Demirtaş: Türkiye büyük bir felakete gidecek
Demirtaş’ın konuşmasından satır başları şöyle:
“‘Tek’lik vurgusu Nazi zihniyetinin sloganıdır”
“Tek dil, tek millet, tek devlet, tek başkan… Türkiye’nin en çok oy alan partisi ‘tek dil’ üzerine kuruludur. Bu, faşizmdir. Bu, bizatihi Alman Nazi zihniyetinin sloganıdır. Türkiye’nin yarısı bunlara oy veriyor olabilir ama bu onların tekçi faşizan zihniyetten beslenmediğini göstermez. Hitler bunlardan daha çok oy almıştı. Bir diğeri Türk milliyetçi kimliği üzerinden örgütlenmiş. Onlara göre ‘Bir Türk dünyaya bedel’. Bir diğeri de tüm toplumun tarihini 1920’den 1923’ten başlatıyor. Kemalizm üzerine kurulu ulusalcı-milliyetçi bir anlayışla, yine tekçilik var.
“İkna üzerinden bir ilerleme yok”
Tüm toplumu iknaya dayalı bir yol izlense buna itiraz etmeyeceğiz, ancak izlediği yol demokratik bir yol değil. Devleti, medyayı… ele geçirdi. Toplumu ikna üzerinden bir ilerleme söz konusu değil, şok doktrini uygulanıyor. 7 Haziran’da biz HDP olara bu gidişata müdahale ettik, çılgına dönen bir saldırıyla çok daha ağır bir saldırı ile toplumu bu noktaya getirdiler.
“Peki, ya başkanlık isteyenler?”
“‘Özyönetim isteyenlerin dünyasını başına yıkacağız’ diyor; peki, ya başkanlık isteyenler? Kendi önerdiğin model dışındakini tartışmak yasak. Bunu yapanların dünyasını başına yıkarız diyor. Cizre, Sur, Nusaybin’de bu yapılıyor.
“Müdahale etmezsek daha büyük felaketler yaşanacak”
“Türkiye eğer bizim müdahalemiz olmasa felakete sürüklenecek. Biz Türkiye toplumunun kötülüğünü isteseydik, yerimizde oturmamız yeterlidir. Bize ‘vatan haini’ diyorlar, eğer biz ‘hain’ olsak bu vatana yapılacak en büyük kötülüğü yerimizde oturarak yapardık. Ancak biz sorumluluk sahibi olduğumuz için oturup izleyemeyiz, müdahale etmek zorundayız. Aksi takdirde daha büyük felaketler karşımıza çıkacak.
“Bir kıvılcım iç savaş başlatır”
“İç savaşlar, bu şekilde kamplaşma ve kutuplaşma sonrasında hiçbirimizin ön göremediği bir kıvılcım iç savaş başlatır. Bosna, Yugoslavya hep acı örnekler. Kim başlattı bulamazsınız, sorumluyu bulamazsınız. Çünkü sadece bir kişi değil. Kim durdurabildi? Hiç kimse. O topraklar kana ve savaşa doyuncaya kadar herkes izledi. Bugün müttefikimiz dediğiniz güçler, büyük bir iç savaş başladığında sadece izleyecektir.
“Sırbistan’da, Bosna’da böyle yaşandı felaketler. Dünya izledi, AB izledi, NATO izledi. Kim engelleyebildi? İşte aynı şey yaşanıyor. Ve ülkeyi yönetenler de sanki yeterince felakete hızlı gitmiyormuşuz gibi bu ülkenin Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Bakanları daha çok gaza basıyorlar.
Cizre’deki yaralılar
“9 gündür yaralı insanları Cizre’den almaya çalışıyoruz, Cumhurbaşkanı ‘yaralı mı değil mi bilmiyoruz’ diyor. Neyi düşünerek kurdu bu cümleyi bilmiyoruz. Belediyenin ambulansını göndereceğiz, bırakın. Ambulans o binaya yaklaşınca ateş açmaya başlıyorlar. Bunlar Bakan’a dinletildi. Canlı olarak telefonun hoparlörü açıldı dinletildi. Zannediyor ki bu bir başarıdır. Akşam televizyonlardan böyle anlatıyorlar. Bunun insanlarda nasıl bir öfkeye yol açacağını hesaplayacak bir akıl ve vicdan yok bunlarda.
“Demokrasi ve barış bloku ihtiyacı var”
“Bir demokrasi ve barış bloku ve gücüne ihtiyaç var. Örgütsüz olabiliriz, başka yerlerde olabiliriz. Örgütlenmezsek yarın daha fazla ağlamanın, sızlanmanın anlamı yok. Türkiye artık bu uçurumun kıyısına gelmiş durumdadır. Muhalefet eksikliğini görmeli ve Türkiye’nin geleceğini kurtaracak ciddi bloklaşmalar yaratmalıdır.
“Çaresizliği yaşayan Kürtler değil Türkiye’nin batısı”
“‘Kürtler kendi başının çaresine baksın’ deniyorsa oradan başka sonuçlar çıkar. Kürtler çaresiz ve perişan olduğundan değil, beni bağışlasınlar ama şu anda çaresizliği ve umutsuzluğu yaşayan Türkiye’nin batısıdır. Hep birlikte direniş umudunu büyütmemiz lazım.
“Türkiye, ‘herkesi teslim aldık’ duygusunu yaymaya çalışıyor. Bunu kırmaya çalışmamız lazım. Ortada böyle bir durum yok. Yüzde 49, 50 civarında oy almış bir parti bu kadar panikler mi? Biz yüzde 49,5 oranında oy alsak kim ne kadar propaganda yaparsa yapsın deriz, gelsinler bizim mikrofonumuzda konuşsunlar deriz. Bunlar niye bu kadar paniklediler. Akademisyenlere ve Ayşe öğretmene karşı neden paniklediler. Çünkü aldıkları oy sabun köpüğü gibidir. ‘Ayşe midir öğretmen midir’ beli olmayan bir durum üzerinden dehşet politikası yürüttüler. Kanala ceza verdiler. Şovmen şovmen olmaktan çıktı; adam espiri yapamaz oldu.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.