Diyarbakır bir kez daha Muhammedî sevdasıyla tarihe damgasını vurdu

Diyarbakır bir kez daha Muhammedî sevdasıyla tarihe damgasını vurdu
Peygamber Sevdalıları Vakfının Nevroz Parkı Miting Alanı'nda “Ahlak ve Adalet Rehberi Hazreti Muhammed" temasıyla düzenlediği "Hazreti Peygamberi Anlama ve Sünnetini Yaşama" etkinliğine katılan yüzbinler, Peygambere olan sevgi ve özlemlerini haykırdı.

Peygamber Sevdalıları Vakfının Diyarbakır’da düzenlemiş olduğu "Hazreti Peygamberi Anlama ve Sünnetini Yaşama” etkinliğinde yapılan konuşmalarda önemli mesajlar verilirken, etkinliğe katılan yüzbinler, Peygambere olan sevgisini bir kez daha gösterdi.

Sahabeler şehri Diyarbakır, bir kez daha tarihi bir güne şahitlik etti. Peygamber Sevdalıları Vakfının Nevroz Parkı Miting Alanı'nda “Ahlak ve Adalet Rehberi Hazreti Muhammed" temasıyla düzenlediği "Hazreti Peygamberi Anlama ve Sünnetini Yaşama" etkinliğine katılan yüzbinler, Peygambere olan sevgi ve özlemlerini haykırdı.

Okunan ilahi ile marşlar eşliğinde getirilen tekbirler ve okunan salavatlarla programda heyecan doruğu çıktı. Yapılan konuşmalarda ise önemli ve dikkat çekici mesajlar verildi.

İşte etkinlik öncesi ve sonrası tüm datayalar

Diyarbakır’da bugün Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından “Ahlak ve Adalet Rehberi Hazreti Muhammed" temasıyla gerçekleştirilecek etkinliklerin finali nedeniyle kentte adeta bayram havası esti.

Etkinlik öncesi Peygamber Sevdalıları üyeleri tarafından etkinlik alanındaki tüm hazırlıklar tamamlandı. Alanda “La İlahe İllallah Muhammed Resulullah”  yazılı büyük Tevhid bayrakları asıldı.

Alanda Kürdçe, İngilizce, Zazaca, Türkçe ve Arapça dillerinde ‘Diyarbakır etkinlik alanına hoş geldiniz’ pankartı asıldı. Yaşlısıyla, genciyle, kadınıyla, çocuğuyla etkinlik alanına akın eden vatandaşlar, güzel görüntüler oluşturdu. “Ahlak ve Adalet Rehberi Hazreti Muhammed" isimli etkinliğe halk, salâvat ve tekbirler eşliğinde alana akın etti.

Etkinlik nedeniyle esnafın şehir içinde kepenk açmaması, bayramı andıran görüntünün oluşmasına vesile oldu. Etkinliğin başlamasına saatler kala vatandaşlar, tarihi etkinlik alanına akın etti. Etkinlik alanında erkekler ve kadınlar için ayrı alan oluşturuldu.

Alana ulaşımın rahat sağlanması amacıyla Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından kentin birçok ayrı noktasından alana düzenlenen ücretsiz seferlerle vatandaşın etkinliğe gelmesinin imkânı sağlandı.

Vatandaşlar, yoğunluk nedeniyle yaklaşık 2-3 kilometre mesafede araçlardan inerek, yaya olarak alana geldi. Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı etkinlikte, Muhammedî âşıklar, Diyarbakır etkinlik alanının etrafında kurulan "polis kontrol" noktalarından geçtikten sonra alana girebildi.

Kendileri için belirlenen alan dışına yerleştirilen çok sayıda seyyar satıcı, yiyecek ve su satışı yapıyor. Alana girişler sırasında polislerin yanı sıra Peygamber Sevdalıları Vakfı Etkinlik Düzenleme Kurulu görevlileri de koordinasyonu sağladı.

Seyyar baz istasyonlarının yerleştirildiği etkinlik alanına kalabalığın etkinliği daha rahat izleyebilmesi için dev ekran kuruldu.

Etkinlikte yüzlerce polis görev yaparken, Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından çok sayıda kişi görevlendirildi. Bu görevliler alan içinde ve dışında hazır bulundu.

