Diyabet hastalığı böbrek yetmezliğini tetikliyor!

Diyabet hastalığı böbrek yetmezliğini tetikliyor!
Araştırmalara göre Türkiye’ni yüzde 13,4’ü diyabet hastası. Daha net ifadeyle 6 milyon 400 bin kişi diyabet hastası ve bu hastaların neredeyse yarısı diyabet hastası olduğunu bilmiyor.

14 Kasım Dünya Diyabet Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Ege Üniversitesi Nefroloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Ok, “Diyabet kontrol altına alınmadığı takdirde, başta böbrek yetmezliği olmak üzere birçok sağlık problemini de beraberinde getiriyor” dedi.

Dünyada küresel bir sorun haline gelen hastalıklardan birisi de diyabet… Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF) tarafından 2015 yılında açıklanan ‘Diyabet Atlası’na göre;

  • Dünyada 11 yetişkinden 1’i diyabetli (415 milyon)
  • 2 diyabetli yetişkinden 1’ine (%46,5) teşhis konulmamış yani diyabetli olduğunu bilmiyor
  • Küresel sağlık harcamalarının %12’si, diyabete harcanıyor (673 milyar ABD Doları)
  • 7 doğumdan 1’i gebelik diyabetinden etkileniyor
  • Diyabet hastalarının dörtte üçü (%75), düşük ve orta gelir düzeyindeki ülkelerde yaşıyor.
  • Her 6 saniyede 1 kişi diyabet hastalığından hayatını kaybediyor. (hayatını kaybedenlerin sayısı 5 milyon)

Diyabet’te en hızlı artış Türkiye’de görülüyor!

Diyabet konusunu Türkiye penceresinden değerlendiren Prof. Dr. Ercan Ok şu açıklamaları yaptı:

“Türkiye Diyabet Vakfı’nın paylaştığı son verilere göre; Türkiye’deki diyabet hastası oranı yaklaşık 2 kat artarak yüzde 7,6’dan yüzde 13,4’e çıktı. Diyabet hastası sayısı bakımından Türkiye, Rusya ve Almanya’dan sonra üçüncü sırada yer almakta. Ayrıca tüm Avrupa ülkeleri içinde diyabette en hızlı artış da Türkiye’de görülüyor. Üstelik diyabet konusundaki farkındalık oranı da sadece yüzde 20-25. Günümüzde diyaliz tedavisi gören hastaların yüzde 30 ila 40’ının böbrek yetmezliğinin temelinde diyabet var. Söz konusu tablonun bu denli vahim olması, gelecekte böbrek yetmezliği ve diyalize maruz kalmamak için, diyabetin kontrol altında tutulmasını zorunlu kılıyor.”

Hastalar mücadeleyi bırakmamalı!

Prof. Dr. Ok, “Tüm çabalara rağmen önlenemeyen diyabet hastalığının ilerleyen safhalarda böbrek yetmezliğine dönüşmemesi için bir dizi önlemler alınması gerekiyor. Diyabet tedavisinde hekime ve hastaya önemli görevler düşüyor. Çünkü diyabeti kontrol altında tutarak sağlığı muhafaza etmek mümkün. Tüm önlem ve çabalara rağmen diyabet ile karşı karşıya kalarak ardından böbrek yetmezliği gibi istenmeyen bir sonuç ile karşılaşma durumunda, hastalar her şeye rağmen mücadeleyi ve kontrolü elden bırakmamalıdır. Çünkü gelişen diyaliz yöntemleri ile diyaliz hastalarının da günlük yaşam akışlarını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi mümkün” diye konuştu.

Diyabetin neden olduğu böbrek yetmezliğine “Evde” çözüm!

Diyabet hastalığının ileriki evrelerinde, hastaların karşı karşıya kaldığı kronik böbrek yetmezliği probleminin tedavi yöntemleri; organ nakli, periton diyalizi ve hemodiyaliz’dir. Hastalığı sonlandıran tek tedavi yöntemi, transplantasyon yani böbrek naklidir. Fakat ülkemizde organ bağışı noktasında da ciddi sıkıntılar bulunmakta, bağışçı sayısı yetersiz kalmaktadır. Dolayısıyla günümüzde en yaygın böbrek yetmezliği tedavi şekli, diyalizdir. Hastalığın ilk aşamasında periton diyalizi önerilmekte olup, ardından hemodiyalize geçilmekte.

Son 11 yıldır ülkemizde uygulanmakta olan Ev Hemodiyalizi ise, hastanın kendi evinde kendi diyalizini kendi yapması anlamına geliyor. Ev Hemodiyalizi tedavisi, hemodiyalize alternatif olarak ortaya çıkmıştır. Ev Hemodiyalizi gören hastalar, diyaliz saatlerini kendileri belirliyor. Daha uzun diyalizde kalma fırsatı sunan tedavi, hastanın yaşam kalitesini ciddi manada artırıyor. Üstelik sosyal yaşamını şekillendirmesi noktasında da hastaya özgürlük sunuyor. Çünkü gece uyku esnasında diyalize giren hastalar, tüm günü kendilerine, okul ve işlerine, eşlerine, dostlarına ayırabiliyor. SGK tarafından ücretsiz olarak kurulan ev hemodiyalizi sistemi kolaylıkları nedeniyle gitgide yaygınlaşıyor” dedi.   

Kaynak:HÜR24 Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.