“Dünyada her yıl 7,6 milyon kişi kanserden hayatını kaybediyor”
Batman Sağlık ve Çevrecilik Derneği (SAĞ-ÇEV) Yönetim Kurulu Başkanı Sıtkı Güneş, "1-7 Nisan Dünya Kanser Haftası" münasebetiyle değerlendirmelerde bulundu.
Güneş, sebebi bilinen ölümler sıralamasında kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci sıradaki kanserin, öldürücülüğünün yanında bıraktığı sakatlıklar ve tedavisindeki yüksek maliyetler nedeniyle iş gücünde ve ülke ekonomisine de çok ağır kayıplara neden olduğunu söyledi.
“Ülkemizde her yıl 160 bin kişi kanser hastalığına yakalanmakta”
Kanserin, vücuttaki bir hücrenin aşırı hızla çoğalması ve zamanla çevre organlara, hatta kimi zaman kan yolu ile uzak organlara yayılması şeklinde seyreden bir hastalık grubu olduğu bilgisini veren Güneş, “Vücutta çeşitli organlarda kanser oluşabilir. Kanser, çok sık görülen bir hastalık olmamakla birlikte günümüzde en çok korkulan ve çekinilen bir hastalıktır. Bunun nedeni yakın zamana kadar kanserde başarılı bir tedavi yönteminin olmaması ve bunun sonucu olarak kanserin öldürücülük düzeyinin yüksek olmasıdır. Dünyada her yıl 12,5 milyon kişi kanser hastalığına yakalanmakta ve her yıl 7,6 milyon kişi de kanser nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Ülkemizde ise her yıl 160 bin dolayında kişi kanser hastalığına yakalanmakta ve 100 binden fazla kişi de bu nedenle hayatını kaybetmektedir. Kanser erkeklerde kadınlara göre daha sık görülür. Erkeklerde en sık kanserler akciğer, prostat, mesane ve kalın bağırsak kanserleri olurken kadınlarda en sık görülenler meme kanseri, tiroit kanseri, kalın bağırsak kanserleri şeklindedir.” dedi.
“Bütün kanserlerin üçte biri sigara kullanımına bağlıdır”
Kanserin meydana gelmesinde çok sayıda faktörün etkisinin olduğunu vurgulayan Güneş, “Sigara ve diğer tütün ürünleri kullanımı; bütün kanserlerin üçte biri sigara kullanımına bağlıdır. Sigara kullananlarda akciğer ve gırtlak kanseri başta olmak üzere 10-12 kadar kanserin görülme riski artmıştır. Yirmi yıl boyunca günde bir paket sigara içen bir kişinin akciğer kanserine yakalanma olasılığı sigara içmeyen kişilere kıyasla 20 kat daha fazladır. Akciğer ve gırtlak kanserinden başka mesane kanseri, ağız boşluğu, yemek borusu-mide-kalın bağırsak kanseri, kadınlarda rahim kanseri ve meme kanseri de sigara kullanımı ile ilişkili olan kanser türleridir. Sigara dumanının yol açtığı kanser olguları yalnızca sigara içenlerde görülmekle kalmaz, sigara dumanından pasif olarak etkilenen kişilerde de kanser ortaya çıkabilir.” diye konuştu.
“Beslenmedeki yanlış uygulamalar kansere yol açabilir”
Beslenmede yapılan hatalı uygulamaların da kansere yol açabildiğine dikkat çeken Güneş, şunları söyledi: “Aslında beslenme yaşamımızın en temel gereksinimlerinden birisidir, ama gerek seçilen gıda maddeleri, gerekse gıda maddelerinin yiyecek olarak hazırlanması sırasında yapılan yanlış uygulamalar kansere yol açabilir. Yiyeceklerin kızartma ve akma şeklinde hazırlanması, tuz ve yağ içeriğinin fazla olması, fazla miktarda yemek yenmesi ve kilo alma (şişmanlık) ve diyette lifli posalı yiyeceklerin yeterli miktarda olmaması çeşitli kanserler bakımından risk oluşturur. Beslenme faktörleri ile ilişkili kanserler arasında mide ve kalın bağırsak kanseri, meme kanseri gibi önemli kanserler bilinmektedir. İnsanlarda görülen her 3 kanserden birisinin beslenme faktörleri ile ilişkisi vardır.”
“İşyeri ortamında karşılaşılan çeşitli kimyasal maddeler de kansere yol açabilir”
Mesleksel ve çevresel faktörlerin de kanser yapabildiğini kaydeden Güneş, “İşyeri ortamında karşılaşılan çeşitli kimyasal maddeler de kansere yol açabilir. Krom, kadmiyum, asbest, benzen, arsenik gibi maddeler veya iyonlaştırıcı ışınların bulunduğu işyerlerinde çalışanlarda kanser olasılığı söz konusudur. Yaşanılan çevrede asbest ve erionit gibi maddeler varsa veya içme-kullanma suyunda arsenik varsa o bölgede kanser riski söz konusu olabilir. Mesleksel ve çevresel etkilenmeye bağlı olarak gelişen kanserler arasında akciğer ve akciğer zarı kanseri, kan kanseri, mesane kanseri, karaciğer kanseri gibi kanserler olabilir.” ifadelerini kullandı.
“Erken tanı çok önemlidir”
Kanser hastalığını önleme yollarını da anlatan Güneş, açıklamasına şöyle devam etti: “Kansere yol açan bu etkenlerden korunmak suretiyle kanserde etkili korunma sağlanabilir. Öte yandan kanserlerin çoğu vücutta muayene ve tanı yöntemleri ile kolaylıkla tespit edilebilmektedir. Bu yüzden kanserde erken tanı çok önemlidir. Kadınlarda sık görülen meme kanseri ve rahim kanseri erken dönemde yakalandığı zaman çok başarılı şekilde tedavi edilmektedir. Erkeklerdeki prostat ve kalın bağırsak kanserlerinde de erken dönemde tedavi oldukça başarılıdır. Bunun dışında vücudun herhangi bir yerinde şişlik olması, beklenmedik şekilde kanama olması, bir yaranın uzun zaman geçmesine rağmen iyileşmemesi, uzun süren ses kısıklığı olması, idrar ve dışkılama alışkanlıklarında değişiklik olması gibi durumlarda doktora başvurulması erken tanı bakımından önemlidir. Bu belirtilerin olması hemen kanser anlamına gelmez, ama bunlar kanserin erken belirtileri de olabilir.”
“Erken teşhis tedavi başarısını etkiliyor”
Kanser hastalığının erken teşhis edilmesi tedavi başarısını çok yüksek oranda etkilediğine işaret eden Güneş, “Bu bağlamda erken teşhis kanserin temel ilkelerinden biri olup basit taramalarla bazı kanser türlerinin (meme, rahim boynu, kalın barsak, prostat gibi) tanısı konulabilmekte ve tedavisi çok yüksek oranda sağlanabilmektedir. Kansere yakalanmamak için neler yapılmalıdır? Sigara ve diğer tütün ürünlerini kullanmayınız. Fazla yağlı yiyecekler tüketmeyiniz. Tuz tüketiminizi azaltınız. Düzenli egzersiz yapınız. Izgara ve kızartma türü yiyecekleri az tüketiniz. Hiç şikâyetiniz olmasa da yılda bir kez doktora muayene olunuz. Kadınlar kendi kendine meme muayenesini öğrenip uygulayınız.” açıklamasında bulundu.(İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.