Etkinlik esnasında izdihamın yaşanmaması için kadın ve erkekler için alana ayrı giriş kapıları konuldu. Burada vatandaşların alana görevliler tarafından rahat bir şekilde girişleri sağlandı.

Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından ‘Salavat Standı’ açılırken, alanda kurulan çadırlarda halkın teveccüh gösterdiği kermesler açıldı.

Alanda yaşanabilecek sağlık sorunları için alana yakın bir yerde sağlık çadırı kuruldu. Etkinlik alanında erkeklere ve kadınlara ayrı kurulan sağlık çadırında sağlık ekibi de hazır bulunuyor. Ayrıca, çocuk kayıplarına karşı da alanda bir çadır kuruldu.

Peygamber Sevdalıları Vakfı’nın görevlileri tarafından halka dağıtılması amacıyla alana çok sayıda su taşındı. Diyarbakır’ın neredeyse her cadde ve kavşağı, Türkçe ve Kürdçe yazılarla Hazreti Muhammed Sallallahu Aleyhi Vesellem’i öven brandalarla süslendi.

Rehber TV'nin canlı olarak yayınladığı etkinliği çok sayıda gazeteci takip etti.

“Etkinliğin heyecanından dün gece uyuyamadık”

Peygamber Sevdalıları Vakfı’nın bugün gerçekleştirdiği Mevlid etkinliğine giden Diyarbakırlılar, etkinliğin heyecanından gece uyuyamadıklarını söyledi.

Etkinliğe katılmak için gelen vatandaşlar, Peygamber Sevdalıları Vakfı ile Diyarbakır Büyükşehir Belediyesince tahsis edilen otobüs ve minibüslerle görevliler tarafından araçlara bindirilerek alana götürüldü.

Program Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı

Etkinlik öncesi öğle namazı vakti girdiği için alanda ezan okunarak cemaatle namaz kılındı.

Yunus Emiroğlu ile Mehmet Emin Gülsever'in sunduğu  "Ahlak ve Adalet Rehberi Hazreti Muhammed" temalı dev etkinlik, saat 13.00'te başladı.

İlk olarak Suriye hafızlarından Vaiz Şeyh Münir'in Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan etkinlikte sık sık salâvatlar ve tekbirler getirildi.

Özellikle kadınların katılımının yüksek olduğu programda, "Salât ve selam senin üzerine olsun ya Resulallah" nidası arşa yükseldi.

Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan ve ardından mevlidin okunması için mevlidhanlar; Nezir Güler, Musap Şanlı, İbrahim Akbaş ve Cahit Kılıç platformdaki yerini aldı.

Mevlithanların okuduğu Mevlid ile etkinlik devam etti. Okunan maneviyat dolu Mevlid ile halkın duygulu anlar yaşadığı ve gözyaşlarını tutamadığı gözlendi.

Katılımcılar için platformun solunda misafirleri ağırlamak için kurulan tribünde; ayrıca çok sayıda âlim, İslami cemaat temsilcileri, yurt dışından gelen misafirler, kanaat önderleri ile STK temsilcileri de hazır bulundu.

Etkinlik alanına gelen HÜDA PAR Genel Başkanı İshak Sağlam, yurtiçi ve yurtdışından gelen misafirlerle tek tek tokalaştı.

Programda, ilahi faslı için platforma gelen sanatçılardan Bilal Dalkılıç "Haydi ümmet Muhammed'i Sevdaya" ve Burhaneddin Cebba "Allah-u Ekber Allah-u Ekber" eserleri seslendirdi.

Varol: Peygamberleri takip edenler her gayesine ulaşır

Peygamber Sevdalıları Vakfı'nın Diyarbakır'da düzenlediği Mevlid etkinliğinde konuşan İTTAHADUL ULEMA üyesi Molla Muhammed Beşir Varol, tüm peygamberlerin hak ve adalet mücadelesinin verdiklerini belirterek onları takip edenin her gayesine ulaştığına dikkat çekti.

