Diyarbakır'da "Kudüs ve Şehadet" programı düzenlendi
Diyarbakır merkez Yenişehir ilçesi Selahaddin Eyyubi Camii Konferans Salonunda bayanlar ve erkekler için iki ayrı düzenlenen etkinlikte şehid ve şehadet vurgusu yapıldı.
Bayanlara yönelik gerçekleştirilen programda, Kur'an-ı Kerim tilavetinden sonra günün anlam ve önemine ilişkin konuşmalar yapıldı. Şehidlik makamının öneminin vurgulandığı konuşmada, İslami mücadele ve cihadın sadece erkeklere has bir farziyet olmadığı, kadınların da cihad meydanlarına hazırlayacak nesilleri yetiştirme sorumluluğunun olduğu belirtilerek Asrı-ı saadet döneminden örnekler aktarıldı.
Şehadet temalı hazırlanan kısa tiyatro gösteriminin sahnelendiği program yapılan dua ile sona erdi.
Erkeklere yönelik düzenlenen "Kudüs ve Şehadet" temalı program, Ömer Akgül'ün Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Özlem Ajans ilahi ses sanatçılarının seslendirdiği ezgilerin ardından program, başta Gazze olmak üzere İslam davası uğruna canlarını feda eden şehidlere ithafen hazırlanan sinevizyon gösterimi ile devam etti.
"Çocuklarımızı sahabenin evlatlarını cihada yetiştirdiği gibi yetiştirmekle mükellefiz"
Programda günün anlam ve önemine ilişkin bir konuşma yapan İlahiyatçı Bayram Sönmez, asr-ı saadet dönemindeki sahabelerin yetiştirdiği nesillerden bahsederken Gazze'deki mücadelede Müslüman halkların tutumuna dikkat çekerek her Müslümanda olması gereken şehadet arzusuna vurgu yaptı.
Asr-ı Saadet döneminden Abdullah bin Cahş'ın Sad bin Ebi Vakkas'la diyalogunda vucudunun parçalanarak şehid edilmesi yönündeki duası ile Şeyh Ahmet Yasin'den sonra HAMAS liderlerinden Abdülaziz Rantisi'nin Apaçi helikopteri ile bombalanarak şehadete erişme arzusu kıssalarıyla konuşmasına başlayan Sönmez, "Bizler bugünün gençlerini Allah ve Resulü'nün istediği şekilde yetiştirip İslam düşmanları karşısında ashabın çocuklarını yetiştirerek Allah'a sundukları gibi sunmakla mükellefiz. Bu hususta en büyük örneğimiz Hazreti Sümeyra'dır. O anne ki bir oğlunu Bedir'de Allah'a kurban vermiş, küçük yaştaki 3 çocuğunu ileri zamanlarda Ebu Cehili öldürebilecek şekilde yetiştirmiş, iki oğlunu ve eşini Uhud'da Allah'a kurban olarak göndermiştir. Şehadetten söz ederken o sıra çocuklarımıza geldiğinde onları koruyup kollayacak, cephenin gerisine çekecek, onların kanını diğer şehidlerin kanından üstün görecek isek ve sonrasında mahşer gününde Allah Resulü ve sahabesinden şefaat dileyecek isek bu ikiyüzlülüktür." dedi.
"Çocuklarımızı Mescid-i Aksa bilinciyle yetiştirirsek bilin ki Kudüs özgürleşecektir"
Sönmez, Şehid Yahya Sinvar ve Muhammed Dayf'in şehadetinden sonra Ebu Ubeyde 'Komutanlarımızın kanları Gazzeli çocuk ve mücahidlerin kanından daha değerli değildir' demişti. Eğer çocuklarımızın kanlarını başkalarının kanlarından daha değerli görüyorsak İslam'ın geleceği karanlık bir zamana doğru sürülmeye mahkûm olur. Fakat çocuklarımızı Hazreti Sümeyra gibi İslam'ın izzetini koruyacak şekilde terbiye eder ve Allah'a sunmak için hazırlarsak gün gelir bir uyanan bin uyuyanı uyandırmaya kadir olacaktır." ifadelerini kullandı.
