Bilgi ve medeniyeti sıfırlayan devrim

Bilgi ve medeniyeti sıfırlayan devrim
“Saltanatın zamanı geçti” denilerek Batılılaşma adına ard arda yapılan yeniliklerle milletin medeniyet ve kültür geçmişi yok sayıldı, yok edildi.

Cumhuriyet'in ilanından hemen sonra “Saltanatın zamanı geçti” denilerek ard arda yenilikler yapıldı. Medreseler kapatıldı, Şapka Kanunuyla bir çok kişi dar ağaçlarına götürüldü. Batılılaşma adına milletin medeniyet ve kültür geçmişi yok sayıldı, yok edildi. Binlerce yıllık bilgi hafızasının silinmesine, “Alimler cahil oldu, cahiller alim oldu” gibi acı bir gerçeğin ortaya çıkmasına sebeb olan Harf İnkılabı da bu uygulamaların en önemli olanlarındandır.

1928 yılında yapılan bu inkılapla, Arap alfabesi (okuyup yazmayı kolaylaştırmak ve yaymak, modern öğretim ve eğitimin gerçekleşmesini sağlamak gibi bahanelerle) terk edilmiş ve ‘Batı Medeniyeti'ne açılımı sağlayan Latin harfleri kullanılmaya başlanmıştır.

Bir milletin öz geçmişini, bilgi ve tarih hafızasını silen bu ‘devrim'i tanıtmak için Mustafa Kemal, İstanbul Sarayburnu Parkı'ndaki etkinlikte şöyle konuşuyordu:

"Arkadaşlar! Güzel dilimizi ifade etmek için yeni harfleri kabul ediyoruz. Bizim güzel, ahengi zengin lisanımız yeni harflerle kendini gösterecektir. Yüzyıllardan beri kafalarımızı demir çerçeve içinde bulunduran, anlaşılmayan ve anlamadığımız işaretlerden kendimizi kurtarmak mecburiyetindeyiz…”

Kurtulmak istenen ‘Demir çerçeve'den kasıt harflermiydi yoksa bu milletin ümmet ile olan bağımıydı?

Harf İnkılabının ilk adımı, 20 Mayıs 1928'de 1288 sayılı kanunla, Arap rakamlarının kullanılmasına son verilerek, uluslararası rakamların kabulü ile başlamış, 9 Ağustos 1928 gecesi halka duyurulduktan sonra 1 Kasım 1928 tarihinden uygulamaya konulmuştur.

Bütün bir milleti bir anda okuma yazma bilmez hale getiren ve tarihi, dini, insani, kültürel tüm bağlarından koparma anlamına gelen harf değişikliği Türkiye toplumu üzerinde batı hayranı kesimlerin beklediği etkiyi yapmış; halkın tüm kazanımları sıfırlanmış ve tamamen Batı kültürünün hegemonyası altına girmiştir.

Harf kanunu'ndan sonra Osmanlı arşivleri Bulgaristan'a “eski kağıt” diye satıldı. Batı o arşivin değerli bir kısmını Bulgaristan'dan aldı. Geriye kalan kısmıysa, Turgut Özal döneminde geri alındı. Bugün o arta kalan kısımlar bile hala hepsi düzenlenmediği halde araştırmacılar için büyük bir hazine görevi görmektedir.

Kaynak:DOĞRUHABER

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.