"Mahlûka itaat Halık'a itaatsizliktir"

Varol, "Allah-u Teâlâ Kur'an'da şöyle buyuruyor; 'Biz tüm insanlara Peygamber gönderdik. Biz kimseyi rehbersiz bırakmadık. Tüm kavimlere Peygamber gönderdik.' Tüm Peygamberler de insanlığa şunu insanlara söylemişlerdir; 'Ey insanlık Allah'a ibadet edin.' Türklerin, Arapların, Farsların, İngilizlerin hepsine Peygamber gönderilmiştir. Tüm Peygamberler kendi kavimlerine Allah'a ibadet etmelerini istemiştir. Allah'ın şeriatının yolundan gidin demiştir. Adalet budur. Bu şeriatı gönderen Allah'tır. Kurtuluş buradadır. Tağuttan uzaklaşın. Tağut kimdir? Allah'ın yolundan gitmeyendir. Mahlûka itaat Halık'a itaatsizliktir. Allah'ın yolundan gitmeyen tağuttur. Tağut, insanlığın düşmanıdır. İnsanlığın dostu; Allah ve Peygamberidir. Allah insanlara doğru yolu göstermiştir. Allah'ın yolundan gidin. O ki sizi yaratan, rızkınızı veren, size nimet verendir. Allah'ın hüküm ve kanunlarının yolundan gidin. Hukuk odur. Siz onunla hedeflerinize ulaşırsınız. Allah kadar şefkatli yoktur. O size kurtuluş ipi göndermiştir. Onun peşinden gidin." dedi.

“Peygamberlerin peşinden gittikçe her gayelerine ulaşmışlardır"

Peygamberlerin hak ve adalet mücadelesinin verdiklerini kaydeden Varol, peygamberlerin insanlığın özgürlüğü için eziyet çektiklerini söyledi.

Varol, "İnsanları cehaletten ve sefaletten kurtarmak için Allah, peygamber göndermiştir. Tağut ise peygamberlerin düşmanıdır. Allah'ın dininin ve insanların inancının, adaletinin karşısındadırlar. Kimse tağutla hukuka ulaşamaz. Bunu bilelim. Dünya ve ahiretimizi yakmayalım. İnsanlık, Peygamberlerin peşinden gittikçe her gayelerine ulaşmışlardır. Zalim, kâfir ve emperyalistlerin peşinden gidenler menfaat uğruna ölmüşlerdir. Her Peygamber kendi kavmine şunu söylemiştir: Allah tüm insanları Peygamber bayrağı altında toplamıştır. O Peygamber de Muhammed'dir. Allah onu tüm insanlığa Peygamber olarak göndermiştir. Tüm insanların bu Peygamberin peşinden gitmesi lazımdır." diye konuştu.

"Hazreti Peygamber insanlık çobanıdır"

Hazreti Peygamberin insanlığın çobanı olduğunu belirten Varol, şunları söyledi:

"Hak ve adalet rehberi, medeniyet rehberi O'dur. İnsanlığın onun peşinden gitmesi lazımdır. Muhammed, Allah'ın Peygamberidir. Onun peşinden gidenler zalim ve emperyalistlerin karşısında şiddetli olmalıdırlar. Onlara boyun eğmemelidir. Muhammed'e iman edenler, Allah'tan başkasının önünde eğilmemelidir. Muhammed'e iman eden kalpler Allah'ın sevgisinden başka sevgi barındırmamalıdır. Muhammed, Allah'ın Peygamberidir. Allah O'nu insanlığa rehber kılmıştır. O'na uyanlar emperyalistlere karşı yumuşak olmamalıdır. Kendi aralarında ise yumuşak olmalıdırlar. Birbirilerine merhametli olmalıdırlar. Allah bu yolu bize göstermiştir. Kurtuluş yolu budur. Allah bize kurtuluş olarak 'La ilahe illallah ve Muhammed Resullullah'ı göstermiştir. Tüm güzellikler buradadır. Kâinatın Rabbi Allah'tır. Hak ve hukuku Muhammed'den öğreniyoruz. O Allah'ın Peygamber'idir."

