Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: Diyanet Akademisi, din hizmetlerimizi daha güçlü kılacak
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Diyanet Akademisi Aday Din Görevlileri Eğitimi 1. Dönem Açılış Programı’na katıldı.
Ankara Dini Yüksek İhtisas Merkezi’nde düzenlenen programda aday din görevlilerine ilk dersi veren Erbaş, "İslam düşüncesinde bilginin kaynakları, Kur’an ve sünnet, akıl ve duyulardır. İslam ahlakı gereğince bilginin amacı insanoğlunu iyiliğe ve hakikate ulaştırmaktır. Din ile insan arasındaki doğal ilişki ise ancak bilinçli ve iradeli bir teslimiyetle olabilmektedir." dedi.
Toplumun her kesimine din hizmeti sunmak ve onları İslam dini konusunda aydınlatmanın Diyanet İşleri Başkanlığının yasal sorumluluğu olduğunu hatırlatan Erbaş, "Anayasamızın ilgili maddeleri Diyanet İşleri Başkanlığımıza, toplumun bütün kesimlerine din hizmeti sunma ve rehberlik yapma zorunluluğu yüklemektedir. Bizler bu mükellefiyetin gereği olarak her türlü siyasi, ideolojik görüşün üstünde, hiçbir mezhep-meşrep ayrımı yapmadan bütün halkımıza hizmet etmek zorundayız. Ayrıca sosyal ve küresel gerçeklikleri göz ardı etmeden, çok boyutlu, geniş ve disiplinli çalışmalarla bir gelecek perspektifi oluşturmak mecburiyetimiz vardır. Çünkü dünya ölçeğinde gelişen ve değişen şartlar, toplumun standartları yüksek din hizmetine duyduğu ihtiyacı belirgin bir şekilde ortaya koymaktadır." şeklinde konuştu.
"Diyanet Akademisi, din hizmetlerimizi daha güçlü kılacak"
Din hizmetlerinin cami dışı alanda da etkin hale gelmesi, yaygın din eğitiminin muhatap kitlesine okul öncesi yaş grubu ile engelli, mülteci ve yetişkinlerin dahil olması, bu alanlarda görev alacak Diyanet personelinin köklü ve sistematik bir eğitimden geçmesini zorunlu hale getirdiğini vurgulayan Erbaş, Diyanet Akademisi Başkanlığının, özellikle din hizmetleri ve yaygın din eğitimi sahasında Diyanet İşleri Başkanlığına nitelikli personel yetiştirmek amacıyla kurulduğunu söyledi.
Diyanet Akademisinin kurulması ile birlikte Diyanet İşleri Başkanlığının personel eğitimlerinin tek çatı altında toplandığını belirten Erbaş, meslek öncesi eğitime geçmiş olmalarının Diyanet Akademisinin en önemli kazanımı olduğunu ifade etti.
Diyanet Akademisinin, din hizmetlerini daha güçlü kılacağına dikkati çeken Erbaş, "Diyanet Akademisi, hizmetlerimizin müşahhas, bireysel ve toplumsal karşılığını önceleyecektir. Bu öncelik, akademimizin gerek kadro gerekse öğrenci potansiyeli açısından gelişmesiyle birlikte, tabii ki öğrencilerimize sunulan bilginin niteliği, toplumumuza ve dünyanın geleceğine katkısıyla ilgili olacaktır." diye konuştu.
"Diyanet Akademisi, dünya çapında ufuk kazandıracak bir kurumdur"
Diyanet Akademisi’ni, kategorik planda belirli derslerin eğitimini veren ve diploma kazandıran bir kurum olarak görmenin, ufkumuzu daraltacağına işaret eden Başkan Erbaş, "Akademimizi, gelecek perspektifiyle öğrencilerine, yaşadığı çağ ve sorumlulukları ekseninde, dünya çapında bir ufuk kazandıracak bir kurum olarak gördüğümü belirtmek isterim. Bu kurumun aynı zamanda bilgiyi sadece edinmekle yetinmeyip onu bilince dönüştürerek hayata tatbik eden, üretilen bilgiyi insanlığın hizmetine sunan bir anlayışı güçlendirmekle mükellef olduğunu da özellikle hatırlatmak istiyorum." ifadelerini kullandı.
Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı olarak sadece yurt içinde değil, yurt dışında da hizmet verdiklerini kaydederek, "Bizler, yüce dinimiz İslam’a ve aziz milletimize hizmet etmekle görevli bir ekibiz. Biz, Allah’ın dinine ve bütün insanlığın geleceğine hizmet gayesiyle çalışıyoruz. İnsanlığın huzur ve refahı, yeryüzünün imar ve ıslahı için koşturan bir teşkilatın mensuplarıyız." dedi.
