Derin Ekonomi'nin Eylül sayısı bayilerde

Derin Ekonomi'nin Eylül sayısı bayilerde
Türkiye’nin ilk uluslararası ekonomi politik dergisi Derin Ekonomi’nin Eylül 2017 sayısı bu ay da dopdolu. Derginin kapak dosyası, ‘görünürde’ Kuzey Kore ile ABD arasında yaşanan nükleer gerginliğin perde arasını aralıyor.

Türkiye’nin ilk uluslararası ekonomi politik dergisi Derin Ekonomi’nin Eylül 2017 sayısı bu ay da dopdolu. Derginin kapak dosyası, ‘görünürde’ Kuzey Kore ile ABD arasında yaşanan nükleer gerginliğin perde arasını aralıyor. Geniş bir perspektifle Çin-ABD rekabetinin ekonomik seyrinin de mercek altına alındığı dosyada, yeni kurulmakta olan dünyanın ana çatışma ekseninin Pasifik bölgesi olacağı iddiası detaylandırılıyor.

Uluslararası ilişkiler sahnesinin son dönemdeki en popüler figürlerinin başında, Kuzey Kore Lideri Kim Jong-Un var. Kim Jong-Un’un dünya medyasını ve kamuoyunu bu kadar çok meşgul etmesinin ardında, kendisinin ve ülkesinin özgül ağırlığının çok ötesinde nedenler var. Sahip olduğu nükleer silah kapasitesi de ciddi bir faktör olarak gündemi belirliyor kuşkusuz ancak esas sebep, bu eksantrik siyasi figürün ABD ile Çin arasında yaşanan bölgesel ve küresel mücadelenin tezahürlerinden biri olması.

Çin, ekonomik ve siyasi güç anlamında her geçen gün ABD’ye yaklaşırken, dev rakibine karşı iddiasını, Kuzey Kore’nin nükleer lisanıyla dile getiriyor. Buna karşılık ABD, yeni yüzyılda da Pasifik’in ve dünyanın esas hakimi olarak kalacağını ilan etmek için, yükselen rakibini Kuzey Kore üzerinden tehdit ve ikaz ediyor. Şekli, süresi, mücadele biçimi, diplomatik dili ve dünyaya yansımaları nasıl olur bilinmez ama Pasifik’te yeni bir Soğuk Savaş çoktan başlamış durumda. Türkiye’nin ilk uluslararası ekonomi politik dergisi Derin Ekonomi, Eylül 2017 sayısında, Kuzey Kore krizindeki asıl meseleyi açıklıyor. Okurlar, bu kapsamlı dosyada, Çin-ABD rekabetinin ekonomik seyrini de detaylı bir şekilde görebilme imkanı bulacak.

BANKALAR NASIL VERGİ ŞAMPİYONU OLDU?

Bankacılık sektörü 2014 yılında 24 milyar 610 milyon lira, 2015 ve 2016 yıllarında ise sırasıyla 26 milyar 52 milyon lira ve 37 milyar 530 milyon lira net kâr elde etmişti. Sektör bu yılın ilk altı ayında elde ettiği yüksek kârla 2014’te tüm yılda elde ettiği toplam kârı geçmiş oldu. Akıllara hemen şu soru geliyor. Reel sektör kârlılıkları bu kadar dalgalanırken, bankalar nasıl bu kadar yüksek kâr ediyor? Yanıtlar Derin Ekonomi’nin en güncel rakamlara dayalı ayrıntılı analizinde.

TÜRKİYE'NİN EN ETKİLİ THINK TANK'LERİ

Tüm dünyada siyasette ve sosyal yaşamda etkin olan think tank’ler, sayı ve nitelik itibariyle yükselme eğiliminde. Türkiye’de de, özellikle son on yılda think tank sayısında artış var, ancak küresel ve bölgesel güçler ile karşılaştırdığımızda Türkiye hâlâ think tank fakiri bir ülke. Her yıl dünya çapında etkin think tank’lerin haritasını çıkaran The Global Go To Think Tank Endeksine göre, Türkiye’de, üniversite bünyesinde faaliyet gösteren araştırma kuruluşları dışarda tutulduğunda, çoğu Ankara ve İstanbul merkezli olmak üzere 32 kuruluş etkin olarak faaliyet gösteriyor. Dünyadaki toplam sayının 6.846 olduğunu ve bunun 1.835’inin ABD’de olduğunu dikkate alırsak, bu sayının Türkiye’nin 2023 hedefleri için ne kadar az olduğu açık bir şekilde görülüyor.

KÜRESEL YOKSULLUĞU BİTİCEREK 17 SEKTÖR

1990 yılında dünya nüfusunun 2,2 milyarı aşırı yoksuldu. Günlük geliri 1,25 dolar olan kişi sayısı 2015’te 800 milyona kadar geriledi. Bu kendiliğinden olmadı elbette. Birleşmiş Milletler’in 193 üyesinin imzasıyla, aşırı yoksul sayısını 2030 yılında tamamen yok etme hedefiyle ‘Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ ilan edildi. Bu hedefler 17 farklı sektörde devasa bir ekonomik potansiyel doğurdu. ‘Tutunamayan dünyayı’ aşırı fakirlikten kurtaracak bu büyük ekonomik dönüşüme en fazla ilgi gösteren uluslararası şirketler hangileri, iş fırsatları nerede? Derin Ekonomi, Milenyum Kalkınma Hedefleri'nin 15 yıllık karnesini gözler önüne seriyor.

TÜRKİYE VE DÜNYA GERÇEKLERİNE DAİR YORUMLAR

İbrahim Karagül yönetimindeki Derin Ekonomi, güçlü yazar kadrosunun yorumlarını okurlarının dikkatine sunuyor. Doç. Dr. Ömer Bolat, Ali Saydam, Doç. Dr. Hatice Karahan, Aşkın Baysal, Doç. Dr. Kadir Tuna, Prof. Dr. Murat Yülek, İbrahim Acar, Dr. M. Levent Yılmaz, Dr. Mamdouh G. Salameh, Prof. Dr. Obiyathulla Ismath Bacha, F. William Engdahl, Robert M. Cutler, Pierre Chiartano, Dimitri Triantaphyilou ve Shuriah Niazi, ekonomi ve politika gündemine ilişkin yorumlarıyla farklı bakış açıları sunuyor.

Kaynak:HÜR24 Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.