"Avrupalılar, Amerikalılar İsrailliler insanlık düşmanıdır"

"Bugün insanlık düşmanları istiyorlar ki; insanları Allah'ın dininden uzaklaştırsınlar. İnsanlar onlara köle olsunlar." diyen Varol, "Avrupalılar, Amerikalılar, Siyonistler insanlık düşmanıdırlar. Bu yüzden Muhammed'e düşmanlık yapıyorlar. İnsanlığın kurtuluşu Muhammed'in yolundan gitmektedir. İnsanlar Muhammed'in yolundan gittikçe hür olmuşlardır. Avrupalılar nereye gittilerse oraya bomba, katliam, sefalet götürüyorlar. Irak'a bakın, Suriye ve Yemen'e bakın. Tüm İslam âlemi, Filistin'e bakın. İnsanları bombalarla öldürenler kimlerdir? İslam düşmanı Avrupalı ve Amerikalılar değil midir? Onlara teslim olursak yamyam gibi etlerimizi yerler. O yüzden kendinizi Allah'ın yoluna teslim edin. Emperyalistler insanların kurdudurlar. Gittikleri yerlerde insanları perişan ediyorlar. Bu yüzden bizler yolu şaşırmayalım. Yol; Allah ve Peygamberin yoludur. Peygamberimiz aramızdan ayrıldığı zaman bize bu tavsiyede bulundu. 'Ben gidiyorum size iki şey bırakıyorum' dedi. 'Kur'an ve sünnetten şaşarsanız kurtuluş yolunu kaybedersiniz.' dedi. Özgürlük ve adalet yolunu kaybedersiniz, kurtlara yem olursunuz. Diktatör ve zalimlerin tahakkümü altına girersiniz. Allah'ın yolunu terk edince bakın ne oldu. Dünyaya hükmeden devletimiz gitti, izzet ve şerefimiz gitti. Kurtuluş umudumuzu kurda bağlıyoruz. Kurt ve ayı kimseyi kurtarmaz. Bugün insanlarımız denize girmiş gibidirler. Ellerini yılana uzatıyorlar. Bu yüzden tek kurtuluş yolumuz, özgürlük ve saadet yolumuz Peygamber'in izinden gitmektir. Allah'ın kitabına ve Peygamber'in sünnetine sarılalım. Emperyalistlerin kulu değiliz. Emperyalistler bizde bir şey bırakmadı. Nasıl onlara teslim oluruz? Allah'ın yolunu ve insanlığın rehberini nasıl terk ederiz? Bunları bırakırsak nasıl kurtuluruz? Allah bizi Müslüman olarak yarattı. O büyük Peygamberi bizim Peygamberimiz yapmıştır."  dedi.

"Dünya ve ahiret kurtuluşu La ilahe illallah Muhammed Resullallah'tadır"

Müslümanların bir birini sevmesi ve el vermesi gerektiğini kaydeden Varol, sözlerine şöyle devam etti:

"Allah-u Teâla Peygamberimize şöyle hitap etmiştir: 'Sen insanlara karşı merhametlisin. Eğer insanlara katı davransaydın insanlar senin etrafında kaybolurdular.' O yüzden birbirimize el verelim. Biz birbirimizin kardeşiyiz. Allah bizi birbirimiz için yaratmıştır. Allah tüm Müslümanları kardeş yaratmıştır.  O yüzden birbirimizi sevelim, birbirimize yumuşak davranalım. Biz eskiden yekvücut idik dünyaya hükmediyorduk. İslam düşmanları arasında mezhep savaşı vardı, onlar zelildiler. Onların arasındaki hastalığı bizim aramıza attılar. Birinci Dünya savaşında Avrupa'da ırkçılık ve mezhepçilikten dolayı 30 milyon insan öldü. Bunun yanlış olduğunu anladılar. Onlar bir oldular. Kendi hastalıklarını bizim aramıza attılar. Avrupalılar asla insanlığın iyiliğini istemezler. İyi bir yol olsaydı onlar peşinden giderdiler. Bu yüzden istiyorlar ki bizler birbirimizi öldürüp onlara köle olalım. Bizi parça parça yapıp ırkçılık ve mezhepçilikle bizi birbirimizden ayırıp yemek istiyorlar. O yüzden bize bu yolu gösteriyorlar. Adalet ve hak Peygamberinin peşinden gidersek, bir olursak onların boğazından geçmeyiz. O zaman hepimiz hak ve özgürlüğümüze kavuşuruz. Dünyada şerefli oluruz, ahirette de saadete ulaşırız. Ey şefkatli insanlar, yol budur. Kavminize ve insanlığınıza düşmanlık yapmayın. İnsanlarınızı düşmana terk etmeyin. Dünya ve ahiret kurtuluşu La ilahe illallah Muhammed Resullallah'tadır."

