Dr. Turan: Gençliğin yeniden ihyası ancak vahyin yol göstericiliğinde mümkün olabili

Dr. Turan: Gençliğin yeniden ihyası ancak vahyin yol göstericiliğinde mümkün olabili
İslam'ın ilk dönemlerinden günümüze, Müslüman gençliğin kimlik arayışını anlatan Dr. Abdulkadir Turan, günümüzde bunalım yaşayan gençliğin yeniden ihyasının ancak vahyin yol göstericiliğinde mümkün olabileceğine dikkat çekti.

Siirt’te Düşünce ve Medeniyet Topluluğu “Modern Çağda Gençliğin Anlam Arayışı " sloganıyla Siirt Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Konferans Salonunda bir program düzenledi. Sunuculuğunu Muhammed Eren’in yaptığı program, Mehmed Necip Hoca’nın Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı.

Programda Düşünce ve Medeniyet Topluluğu Başkanı Hüseyin Dayanan, topluluğun amaç ve gayelerini anlattı. İslam toplumunun düşünsel olarak yenilemediğini fakat yeni bir tuzakla karşı karşıya olduğuna dikkat çeken Akademisyen-Yazar Dr. Abdulkadir Turan, Asr-ı Saadet'ten günümüze Müslüman gençliğin değişim evrelerine ve yaşadığı kimlik sorununa ilişkin dikkat çeken tespit ve değerlendirmelerde bulundu. "Bugün artık düşünmeyen bir gençlik istiyorlar"

Batının, Müslüman gençliği ifsat eden projelerini anlatan Turan, “Dün gençler yanlış düşünsünler istiyorlardı. Marksist, liberal olsunlar diyorlardı ama bugün artık düşünmeyen bir gençlik istiyorlar. Artık tamamen zevkperest bir çağdayız. Yanına kimi zaman biraz milliyetçilik katar, İslam karşıtlığı militanlığı koyar. Tamamen zevke hitap eder, aklı tamamen kontrol dışına çıkarırlar, bu çok yeni bir dalgadır. Post modern liberal acayip bir dalgadır. İçinde Freud, Marks, Bernard Lewis’in bulunduğu post modern bir dalgadır.” dedi.

"Gençliği zevk üzerinden avlıyorlar" Batının misyonerlik faaliyetleriyle dünyanın geri kalmış bölgelerinde milliyetçilik ve başka düşünceleri yaydıklarını ama şu anda gençliği zevk üzerinden avladıklarına dikkat çeken Turan, “Geçmişte zevkleri gazete, dergi üzerinden ifade ediyorlardı. Televizyon bile kitlesel bir araçtı, hep beraber izliyorduk, şimdi her birimizin elinde bir makine var ve her birimizi markaja alarak bizi uğraştırmaya çalışıyorlar. İnancımızı yenemiyor, düşünsel olarak hakkımızdan gelemiyorlar ama arzularımızı bazen bize galip hale getirebiliyorlar. Yeni dünyayı arzular dünyası olarak ifade etmeye başlıyorlar. Bunun üzerinden aramızdan gençler sıyırıyor, sonra onların arzularını tatmin etme yoluna giderek düşünsel bir rol de vererek İslam karşıtı pozisyona yerleştiriyorlar. Aslında basın ve medyada duyduğunuz pek çok örnek bu yöndeki devşirme hikayelerdir” ifadelerini kullandı.

"Kimler İslam’ı ile götürmüşse onları İslam’ın düşmanı haline getirmek istiyorlar Bu çalışmalar yapılırken özellikle genç kadınlardan da istifade edildiğine, bunun Bernard Lewis’in dizayn ettiği ve Graham Fuller ’in üzerinde titizlikle çalıştığı bir karşı fetih hareketi olduğuna dikkat çeken Turan, “İslam en çok kimlerle ayağa kalmışsa, kimler İslam’ı ile götürmüşse bizzat onları İslam’ın düşmanı haline getirmek istiyorlar. Bazen kadın zayıftır derler o yüzden, hayır kadın İslam’ın en güçlü unsurudur. Bakın 20. yüzyılın önderleri pek çoğu yetim anneler tarafından yetiştirilmişlerdir. Ve bir gençtirler. Aliya İzzetbegoviç hatıralarında anlatır, o kültür çevreleriyle nasıl tartıştığını. Bir yandan örf kültür, çok yoğun sosyal medya propagandasıyla tamamen İslam’ın sırtına yükleniyor. Örfe ait her şey, birimiz bir yanlış yapsa yanlışı hepimize yayarak İslam aleyhine bir sorun oluşturuyor ve sonra diyor ki bana gelin ben sizi kurtarayım. Tuzak bu ve bu tuzağa karşı koyma günüdür.” diye kaydetti. (İLKHA)





HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.