Dikkat! İhmal Edilen Astım KOAH'a Dönüşebilir!
Nefes darlığı, hırıltı ve öksürük belirtileriyle ortaya çıkan astım hastalığı, düzenli takipler ve yaşam tarzı düzenlemeleri ile kontrol altına alınabiliyor. Ancak tedavi edilmeyen astım, benzer belirtiler gösteren ama çok daha tehlikeli bir solunum yolu hastalığı olan KOAH’a dönüşebiliyor. Memorial Hizmet Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Banu Altoparlak, 16 Kasım Dünya KOAH Günü” öncesinde, KOAH hastalığı ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
Öksürük ve nefes darlığı astımda ataklarla KOAH’ta ise sürekli görülüyor
Astım ve KOAH hastalıklarının belirtileri birbirine benzerlik gösterse de, aralarında önemli farklılıklar bulunmaktadır. Astım, çevredeki tetikleyici faktörler ve genetik yatkınlıklardan dolayı daha genç yaşlarda yaşanabilirken; KOAH genellikle uzun yıllar sigara içilmesine bağlı olarak belli bir yaştan sonra ortaya çıkmaktadır. Her iki hastalıkta hırıltılı solunum, öksürme, nefes darlığı, balgam, göğüste sıkışma hissi ve yorgunluk belirtileri görülürken astımda bu belirtiler ataklar şeklinde, KOAH’ta ise sürekli yaşanmaktadır. Belirtilerin birbirine benzerliği, teşhis ve tedavi bakımından önemlidir.
Doğru tedavilerle hiç astım olmamış gibi sağlıklı yaşayabilirsiniz
Sigara dumanı, mevsimsel geçişlerde görülen alerjenler ve gribal enfeksiyonlar en sık rastlanan astım tetikleyicileridir. Hastalarının tetikleyicilerden uzak durması ve yaşam tarzını buna göre belirlemesi astımın en önemli tedavi ayaklarından birisini oluşturmaktadır. İlaçları ve gerekli tedavilerini aksatmayan, yaşam tarzını astıma göre düzenleyen hastalar, hayatlarını hiçbir sıkıntı yaşamadan tamamen normal olarak sürdürebilmektedir. İş ve sosyal yaşantılarını sorunsuz yaşayan bu tür astım hastaları, spor ya da farklı aktivitelerde de bulunabilmektedir. Astım hastası olup ses sanatçısı veya maraton koşucusu olan bile bulunmaktadır.
Sigarayı bırakarak KOAH’ı dur deyin!
Tamamen iyileştirilemeyen ve ilerleyici bir hastalık olan KOAH hastalarının sigarayı bırakmaları tedavinin en önemli evresidir. Sigarayı bırakmayarak sadece ilaçlarla KOAH’la mücadele etmek isteyen bir hastanın, nefes darlığı hızla ilerleyerek yaşam kalitesi bozulacaktır. İleri düzey KOAH hastaları sürekli oksijen tedavisine bağımlı hale gelerek en küçük bir eforda bile nefes darlığı yaşayabilmektedir. KOAH hastalığında akciğerlerde ve bronşlarda oluşan tamiri mümkün olmayan hasarın ilerlemesini durdurmaya yönelik tedaviler yapılabilmektedir. .Sigara dumanına bile maruz kalmaması gereken KOAH hastalarının enfeksiyon hastalıklarına karşı da önlem almaları hayati önem taşımaktadır.
Astımın tedavisini ihmal etmeyin
Astım tedavisine başlamadan önce gerekli olan solunum fonksiyon ve alerji testleriyle birlikte kan tetkikleri ve akciğer röntgeninin çekilmesi gerekmektedir. Yapılan tetkikler, hastanın hikayesiyle birleştirilip astımın hangi boyutlarda olduğu belirlenerek tedavi yöntemine karar verilir. Astım teşhisi alıp hiç tedavi görmeyen hastaların neredeyse tamamının rahatsızlıkları yıllar içinde ilerleyerek KOAH’a dönüşmektedir. Bunun tam tersi olarak da astım teşhisi alan ve gerekli tedaviyi gören hemen hiçbir hasta KOAH olmadan hayatını normal insanlar gibi sürdürebilmektedir.
Spordan vazgeçmeyin
Astımda olduğu kadar KOAH hastalığında da kişiler spor ve egzersizden uzak kalmamalıdır. Gerekli tedavilerini olan ve astımını kontrol altında tutan bir kişi doktor kontrolünde rahatlıkla spor yapabilmektedir. Özellikle açık hava sporlarının vücudun kondisyon ve kapasitesini arttırarak astım ataklarını azalttığı bilinmektedir. Nefes almakta zorluk çektikleri için spor ya da egzersiz yapmak istemeyen KOAH hastalarına solunum fizyoterapisti eşliğinde uygulanacak solunum egzersizleri vücudun oksijen kullanımını geliştirmektedir. Bununla birlikte egzersiz ve spor; KOAH hastalarının nefes almasını rahatlatıp, kan dolaşımını geliştirmesi bakımından da önemlidir.
Bilinçsizce uygulanan bitkisel tedaviler şikayetleri artırabilir
Astımla yaşamak mümkünken, hastalığın tamamen iyileştirilemeyeceği unutulmamalıdır. Tedavilerin yarım bırakılması veya tetikleyici etkenlere maruz kalınması astım ataklarının tekrar yaşanmasına neden olabilmektedir. Bilimsel yönden etkileri ispatlanmayan bitkisel ya da farklı tedavi yöntemlerine başvurmak, astımın etkilerini azaltmak yerine çok daha ciddi sonuçlara neden olabilmektedir.
Kaynak:HÜR24 Haber
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.