Peygamber Sevdalıları Vakfı'ndan 10 maddelik mesaj

Tarihi etkinlik, Derviş Madsor'un "İllallah" Mehmet Ali Oğuz'un "Her Nisanın yirmisinde" ezgilerinin ardından Peygamber Sevdalıları Vakfı Başkanı Adnan Akgönül, "Hazreti Peygamberi Anlama ve Sünnetini Yaşama” etkinliğinin mesajını içeren 10 maddelik bir metin okumasıyla devam etti.

Akgönül'ün, okuduğu 10 madde sırasıyla şöyle:

1- Peygamber ahlakı; vefayı gerektirir. Vefa, sevgili olana muhabbetin nişanesidir. Bu muhabbete en çok layık olan Allah ve Resul'üdür.

Peygamber adaleti; İslam'ın yüce değerlerini korumayı gerektirir. Allah ve Resul'ü Müslümanların kutsallarıdır. Müslümanlar bunlar uğruna her türlü bedel ödemeyi borç bilirler. "Peygamber, müminlere kendi canlarından daha evladır (yakındır)" (Ahzab 6)

2-Peygamber ahlakı; ilmi, fazilet sayar, âlimi varis bilir. Müslüman âlimler; tevhit yolunun devam ettiricileridirler. "Kulları içerisinde Allah (cc)'tan ancak âlimler hakkıyla korkarlar" (Fatır 28)

Peygamber adaleti; ilme ve âlime sahip çıkmayı gerektirir. Müslüman âlimleri sahiplenmek, İslam'ın ve Müslümanların haysiyetini korumaktır. Bu sorumluluk tüm Müslümanlara aittir.

3-Peygamber ahlakı; aileyi Saadet-i Dareyn'in membaı sayar. Aile toplumun çekirdeği ve korunması gereken kutsal bir müessesedir. Ailenin korunup, yüceltilmesinin yolu "Ey inanlar, kendinizi ve ailenizi ateşten koruyunuz" (Tahrim 6) fermanıyla mümkündür.

Peygamber adaleti; aile kurumunu nikâh akdi ile güvenceye alır. Neslin devamı ve toplumsal dengenin sağlanması ancak evlilik kurumu ile mümkündür. Nikâhsız toplumlar; huzursuzluğun, iffetsizliğin, kaosun ve güvensizliğin yurdudur.

4-Peygamber ahlakı; İslam'ın şiar ve sembol değerlerine sahip çıkmayı gerektirir. Mescidi Aksa Müslümanların ilk Kıblesidir, Kudüs de İslam yurdu olup Müslümanların yolunu gözlemektedir.

Peygamber adaleti; İslam'ın kutsallarına sahip çıkar. Mescid-i Aksa İslam'ın bir kutsalı ve Müslümanların ilk kıblesidir. "Kendisine bazı mucizelerimizi gösterelim diye Kulu Muhammed'i bir gece Mescid-i Haram'dan yola çıkararak, çevresini kutsal kıldığımız Mescid-i Aksa'ya ulaştıran Allah, her türlü noksanlıktan münezzehtir (uzaktır) (İsra 1)

5-Peygamber ahlakı; İslam kardeşliğini önceler. Bu kardeşlik, Müslüman bireyden ümmet inşa etme anlayışını esas alır. Her türlü İslam dışı anlayışlar, kavmiyetçilik ve milliyetçilik cahiliye adetlerindendir.

Peygamber adaleti; ümmeti bir bütün olarak kabul eder ve dokunulmazlık altına alır. "İşte bu, İslam milleti bir tek millet olarak sizin milletinizdir. Rabbiniz de yalnız benim; onun için hep bana kulluk edin" (Enbiya 92) ayeti İslam adaletinin garantörüdür. Farklı coğrafyaların, milletlerin, ailelerin, sınıfların hiçbir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvadadır.

6-Peygamber ahlakı; zulmetmemeyi ve zulmü kabul etmemeyi esas kabul eder. Zulümle ve zalimle mücadeleyi izzet bilir. "Sakın zulme meyletmeyin" ve "Zalim kendisinden olsa dahi onu zulmünden alıkoyup, zulmüne engel olma" düsturlarını prensip edinir.

