterdiklerini vurgulayan Yıldırım, şöyle devam etti:
"Biz ekonomimize, milletimize, iş adamlarımıza güveniyoruz ve bugüne kadar bu oyunları nasıl boşa çıkardıysak son zamanlarda sahnelenen bu oyunu da boşa çıkaracağız. 2017 bazılarının sürekli olarak karamsarlık pompaladığı bir yıl olmayacak, aksine Türk ekonomisinin tekrar şaha kalkacağı bir yıl olacaktır Sayın Cumhurbaşkanım. Bugün bir sorumluluk almak üzere bu salondasınız. Cumhurbaşkanımızın geçmiş yıllardan beri söylediği bir şey var. TOBB, iş camiamızın en büyük çatı örgütü. Dolayısıyla bünyesinde 1,5 milyon üye var. Her bir üye bir kişiyi istihdam etse 1,5 milyon yeni iş alanı, yeni aş anlamına geliyor. İşte bugün burada Cumhurbaşkanımız da ifade etti, en az bir. Bu sayıyı artırdığımız zaman iki olunca 3 milyondan bahsediyoruz. Siz ekonomiyi büyütmek için insanlarımıza yeni iş alanı oluşturmak için bir adım attığınızda biz de iki adım atacağız. Bu yükü sadece size taşıtmayacağız."
Başbakan Yıldırım, planlanan 1,5 milyon çalışan için 1 yılda 12 milyar liralık kaynağı hükümet olarak karşıladıklarını aktardı.
Çalışanların iş başı eğitimini karşılayacaklarını ve eğitim süresince 500 bin çalışanın maaşını vereceklerine işaret eden Yıldırım, 1,5 milyona kadar olan bütün çalışanların sigorta primi ve vergilerinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Maliye Bakanlığınca karşılanacağını bildirdi.
Yıldırım, çalışmaların bunlarla sınırlı olmadığını, mesleki eğitim programı için istihdam alanı oluşturduklarını, bütün bunlarla en az 2 milyon vatandaşa yeni iş imkanı açılacağını belirterek, şunları ifade etti:
"(Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hitaben) Sizin uzun zamandan beri TOBB'a yaptığınız çağrı bugün karşılık buldu. Bu hayırlı programı burada sizin riyasetinizde başlatmış oluyoruz. Ülkemiz için ve bu istihdamdan yararlanacaklar için güzel bir iş oldu. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Bir yandan demokrasimizi kesintiye uğratmaya çalışan şer odaklarıyla mücadele ederken, hain darbe girişimini bertaraf ederken, bölücü terör örgütü ile amansız mücadele verirken, sınır ötesinde ülkenin güvenliğini sağlamak üzere Fırat Kalkanı Operasyonu'nu sürdürürken diğer yandan da ekonomimizin bölgesel ve küresel etkilerden en az etkilenmesi için gereken tedbirleri alıyoruz."
Yıldırım, geride kalan 6 ay içinde birçok büyük değişim ve dönüşüme imza attıklarını, Ar-Ge kanununu çıkardıklarını, her türlü tasarıma destek vereceklerini, iş gücü piyasasında reform gerçekleştirdiklerini, kısmi zamanlı çalışmanın önündeki engelleri kaldırdıklarını dile getirdi.
İstinaf Mahkemelerini kurmak suretiyle yargının daha hızlı işlemesinin yolunu açtıklarını, yargılamayı geciktiren ve yargıda doğru olmayan kararlara sebep olan "kokuşmuş bilirkişilik" müessesine yeni bir yasal düzenleme getirdiklerini vurgulayan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Tasarrufa yönelik bireysel emekliliğe otomatik katılma yolunu açtık. Bugünlerde firmaların ve işletmelerin en fazla talepleri kaynak ve teminat ihtiyacı. Bu konuda aynı anda birkaç düzenleme gerçekleştirdik. Özellikle teminat için taşınırların teminat olarak gösterilmesinin yolunu açtık, sadece duran varlıklar değil, taşınan varlıklar da teminat gösterilebilecek. Piyasanın iş adamlarının, sanayicinin ihtiyacı olan nakit ihtiyacını karşılamak için Kredi Garanti Fonu'na 25 milyarlık kaynak ayırmak suretiyle ilave 250 milyarlık bir kredi hacmi oluşturduk. Şu ana kadar ancak 6 milyar kullanılabildi. Süratle bu kullanılacak. Bütün piyasanın ihtiyacının 40 milyar civarında olduğunu düşünürsek bu kaynağın çok önemli bir anlam ifade ettiği sonradan anlaşılacaktır."
