Ebu Hamza: Ateşkes anlaşmasına bağlıyız, yakında çok sayıda işgal esirini bırakacağız

Ebu Hamza, Telegram kanalında bugün yaptığı video konuşmasında, "Önümüzdeki günlerde El Kassam Tugayları ile koordineli olarak şartları taşıyan çok sayıda işgal esirini serbest bırakacağız" dedi.

Kudüs Seriyyeleri Sözcüsü Ebu Hamza'nın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

"Savaş, göksel yasalarla başladı ve bu yasalar uluslararası hukukun da onayladığı bir şekilde, Filistin direnişinin kutsal tarihi geçişiyle topraklarımızda, Arapların işgalciyle mücadelesindeki en büyük ve en başarılı karmaşık nitelikli operasyonla başladı.

Ardından, "Aksa Tufanı" operasyonunu başlattık. İlk saatlerden itibaren bu savaşa katıldık ve o zaman, bir grup siyonisti esir aldığımızı ve cesaret edip seçkin direnişçi birliğimize karşı koymaya çalışanları etkisiz hale getirdiğimizi ilan ettik. Bu süreç, yıllarca süren hazırlık ve eğitimde öğrendiklerimizle düşman mevzilerine hızlı baskınlar yaparak hayata geçirildi.

İşgalci zorbaların halkımıza karşı yürüttüğü savaş, bir askeri operasyona verilen tepki değil, yaşam şartlarından yoksun, savunmasız bir halkı yok etme ve savaş açma niyetini yansıtmaktaydı.

Düşman, bizden beyaz bayraklar kaldırmamızı bekledi, ancak Gazze cephelerinde yalnızca siyah bayraklar ve ölümle karşılaştılar.

Hangi ordu, küçük bir şehre binlerce asker gönderir ve evleri, camileri, kiliseleri ve üniversiteleri bombalar?

İlk tank Gazze Şeridi'ne girdiğinde, Kudüs Seriyeleri sahadaydı ve tünellerde ve çatışma bölgelerinde mevzilenmiş savaşçılarımız, mevcut savaş araçlarıyla karşı koymak için harekete geçti.

Savaşımızı Allah'a güvenerek başlattık, evlerimizi, ailelerimizi ve sahip olduğumuz her şeyi terk ettik, çünkü halkımızla birlikte üstlendiğimiz bu görevin zorluklarını biliyorduk. İşgalciyle karşı karşıya geldiğimizde, bir buçuk milyar Müslümanın adına hareket ettik. Şer'i ve ulusal görevimiz, işgale karşı her yolla mücadele etmeyi zorunlu kılıyordu ve Allah'a olan güvenimiz, bizi doğru yolda yönlendirdi.

Savaşın başından beri şiarımız şuydu: Savaş ne kadar uzun sürerse sürsün, biz savaş ehliyiz ey Netanyahu! Çünkü biz bu savaşa eğitimli bir nesil hazırladık ve arkamızda bizimle birlikte direnen kahraman halkımız var. Onlara karşı büyük sorumluluklarımız var.

Hangi ordu, küçük bir şehre binlerce asker gönderir ve evleri, camileri, kiliseleri ve üniversiteleri Amerikan füzeleriyle vurur? Ama yine de direnişimizi yok edemediler, esirlerini kurtaramadılar ve yalnızca yıkım ve felaketi getirdiler.

Büyük ve muazzam zafer yolunda, en önemli savaş başlıklarından biri, halkımızın efsanevi direnişiydi. Bu, mücadele ve direnişte örnek alınacak bir tutumdu. Sizler, yeryüzünün direkleri ve tüm umutlarımızın temel taşısınız. Sizin direnişiniz olmasaydı, direniş de olmazdı ve bu zaferi kaydedemezdik.

Gazze, kuşatma altında bile düşmanı nasıl alt ettiğini gösterdi. Bu, Arap ve Müslüman ordularına karşı, Allah katında bir delildir, çünkü onlar cihadı terk etti ve peygamberlerinin mescidine ihanet ettiler.

Filistin ve halkının huzura kavuşmadığı sürece, bölgede hiçbir istikrar, barış veya güvenlik yoktur. Ayrıca, Arap, İslam ve Batı dünyasını, işgalciye karşı sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz.

Özgür Arap ve yabancı medyalara, Gazze'yi gündeme getirdikleri için teşekkür ediyorum. El-Cezire, her türlü hedeflemeye rağmen sahadan ayrılmadığı için, el-Meyadin, Filistin Bugün, Kudüs Bugün, El-Aksa, El-Menar, El-Arabi, El-Mesira, El-Ğad ve diğer tüm medya platformlarına ve gazetecilere minnettarlığımızı sunuyoruz.

Cenin, Tubas, Tulkarm ve diğer bölgelerde işgalin araçlarını patlayıcılarla hedef alan Kudüs Seriyeleri ve tüm direniş gruplarına selamlıyorum."