Peygamber adaleti; zalimi ve suçluyu cezalandırmada İslam adaletini esas alır. Nitekim Efendimiz Sallallahu Aleyhi Vesellem Mahzumoğulları kabilesine mensup soylu bir kadının yapmış olduğu hırsızlığın cezasının affedilmesini isteyenlere "Vallahî, hırsızlığı sabit olan Mahzum kabilesinden Fatıma değil, kızım Fatıma bile olsa, ayrım yapmaz ve cezasını verirdim! " cevabını vermiştir.

7-Peygamber ahlakı; doğruluğu ve güvenilirliği rehber edinir. Müslüman birey ve toplumlarla ilişkimizin temeli, güven, dostluk ve muhabbete dayalıdır.

Peygamber adaleti; yapılan akitlere ve anlaşmalara sadık kalmayı gerektirir. Devletler ve topluluklar ile ilişkilerimizde Kur'an ve sünnetin bakışı esas alınır. Bu ilişkilerin zemini ve temeli ancak Müslümanların maslahatları olmalıdır. Medine Vesikası ve Hudeybiye Anlaşması bunun en güzel numuneleridir (örnekleridir).

8-Peygamber ahlakı; Kur'an-ı Kerim'in yüce ahlakını düstur edinir. Hazreti Aişe annemiz "Peygamberin ahlâkı (yaşayışı), Kur'ân'dan ibaretti" diye buyurmuşlardır. Şüphe yok ki "Ve elbette sen yüce bir ahlâk üzeresin. " (Kalem 4)

Peygamber adaleti; Kur'an ve sünnet bütünlüğünü temel alır. Akılcılık, Kur'aniyyun veya Mealcilik adıyla zikredilen akımlar, İslam akidesine ve Nebevi Metoda uygun değildir. Her Müslüman bu tehlikeli ve zararlı yollardan sakınmalıdır.

9-Peygamber ahlakı; helal kazancı, doğruluğu ve iffeti esas alır. "Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar (putlar) ve fal okları şeytan işi birer pisliktir. "(Maide 90) Her türlü iffetsizlik ve fuhuş; sapkınlık ve azgınlıktır. Sapkınlığın ve azgınlığın sonu ise cehennemdir.

Peygamber adaleti; adil yöneticileri "bireyin ve toplumun hamisi" ve bir zorunluluk olarak görür. Devlete düşen görev, vatandaşını her türlü çirkin işlerden ve fenalıklardan muhafaza etmesidir. Bunların devlet eliyle işlenmesi ise büyük bir felaket ve yanılgıdır.

10-Peygamber ahlakı; her konuda ölçülü olmayı ilke edinir. İsraf bireyi ve toplumu içten içe kemiren sinsi bir tuzaktır. "Yiyiniz, içiniz, israf etmeyiniz. Çünkü O, israf edenleri sevmez." (A'raf 31)

Peygamber adaleti; "Her işte ve herkes için Sosyal Adalet" anlayışını gerekli görür. Toplumda, elit bir zümre oluşturularak hakların gasp edilmesi kabul edilemez.”

Mehmet Göktaş: Muhteşem bir İslami dirilişle karşı karşıyayız

Yüzbinlerin buluştuğu "Hazreti Peygamberi Anlama ve Sünnetini Yaşama" etkinliğinin final programında konuşan Peygamber Sevdalıları Vakfı Onursal Başkanı Mehmet Göktaş, "Muhteşem bir İslami dirilişle karşı karşıyayız." dedi.

"Diyar-ı İslam, diyar-ı Muhammed, Allah'ın selamı üzerine olsun." diyerek konuşmasına başlayan Göktaş Hoca, muhteşem bir İslami dirilişle karşı karşıya olduklarını ifade ederek, "Öyle bir diriliş ki bir ucunu topladık İstanbul'dan, Mersin'den, İzmir'den Adana'dan, Diyarbakır'dan, Batman'dan gitti bu sevda." dedi.