Yıldırım, TOBB Türkiye Ekonomi Şurası'nda yaptığı konuşmada, ihracata önemli teşvikler verdiklerini belirterek, ihracattaki son 4-5 yılın rekor artışıyla bu verilen teşviklerin ne kadar yerinde olduğunun bir kez daha görüldüğünü söyledi.
Dış ticareti canlandırmak için özellikle beyaz eşyada ve konutta KDV'nin indirilmesi gibi teşvik edici tedbirlerin sonuç verdiğini ifade eden Yıldırım, otomotivde yeni bazı vergilerin düşürülmesiyle rekor düzeyde otomobil ve motorlu araç satışı olduğunu dile getirdi.
Başbakan Yıldırım, sicil affı getirmek suretiyle firmaların önündeki kaynağa erişim engelini de kaldırdıklarına işaret ederek, "İşsizlik Fonu'nuna benzer bir fonu da 'Ahilik ve Esnaf Fonu' olarak bu günlerde Meclis Genel Kuruluna getirmek suretiyle çıkaracağız. Böylece küçük ölçekli esnaflarımız, işlerini kaybettikleri zaman belirli bir süre bu fondan, Ahilik Fonu'ndan yararlanmak suretiyle sıkıntılarını gidermiş olacak." diye konuştu.
Küçük ölçekli işletmelere 50 bin liraya kadar bir yıl ödemesiz, 2 yıl geri ödemeli faizsiz destek verdiklerini hatırlatan Yıldırım, geçen yıl 15 bin KOBİ'ye bu desteği verdiklerini ancak bu yıl 250 binin üzerinde müracaat olduğunu dile getirdi.
Yıldırım, şartlarını sağlayan herkesi bu imkandan yararlandıracaklarının altını çizerek, şöyle konuştu:
"Şirket kuruluşlarında devrim denecek kolaylıklar getirdik. Şirket tasfiyelerinde de yine kolaylıklar getirdik. Ayrıca terörden uzun yıllardan beri etkilenen Doğu ve Güneydoğu'daki 23 ilimize cazibe merkezleri oluşturulması için burada yatırım yapacak iş adamlarımıza, sanayicilerimize fevkalade önemli avantajlar sağlıyoruz, destekler sağlıyoruz. Ben bu heyetten işlerinizin bir kısmını, en azından Doğu ve Güneydoğu'ya kaydırmanızı talep ediyorum ve istiyorum, bütün şartlar müsait. Terörün etkilerini ortadan kaldırmak ve oralarda tekrar vatandaşlarımızın yerlerine yurtlarına dönmelerini sağlamak için böyle bir sosyal sorumluluğa ihtiyaç olduğunu düşünüyorum."
BURADA YAPILAN DEVLET-MİLLET İŞBİRLİĞİNİN EN GÜZEL ÖRNEĞİDİR
Bu konuyla ilgili detayların Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan tarafından çeşitli toplantılarla il il gezilerek anlatıldığını ifade eden Yıldırım, bu toplantının devamında da yatırım yapılacak bölgelerle ilgili çalışmaların olacağını söyledi.
Binali Yıldırım, bölücü terör örgütüyle mücadele verirken iş alemini ihmal etmediklerine işaret ederek, "Bugün burada yapılan devlet-millet işbirliğinin en güzel örneğidir. Ekonomiyi tekrar şaha kaldırmak, istihdama alan açmak için Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği mensubu bütün oda ve borsa başkanları, bünyelerinde çalıştırdıkları şirketlere en az bir kişi almak suretiyle bu konuda başlattığımız ekonomideki seferberliğe ben de varım diye katkı sağlıyor." ifadesini kullandı.
Nisan ayında gerçekleşecek halk oylamasının bir seçim olmadığına işaret eden Yıldırım, bu oylamanın 18 defa değiştirilen ama bir türlü milletin ihtiyacını karşılayamayan, "yamalı bohça"ya dönmüş anayasanın 19'uncu değişikliği olduğunu anlattı.