Din görevlilerinin sadece cami içinde değil, cami dışında da hizmetleri olduğunu hatırlatan Erbaş, iyiliği emretmek, kötülükten men etmek, hayra çağırmak için gayret göstermelerini istedi.
"Sizler, milletin, ümmetin ve insanlığın umudu, iyiliğe ve hayra çağıran bir topluluksunuz"
Bugün yeryüzünün, tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşadığına işaret eden Erbaş, "İster bireysel, ister bölgesel, ister küresel olsun yaşanan bütün sorunları ancak İslam’ın bilgi ve hikmete dayalı üstün ahlakı ve bakışıyla çözebiliriz. İnsanlığın kurtuluşu İslam’da. Bu hakikatleri topluma ve dünyaya taşıyacak olan ise bizleriz.
Din görevlilerinin Peygamber varisi olduğunu kaydeden Erbaş, "Sizler milletin, ümmetin ve insanlığın umudu, iyiliğe ve hayra çağıran bir topluluksunuz. Sizler, İslam’ı, Kur’an’ı, sünneti, medeniyet değerlerimizi temsil ediyorsunuz. En sağlam dayanağınız, Kur’an ve sünneti referans almanızdır. Kur’an, sünnet ve ilim geleneğimiz, bizim ana yolumuzdur." dedi.
"Sizler, Peygamber mirasını omuzlamış, hakikatin sorumluluğunu yüklenmiş, gönül insanlarısınız"
Din görevlilerinden her alanda kendilerini geliştirmelerini isteyen Erbaş, aktüel bilgiyi ihmal etmemelerini ve sosyal bilimler, edebiyat, tarih, teknoloji, fizik gibi alanlarda okumaların çok farklı kazanımlar sağlayacağını belirtti.
Doğru bilgi ile milletin manevi hayatına rehberlik ederken temel ilkelerinin Nebevi yöntem olması gerektiğine vurgu yapan Erbaş, şunları söyledi:
"Nebevi yöntemin ana umdesi ise, sahih bilgidir. Nezaket ve zarafet sahibi olmaktır. İnsanlara seviyelerine ve ihtiyaçlarına göre davranmak, ona göre söz söylemektir.
Sizler, Peygamber mirasını omuzlamış, hakikatin sorumluluğunu yüklenmiş, gönül insanlarısınız. İslam’ın hakikatlerini ayrım yapmadan herkese etkili ve hikmetli sözlerle anlatacaksınız. İnsanları Hakk’a davet ederken, güzel ahlakınız ve davranışlarınızla onlara örnek olacaksınız. Her ne olursa olsun karşılaştığınız olumsuz durumların umutlarınızı yok etmesine, ideallerinize ket vurmasına asla izin vermeyeceksiniz. Ufkunuzu daraltmasına müsaade etmeyeceksiniz. Azminizi, kararlılığınızı, hizmet aşkınızı ve motivasyonunuzu örselemesine göz yummayacaksınız."
Cenab-ı Hakk’a, milletimize, insanlığa karşı daimi sorumluluğun, insanlığın huzurunun ve adaletin, merhametin, güzel ahlakın yaygınlaşmasının Diyanet İşleri Başkanlığı mensuplarının önceliği olduğunu ifade eden Erbaş, bu şuur ve gayenin, çalışmalarını, kazançlarını ve hayatlarını bereketli kılacağını kaydetti.
"Hiçbir unsurun kardeşlik hukuku ve muhabbetini zedelemesine asla fırsat vermeyiniz"
İslam dininin müntesiplerinin en büyük gücünün imana dayalı kardeşlik olduğunu söyleyen Erbaş, ırk, mezhep, meşrep farklılıkları başta olmak üzere hiçbir unsurun kardeşlik hukuku ve muhabbetini zedelemesine fırsat verilmemesi gerektiğinin altını çizdi.
Yapılanların Allah katındaki karşılığının, samimiyete göre belirleneceğini ifade eden Erbaş, "Samimiyet, mesleğinizi sevmeyi gerektirir. Samimiyet, başkalarının iyiliği adına çalışmayı ve bundan huzur duymayı gerektirir. İhlas ve samimiyeti kuşanmak, bizlere hizmetlerimizde bitip tükenmek bilmeyen bir sermaye verecek ve manevi bereketin kapılarını açacaktır. Sadece Allah rızasını umarak hizmette bulunmak, bizlere ihlas, samimiyet ve tevazu gibi en büyük değerleri ve nimetleri kazandıracaktır inşallah." diye konuştu. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.