Göktaş Hoca, "Bu ülkeden enflasyonun, sosyal olayların inişi çıkışı olabilir. Ama Muhammedi sevda öyle bir gidiyor ki; inanınız ki bu ümmet bu coğrafya muhteşem bir diriliş yaşamaktadır. Peygamberi camilerden, evlerden meydanlara çıkarttık, dedik. Hayatın her alanına onu taşımaya; sevdayla, muhabbetle taşımaya kararlıyız ve devam ediyoruz. Her yıl onun bir özelliğini alıp dünyaya götürmeye çalışıyoruz. İyi dikkat ediniz. Allah-u Teâlâ onu öyle bir yaratmış ve yaşatmış ki adeta Allah-u Teâlâ dünyaya demiş ki, 'Ey dünya seyredin! Ben bir Muhammed son Peygamber gönderiyorum. Her alanda örnek olabilmesi için size o alanları yaşatacağız. Komutan, devlet başkanı, hâkim olması lazım yapacağız. Aile reisi, tüccar olması gerekiyorsa yapacağım ve onu örnek alacaksınız.' İyi dikkat edin. Nice Peygamberler bu hayatı yaşayamamış. Komutan, devlet başkanı, baba olamamış Peygamberler var. Ama Allah-u Teâlâ bu Resulünü kıyamete kadar örnekliğinin devamı için hayatı milim milim saniye saniye kaydedilmiş. Bir daha Peygamber gelmesine gerek kalmamış. Öyle net ve berrak orta yerde duruyor. Hıristiyanların yazarlarından Ernest Renand Peygambere düşman ama itiraf ediyor; 'Muhammed tarihin gözü önünde yaşamıştır. Karanlık ve kör noktası, bilinmeyen meçhul nokta yoktur hayatında.' İşte biz bu Peygamberin yolunu ümmeti olarak sürdürmekle mesulüz. O nebilerin sonuncusudur. Biz onun yolunun sürdüreceğiz." diye konuştu.

"Bu sevda büyük bir sevdadır"

"Allah'ın Resulünün adaletini, tüccarlık adaletini sokaklara, caddelere, mahkemelere, yargıtaylara götürmek bizim görevimizdir." diyen Göktaş Hoca, "Ey dünya! Ya Muhammedin adaletini kendine rehber edineceksin ya da zulüm altında inim inim inleyeceksin. Bu gördüğünüz kalabalığı ben boşuna abartmıyorum. Ey dünya, sen bu kız çocuklarının sadece bayrak salladığını mı sanıyorsun. Bu dava kendi başına büyümedi. Bu davanın arkasında şehadetler var, şehidler var. Bu davanın arkasında muhaceret var, anadan babadan vaz geçmek var. Bu davanın arkasında icazet var. Yüzlerce âlimimiz, seydamız, muhterem hocalarımız var. Bu kendiliğinden basitçe gitmiyor. Bu görev Allah'ın izniyle her yere gidecek. Ege'nin kıyıları, Marmara'nın kıyıları, İstanbul'u, Mersin'i her yer bu sevda ile adaletiyle, ahlakıyla çalkalandı. Sadece nisan aylarında bir etkinlik yapmak değil bu. Buraya gelmeden önce milyarlarca salavat getirttik insanlara. Yüzbinlerce yavrumuz Allah'ın Resulünün hayatını okudu, yarışmalara katıldı. Bu basit bir olay değil. Bu sevda büyük bir sevdadır gidiyor. Enflasyon, seçimler, nereye giderse gitsin. Bu kalabalığın arkasını göremiyorum. Şu anda Efendimizin bize verdiği müjdeye göre; Allah'ın yeryüzünde melekleri vardır. O melekler Allah'ın zikredildiği yeri kuşatırlar. Ne mutlu size arş-ı alaya kadar meleklerle kuşatıldınız. Saatlerdir tekbirler, salavatlar getirdiniz. Bunların karşılığını Hazreti Muhammedi sevmenin karşılığını basit zannetmeyin. Ahirette verecek Rabbimiz. Ama Allah bizi Peygamberini sevenleri, Peygamber sevdalılarını dünyanın sultanı eyleyecektir." dedi.