Yıldırım, bu değişikliğin diğerlerinden önemli bir farkı olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"2007'de Cumhurbaşkanı'nı 363 milletvekili olan AK Parti, Meclis'te seçemedi. Niye seçemedi? Ana muhalefet partisi CHP, o gün bir hukuk icadı ortaya koydu, 367 diye bir icat. Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundan beri hiçbir şekilde uygulanmamış, hiç kimsenin aklına gelmemiş böyle bir garabet uygulamayı Meclis'e dayatmaya kalktı. O gün, AK Parti başından beri 'Sorunların gerçek çözümünün kaynağı milletir.' dedi ve 21 Ekim 2007'de 'Cumhurbaşkanını madem siz seçtirmiyorsunuz Meclis'te, bizde millete gideriz, millet seçer.' dedik. O referandumda millet yüzde 70'e yakın oyla, 'Evet sizi engellediler, cumhurbaşkanını artık vekillere seçtirmiyorum, ben seçecem.' dedi.
Başbakan Yıldırım, bunun ilk 10 Ağustos 2014'te uygulandığını, partilerinin kurucusu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın seçilmesiyle Türkiye'de yeni bir dönem başladığını söyledi.
Bu dönemin geniş yetkileri olan ancak sorumluluğu olmayan bir cumhurbaşkanlığı dönemi olduğunu ifade eden Yıldırım, bu mevcut durumun, iki başlılığın anayasayla düzeltilmesinden başka çare bulunmadığını vurguladı.
Bu değişikliği bütün partilerle beraber yapmak istediklerini, bunun için ana muhalefet partisine, MHP'ye gittiklerini hatırlatan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dedik ki, 'Gelin beraber yapalım, biz zaten anayasa yapmıyoruz, biz sadece değişikliği halkın onayına sunacağız. Onay makamı biz değiliz, millet olacak. Onun için gelin burada uzlaşalım, bu işi halledelim'. Maalesef bu mümkün olmadı. Bunun üzerine anamuhalefet partisi CHP Genel Başkanına başka bir teklif götürdüm. Dedim ki 'Peki siz farklı düşünüyorsunuz, eyvallah... O zaman siz de teklifinizi getirin, biz de teklifimizi getirelim, ikisini birden oylayalım. Millete ikisini de götürelim.' Fakat ses yok. Ona da gelmediler. Dolayısıyla MHP ile beraber ülkenin bu önemli sorununu çözmek ve 2007'de başlanan, yarım kalmış işin devamı olan değişiklik önerisini Meclis Genel Kuruluna getirdik. Meclis'te komisyon, Genel Kurul çalışmalarıyla 339 milletvekilinin 'evet' kabul oyuyla teklif kabul edildi ve şimdi halk oylaması süreci devam ediyor. İşin özeti, hikayesi budur. Dolayısıyla bundan sonra söz sizin, karar da sizin."
Yıldırım, iş dünyası temsilcilerine, Türkiye'nin muasır medeniyetler seviyesine ulaşmasının yolunu hızlandıracak, demokrasisini, istikrarını daha da güçlendirecek bu değişime hazır olup olmadıklarını sordu.
ÇOK MANiDAR VE DÜŞÜNDÜRÜCÜ
Halk oylamasında milletin her şeyi enine boyuna değerlendirip kararını ona göre vereceğini dile getiren Yıldırım, "Ben şöyle bir şey söyledim. Dedim ki, 'PKK, FETÖ, HDP, hayır diyorsa biz, tabii ki evet diyeceğiz.' Fakat onlardan ses çıkmadı, ses CHP'den geldi. CHP başladı, 'Bu ne biçim konuşuyor Başbakan böyle şey olur mu'. Bu çok manidar ve düşündürücü. CHP'nin Türkiye'nin, Cumhuriyet'in kuruluşundan beri Türk siyasi hayatında var olan Atatürk'ün partisinin, bugün bölücü marjinal örgütlerin ağına düşmesi bu ülkeye yakışmıyor. Sırtını dağa yaslamış, bölücü terör örgütlerine yaslamış, ülkenin demokrasisini yok etmeye çalışan FETÖ ile Türkiye'nin ana muhalefet partisinin aynı safta yer almasını ben milletin takdirine sunuyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Binali Yıldırım, halk oylamasında milletin her şeyi değerlendireceğini ve ülkenin aydınlık yarınları için en isabetli kararı vereceğine inandığını dile getirerek, TOBB camiasına ekonominin, iş aleminin geleceği için ortaya koydukları dayanışmadan dolayı teşekkür etti.
Kaynak:HÜR24 Haber
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.