“Camiler 7-24 din hizmetlerinin yürütüldüğü mekânlardır”
Şehirlerin kalbinin attığı yerlerin camiler olduğunu belirten Diyanet İşleri Başkanlığı Cami Hizmetleri Daire Başkanı Selahaddin Çelebi, Diyanet olarak camilerin toplumun bütün kesimleriyle buluşturmak için projeler ürettiklerini söyledi.
Bir dizi programlara katılmak üzere Batman’a gelen Diyanet İşleri Başkanlığı Cami Hizmetleri Daire Başkanı Selahaddin Çelebi, İLKHA’ya açıklamalarda bulunarak, camilerin önemine değindi. Çocukların camilerin geleceği olduğunu belirten Çelebi, camilerden daha fazla istifade edilebilmesi için yoğun bir çaba harcadıklarını söyledi.
Diyanet İşleri Başkanlığı olarak Ramazan aylarında merkezdeki imamları ve ülke genelinde müftüleri, vaiz ve görevlileri irşat programı çerçevesinde memleketin dört bir köşesine gönderdiklerini belirten Çelebi, kendisinin de irşat programı kapsamında Batman’a geldiğini söyledi.
Ramazan ayında camilere son derece yoğun bir ilgi olduğuna dikkat çeken Çelebi, bu durumdan son derece memnun olduklarını ancak sadece Ramazan’da değil her zaman camilere yoğun ilginin olması gerektiğini kaydetti.
Çelebi, “Gönlümüz arzu ediyor ki Ramazan öncesinde ve sonrasında da yani hayatın tamamında camilerimiz bir cazibe merkezi, ilgi odağı ve bir toplanma merkezi olsun. Asr-ı saadetten beri camiler müminlerin bir araya geldikleri, sevinçlerini, kederlerini paylaştıkları mekânlar olagelmiştir. Biz de Diyanet İşleri Başkanlığı olarak özellikle 2010 yılından sonra camilerimizde unutulan, ihmal edilen ve göz ardı edilen bir takım temaları ele aldık. Bu temalarla toplumun bütün kesimlerine camiyi açmak, toplumun bütün kesimleriyle camiyi buluşturmaktır. Çünkü camilerimiz günün belirli vakitlerinde kapanıp açılan bir resmi daire statüsünde olmamalıdır, olamaz da.” dedi.
“Camiler 7-24 din hizmetlerinin yürütüldüğü mekânlardır”
Şehirlerin en canlı yerlerinin camiler olması gerektiğine işaret eden Çelebi, “Camiler 7-24, gece-gündüz ve yaz-kış demeden din hizmetlerinin yürütüldüğü mekânlardır. Elhamdülillah biz bugün Batman’da Şevket Başak Caminde de bu mutluluğu ve heyecanı gördük. Camilerimizin imar aşamasında, imar konusunda elhamdülillah toplum olarak çok hassasız. Camimizin bir eksiği olduğunda hemen bir sonraki vakte kadar o eksiklik giderilir. Şuna dikkat çekmek istiyoruz; camimizin imarı ve tezyinatı sadece güzel kubbesinden, güzel minberinden, güzel mihrabından ve güzel kürsüsünden ibaret değildir. Camilerin bir de manevi imarı vardır ki bu son derece önemlidir. O da camilerin cemaatle dolmasıdır. İnsanlarımızın camilerde rahatça nefes alıp verebilmeleri cami müştemilatında birlik beraberlik içerisinde iftar, sohbetler ve muhabbetler yapabilmeleridir.” diye konuştu.
“Türkiye’de 90 bine yakın cami toplumun tamamına hizmet veriliyor”
Camilerin Kâbe’nin yeryüzündeki şubeleri ve çok değerli mekânlar olduğunu söyleyen Çelebi, “Diyanet İşleri Başkanlığı olarak camilerimizi gençlerle, çocuklarla, hanımefendilerle, engellilerle ve toplumun bütün kesimleriyle buluşturmak için projeler üretiyoruz. Çalışmalarımıza devam ediyoruz. Elhamdülillah ülkemizde 90 bine yakın camimizle toplumumuzun tamamına hizmet veriyoruz. Camiler Kâbe’nin birer şubesidir. Beytullah’ın bir şubesidir. Yeryüzünün en güvenli mekânlarıdır. Buraya gelen müminler kendilerini güvende hissederler ve Cenab-ı Hakk’ın evine gelmiş bir ibadet mekânında olmanın verdiği huzur ile buradan ayrılırlar.” ifadelerini kullandı.
“Gençlerin camilerden daha çok istifade edebilmeleri için yoğun çaba sarf ediliyor”
Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı olarak camilerde gençlere yönelik çalışmalar başlattıklarını kaydeden Çelebi, konuşmasının devamında şunları söyledi: “Gençlerimizin camilerden daha çok istifade etmeleri için okuma salonları, internet erişim noktaları ve ev ödevlerini yapabilmeleri için kütüphaneler oluşturmaya başladık. Hakikaten ülke genelinde bu anlamda büyük bir çalışma başlamış durumdadır. Camilerimizde mevcut kütüphaneler zenginleştiriliyor. Kütüphanesi olmayan camilerimizde kütüphaneler oluşturuluyor. Genç kardeşlerimiz buralara gelip bu manevi atmosferden istifade etmeleri, ev ödevleri yapabilmeleri, araştırma yapabilmeleri milli manevi değerlerle daha donanımlı hale gelebilmeleri için hamdolsun buralarda çalışmalar yürütüyoruz. Camilere bağlı gençlik kollarımız özellikle üniversite öğrencilerimizin kalabileceği mekânlar, Türkiye Diyanet Vakfı aracılığıyla ve Diyanet İşleri Başkanlığının koordinesiyle yapageldiğimiz çalışmalar arasındadır.”
“Çocuk caminin geleceğidir”
Camilerin geleceğinin çocuklar olduğuna dikkat çeken Çelebi, “Sevgili Peygamberimiz torunlarıyla birlikte camide namaz kılıyor. Secdesini uzun tutuğunda ashabı kiram, vahiy geldiğinden ya da sevgili Peygamberimizin rahatsızlığından endişe ediyor. Hâlbuki daha sonra sevgili Peygamberimiz uzun secdenin sebebinin torunu Hasan’ın omuzuna çıkması, kalktığında düşüp bir yerini yaralaması, zedelemesi olduğu için kalkmadığını ve onun inmesini beklemesinden kaynaklandığını ifade ediyor. Çocuk caminin geleceğidir. Biz önce küçük diye çocuklarımızı camiye kabul etmek istemiyoruz. Ardından biraz büyüdüklerinde hele biraz daha büyüsün diye bekliyoruz. Daha sonra çocuklarımızın boyu bizim boyumuza ulaşınca artık birçok şeyi geride bırakmış oluyoruz. Onun için bırakalım çocuklarımız camiye gelsinler, camide koşsunlar, cami adabını öğrensinler ve bizimle birlikte camide o manevi havayı teneffüs etsinler.” açıklamasında bulundu. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.