"Dindarlığınızı Allah'a, adaletinizi bize gösterin"

Adaletin önemine değinerek hiçbir gölgenin olmadığı bir günde Allah'ın yedi grup insanı özel olarak gölgelendireceğini, bunların ilki adaletli devlet başkanları olduğunu kaydeden Göktaş Hoca, sözlerine şöyle devam etti:

"Samimi olarak bazı kardeşlerimize tavsiyelerde bulunuyoruz. Kime? Din adına, dindarlık adına bazı yerlere geldiler. Yapılan güzellikler varsa takdir ederiz. Ama ellerine yüzlerine de bulaştırdıkları da oluyor. Ey dindar yöneticiler, hâkimler, tüccarlar, devlet başkanları, valiler! İnsanlar size diyor ki dindarlığınızı Allah'a gösterin. Şaban orucunuzu, seher vakti yaptığınız duaları, evvabin ve kuşluk namazlarınızı Allah'a gösterin. Bize ise adaletinizi gösterin, diyorlar. Biz sizden insanlık, adalet bekliyoruz. Dindarlığınız Allah'ı ilgilendiriyor, diyorlar. Müslüman babalar sorumludur. Eğer mahallenizde, apartmanınızda birileri sizin evlatlarınıza, eşlerinize karşı davranışlarınızı gözetiyorsa sizin namazınız puan etmez. Sizi gözetenlere karşı puan nedir? Adalettir, insanlıktır. Biz bunun için uğraşmalı, buna dikkat etmeliyiz."

"Adalet ve devlet; insan içindir"

Lider denilince akla adalet geldiğini belirten Göktaş Hoca, "Yakışıklıymış, ağzı laf yapıyormuş, bırakın bunları! Adaletine dikkat etmeliyiz. Bu ümmeti ve coğrafyasını, üzülerek söylüyoruz, insanları Avrupa insan mahkemelerine mecbur ediyorsak yazıktır. Müslüman liderler, Müslüman ülkeler adaletin limanı olmalıdırlar. Fırtınaya kapılan gemiler bu limanlara sığınmalıdır. Tarih boyunca bunun güzel örneklerini sergilemişiz. Peygamber sevdalıları olarak buna talibiz. İnsanları Avrupa'nın kapılarında adalet dilenmekten kurtarmak istiyoruz. Öncelikle bizi bu hale düşüren despot rejimlerden hesap sormalıyız. Yıllarca bu ülkede devlet güvenlik mahkemeleri vardı. Rejimleri kendi insanından koruyacakmış. Eğer Müslümanlar gerçek anlamda iktidarı ele alırlarsa 'insan güvenlik mahkemeleri' kurulmalıdırlar. Bu mahkememler insanları rejimlerin baskısından kurtarmalıdırlar. Kıytırık kırmızıçizgileri uğruna içinizde devletin tokadını yemeyen, zindanını, mahkemesini görmeyen kaç kişi var? Biz diyoruz ki önemli olan insandır, Müslümandır ve Kâbe'den de kutsaldır. Âlimler der ki eğer bir insanın ayağı yanlışlıkla Kâbe'nin duvarına sıkışsa Kâbe yıkılır ve Müslümanın eli ayağı kurtulur diyorlar. İnsandan daha kutsal bir şey yoktur. Adalet ve devlet insan içindir. Devlet insanların hizmetçisidir ve hizmet için vardır. Yıllarca olduğu gibi bebeleri kendilerine taptırmak için yoktur. İslam bunu getirecektir, bunu gösterecektir. İnsandan daha güzel Allah katında kadri olan bir yaratık olmadığını göstereceğiz. Bütün Peygamberleri bunun için okuyoruz. Bu Peygamberleri, bu Peygamberi caddelerimize, okullarımıza, en üst düzey kurullara Hazreti Muhammedin damgasını vurmak için varız. Peygamber sevdası bunun içindir. Allah-u Teâlâ sevdanızı mübarek kılsın. Bizleri bu dünyada başkalarının bile sığındığı güvenli limanlar kılsın. Evlatlarımızı bizden hayırlı kılsın." dedi.

Dua ile sona erdi

Yapılan konuşmaların ardından bir kez daha sahneye çıkan ilahi ses sanatçılarının seslendirdiği ilahi ve ezgilere iştirak eden yüzbinler, tekbir ve salavatlar getirerek yeri göğü adeta inletti.

Coşkunun bir an bile eksilmediği etkinlik İTTİHADUL ULEMA üyesi Molla Remzi Uçar’ın yaptığı dua ile son buldu. (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.