Çin ve ABD anlaşmaya vardı: TikTok’un Amerikanlaştırılması mı, Trumplaştırılması mı?

Bu karar, Trump yönetiminin sosyal medya uygulamasını Çin kontrolünden alıp “Amerikanlaştırma” hamlesi olarak gösterilse de, eleştirmenler bu sürecin aslında gözetim, siyasi kontrol ve şeffaflıktan uzak bir şekilde yürütüldüğünü savunuyor.

Trump, geçen aylarda TikTok’u sat ya da yasakla kanununu defalarca erteleyerek, yürütme erkinin yasama ve yargıya karşı güvenilirliğini zedeledi. Hazine Bakanı Bessent “Madrid’de bir anlaşma yaptık… bugüne dek tüm ayrıntılar netleşti, iki liderin Kore’de bu işlemi tamamlamasını bekliyoruz.” dedi.

Ancak anlaşmanın detayları hâlâ büyük ölçüde gizli. Eleştirmenler “TikTok’un algoritması, veri güvenliği ve içerik moderasyonu konuları hâlâ belirsiz.” diyerek sürece dair şeffaflığın yetersizliğini vurguluyor. Ayrıca, bu devrin Trump’a yakın yatırımcılar aracılığıyla yürütülmesi, “kamusal çıkar mı yoksa siyasi çıkar mı?” sorusunu gündeme taşıdı.

Bu arada, Çin hâlâ yeni yapılanmada yüzde 20’nin altında da olsa bir hisseye sahip olacak; bu durum ulusal güvenlik ve veri egemenliği açısından soru işaretlerini artırıyor. Uzmanlar, TikTok’un Amerika’daki genç ve geniş kullanıcı kitlesi üzerinden olumsuz anlamda psikolojik, toplumsal, siyasi ve etik dışı etkiler oluşturma potansiyelinin devam ettiğini söylüyor.

Trump yönetiminin “TikTok’u kurtarma” söylemi altında aslında uygulamanın kontrolünü ve içerik yönlendirmesini kendi çıkarlarına göre şekillendirme riski bulunduğu yorumları artıyor. Bu gelişme, sosyal medya, veri gizliliği ve demokratik süreçler açısından ciddi bir kurum sarsıntısı olarak görülüyor.