Erbaş: Gençleri fesada uğratan akımlara karşı Kur'an ve sünneti esas alarak mücadele etmeliyiz
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Karadağ İslam Birliği (Meşihatı) Başkanlığına seçilen Rıfat Feyziç’in ‘Menşure Töreni’ne katıldı. Karadağ’ın başkenti Podgoritsa’da tarihi Osmanagiç Camii’nde düzenlenen törende Başkan Erbaş, Feyziç’e cübbesini giydirdi, menşur verdi
Menşure Töreni’nde konuşan Erbaş, müminlerin kardeş olduğunu kaydederek, günümüzde yaşanan, insanlığın küresel meselelerinin ve İslam coğrafyasının devasa sorunlarının varlığının Müslümanları asla umutsuzluğa sevk etmemesi gerektiğine vurgu yaptı.
Erbaş, Müslümanların 1400 yılı aşkın süredir ilim ve medeniyet birikimiyle, genç ve dinamik nüfusuyla dünyanın en büyük imkanlarına sahip olduğunu ifade etti.
Müslümanların, gücünü ve potansiyelini kullandığında, bütün insanlık için barış, adalet, huzur, refah ve onurlu bir hayatın teminatı olacaklarının altını çizen Erbaş, "İslam toplumları olarak bizler, kendi aramızda beraberlik ve dayanışmayı güçlendirdiğimizde, imkanlarımızı birleştirerek ortak çalışmalarımızı geliştirdiğimizde coğrafyamızdaki ve dünyadaki birçok sorun kolayca çözülebilecektir." değerlendirmesinde bulundu.
"İslam medeniyetinin mensupları, bütün insanlığa şefkat ve merhametle bakar"
Erbaş, İslam medeniyetinin bir tevhid ve vahdet medeniyeti olduğunu ve bu medeniyetin mensuplarının, insanları yaratılışta eşit dinde kardeş olarak kabul ettiğini belirterek, "Bütün insanlığa, hatta evrene ve içindekilere şefkat ve merhametle bakar. Kin, nefret, intikam gibi duygularla yüreklerini karartmaz. Bu medeniyet, insana bizatihi insan olduğu için değer verir. Onu erdem ve ahlakına, niyetine, sözüne ve fiillerine göre değerlendirir." şeklinde konuştu.
"İslam düşmanlığına karşı somut adımlar atma hususunda iş birliği içerisinde olmalıyız"
Dünyanın farklı bölgelerinde İslam karşıtlığına dair faaliyetlerin gün geçtikçe yayıldığına şahit olduklarını kaydeden Erbaş, konuşmasına şöyle devam etti:
"Uluslararası planda kaygı verici şekilde artan bu İslam düşmanlığına, İslamofobi'ye karşı somut adımların atılması hususunda iş birliği içerisinde hareket etmeliyiz. Açıkça ifade etmeliyim ki, güven ve huzur ortamını bozan, terör ve anarşiye davet eden hiçbir söylem ve davranışın, merhamet ve adalet dini olan İslam’dan referans bulması mümkün değildir. Birtakım İslamofobi’ye zemin hazırlayan örgütlerin en büyük zararı, İslam’a ve Müslümanlara olmaktadır. İslam’ın temiz kavramları ile değerlerini suistimal eden ve özellikle gençlerin inanç, duygu ve zihin dünyalarını fesada uğratan bazı akımlara karşı Kur’an-ı Kerim ve sünnet-i seniyyeyi esas alarak mücadele etmeliyiz." (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.