Ailelerin çocuklarını Kudüs sevdası ile yetiştirmesi gerektiğini söyleyen Sönmez, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi:
"Çocuklarımızı en azından kafirlerin çocuklarını bize diş biledikleri gibi eğitip büyütmekle sorumluyuz. Bugün 500 küsür yıldır İslam'ın zaferi ile fethedilmiş coğrafyaya ithafen yunanlar hala çocuklarına Konstantin isimleri takıyorlar. Biz Müslümanlar ise Allah'ın Kur'an'da mübarek belde olarak haber verdiği, Resulullah'ın kendisinden miraca yükseldiği Mescid-i Aksa'dan vazgeçtik. 'Orası Arapların, Filistinlilerin' ve hatta bazı ahmaklar orası 'yahudilerindir' diyecek kadar işi ileri götürdü. Çocuklarımız henüz kundakta iken Mescid-i Aksa'nın sevdasıyla yetiştirmekle mükellefiz. O toprakların bizim olduğunu ve bir gün siyonist yahudilerin işgalinden kurtarmakla görevli olduğumuzu, biz yapamasak dahi bizden sonraki nesillerin yapması gerektiğini onlara nakış nakış işlemek zorundayız. Çocuklarımızı bu şekilde yetiştirirsek bilin ki Kudüs özgürleşecektir."
"Müslümanlar için şehid asla kayıp değildir, muhakkak şehidlerin ardından yine şehidler vardır"
Gazze'de yaşanan katliamlarda siyonistlerin Müslümanların acizliğinden cesaret aldığını vurgulayan Sönmez, boykot hususuna da değinerek "Bugün küfür bizim acizliğimizden cesaret alıyor. Elimizden gelen tek şey her olaydan sonra mitingler tertiplemek, onları lanetlemek ve kahır dileyip eve dönmektir. Müslümanlar bugün boykot hususunda dahi gerekli ihtimamı göstermemektedir. Hatta Aksa Tufanına destek mitinglerinden çıkıp ekmek arası döneri coca cola ile yudumlayan, onların şirketlerinde çalışıp boykota çağıran kardeşlere 'ekmeğimizle oynuyorsunuz' diyen Müslümanlar var. 'Bu iş boykotla olmaz, başka şeyler yapmak lazım' diyenler acaba onlara maddi yönden desten çıkmaktan vazgeçmedikçe onlarla savaşmayı nasıl göze alabileceksiniz?" şeklinde konuştu.
"Her İslam ülkesi 'Gazze'ye yardım edin, cihada destek olun' demesi gerekirken bugünkü siyasi konjonktürler buna müsaade etmiyor, 'hazır değiliz' diyor" ifadeleriyle ülke yöneticilerinin de tutumuna değinen Sönmez, bugün siyonistlerin durdurulamaması halinde sıra diğer Müslüman beldelere geleceğini ve o gün yapılabilecek pek bir şeyin olmayacağının altını çizdi.
Sönmez, "Toprağa verdiğiniz her bir şehid, kardelen misali baharın müjdesidir. Müslümanlar için şehid asla kayıp değildir. Muhakkak şehidlerin ardından yine şehidler vardır. O şehidlerden birinin de bizler olmak arzusuyla Rabbimize Şehid Abdulaziz Rantisi ve Abdullah bin Cahş gibi 'yarabbi bizleri de huzuruna bedenleri parçalanmış olarak kabul et' dualarıyla hareket edersek göreceksiniz ki siyonistleri nasıl bir korku kaplayacaktır." diye belirtti.
Sönmez'in konuşmasının ardından ilahi ve ezgilerini seslendiren Özlem Ajans sanatçılarından sonra program, Molla Nazım Şimşek'in yaptığı dua ile sona erdi.
Kaynak:İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.