"Engellilere farkında olmadan ayrımcılık yapıyoruz"

"Engellilere farkında olmadan ayrımcılık yapıyoruz"
3 Aralık Dünya Engelliler Günü kapsamında İstanbul Aydın Üniversitesi tarafından düzenlenen Engelli Hakları Konferansı’nda engellilik, engelli hakları ve engellilere yönelik yaklaşımlar ele alındı.

İstanbul Aydın Üniversitesi Engelsiz Yaşam Araştırma ve Uygulama Merkezi ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü iş birliğiyle düzenlenen konferans, İstanbul Aydın Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Zafer Utlu’nun açış konuşmasıyla başladı.

 

TÜRKİYE’DE 8 MİLYONDAN FAZLA ENGELLİ VAR

Türkiye’de 8 milyondan fazla engelli olduğunu, UNESCO verilerine göre gelişmekte olan ülkelerdeki engelli bireylerin yüzde 98’inin okula gidemediğini ifade eden Prof. Dr. Utlu, “İstanbul Aydın Üniversitesi olarak 2012 yılında kurduğumuz Engelsiz Yaşam Araştırma ve Uygulama Merkezi, engelli bireylerimizin tıpkı diğer bireyler gibi yaşama adapte olmaları, yaşamın içinde olmaları yönünde çalışma ve araştırmalarına devam ediyor” diye konuştu.

 

ENGELLİLER SÖZLEŞMESİ YENİLENİYOR

Daha sonra söz alan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü Aile ve Sosyal Politikalar Uzmanı Erem İlter Su ise engelli haklarının gelişimi hakkında bir sunum gerçekleştirdi. Birleşmiş Milletler Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme’ye Türkiye’nin 2009 yılında taraf olduğunu ifade eden Su, “Engellilerin günümüzde bu sözleşmeyle edindikleri hakların yeniden yorumlanması söz konusu. Bu nedenle Birleşmiş Milletler’de bu sözleşmenin yenilenmesi noktasında çalışmalar yapılıyor. Çünkü engelli bireyler kendilerinin yardım nesnesi olarak değil, diğer bireyler gibi birer hukuk öznesi olarak görülmelerini istiyor” dedi.

 

ENGELLİ TOPLUMA DEĞİL, TOPLUM ENGELLİYE ADAPTE OLMALI

Son olarak kürsüye gelen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü Araştırma-Geliştirme ve Proje Daire Başkanı Tayyar Kuz ise, tarih boyunca engelli bireylere dünya genelinde nasıl bakıldığını ve nasıl davranıldığını özetledi. “Engelli bireylerin hukukuna bugüne kadar ahlaki, tıbbi, sosyal ve insani modellerle incelendi. Nagi modeli de denen insani modelde amaç engellilerin günlük hayatta engelli olmayan bireyler gibi yaşam sürdürebilmesini amaçlar. Bu yaklaşıma göre engelliden topluma adapte olmasını bekleyemeyiz. Toplum engellinin durumuna kendisini adapte etmelidir. Her ne kadar Türkiye’de halen ahlaki yaklaşım bu konuda egemen olsa da çok da yol kat edildi. En azından Avrupa’da engelli bireyler cadı diye yakılırken bizde müzik ve su sesiyle tedavi yöntemleri uygulanmaktaydı.” ifadelerini kullandı.

FARKINDA OLMADAN AYRIMCILIK YAPIYORUZ

Engellilere yönelik çalışmalarda zaman zaman fark etmeden engellilerin aleyhine ayrımcılık da yapılabildiğini ifade eden Kuz, “Anadolu’da bir şehre konferans için gittiğimizde yerel yöneticiler bize engelli bireyler için yapılan parkı gururla göstermişlerdi. Ancak düşünmedikleri nokta şuydu: Bu parkla engelli bireyleri sadece bu parka mahkum ediyoruz. Onlara ‘Sen şehirde dolaşma, gel bu parkta vakit geçir’ diyoruz. Hatta ailesinde hem engelli olan hem de olmayan insanlar için ‘Senin annen baban v.b. şehrin diğer yerlerinde dolaşsın, sen burada kal, aileni böl’ diyoruz. Farkında değiliz ama bu da ayrımcılıktır. Ya da Türkiye’de yaşlılara, engellilere, hamilelere genelde saygı gösterilir. Ancak onların günlük yaşama uyum sağlayabileceği çalışmaları yapmazsanız, örneğin merdivenlere rampa koymazsanız, otobüslerin basamaklarını yaşlıların çıkamayacağı yükseklikte yaparsanız, onlara örtülü olarak ‘Sen günlük yaşama karışma’ demiş olursunuz. Bu da bir çeşit ayrımcılıktır” dedi.

Etkinlik, konuşmacılara günün anısı olarak verilen plaket töreni ve toplu anı fotoğrafı çekimi ile son buldu.

Kaynak:HÜR24 Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.