Erdoğan, bal gibi terör örgütü
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Ey Amerika, siz kaç kere söyledik, siz bizimle beraber misiniz, yoksa bu terör örgütü YPG-PYD ile mi berabersiniz? Ne bize PKK'yı, YPG'yi, PYD'yi tanımazsınız, bunları biz iyi biliriz, ama siz bunları tanıyamadığınız için bölge kan gölü içinde. Bu nasıl ortaklık? Karşımızda susuyorlar. Bu nasıl anlayıştır? Siyasetin dilini, diplomasinin gücünü ihmal etmedik. Ama aslolan, "la ilahe illalah". Bunu aklımızdan çıkarmadan devam edeceğiz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby'nin "PYD politikamızda herhangi bir değişiklik yok. Fakat PKK’yı yabancı bir terör örgütü olarak görüyoruz ve Türkiye halkına karşı gerçekleştirdikleri terör saldırılarını sonlandırmalarını umuyoruz" sözlerine çok sert tepki gösterdi
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde muhtarlarla bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
DIŞ TEMASLAR
"Ekvador'da 750 milyon dolarlık liman anlaşmasını imzaladık. Karşılıklı yatırımlarımızın artması ve çeşitli konularda hemfikir olmamız mutlu ediyor. Senagal'de Sayın Devlet Başkanı ile çalışma kahvaltısı yaptık. Bu görüşmede de verimli geçti. Müteahhitlerin yeni dönemde ne gibi işler üstlebilir olduğunu görüştük.
Oturulduğu yerde netice alınmıyor. Sen dolaşacaksın, koşacaksın, koşturacaksın ve netice alacaksın. Biz 13-14 yıldır bunu yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz. Birileri Türkiye'yi kendi içinde kapatmaya çalışasa da biz küresel vizyonumuzu koruyup hedeflerimize yürüyoruz.
"BAŞARAMAYACAKLAR"
Türkiye ne zaman ayağa kalksa aynı oyun sahneye konulmuştur. 1960 darbesinden beri aynı oyun. 2023 hedeflerine yürüyen Türkiye'nin ayağına aynı çelme takılmaya çalışılıyor. Silah bırakma aşamasına gelen PKK'nın gerisinde kimlerin olduğunun farkındayız. Başaramayacaklar. Ülkemizi bölemeyecekler, parçalayamayacaklar, ay yıldızlı bayrağın dalgalanmasına mani olamayacaklar, ezanları susturamayacaklar. Biz 79 milyon vatandaşlarımızla gönlü bizimle olan tüm kardeşlerimizde tek millet, tek vatan, tek devlet, tek bayrak demeye devam edeceğiz.
Türkiye bir ülkenin adı değildir. 100 milyonlarca mağdur, mümin için umudun adıdır. Sorumluluğumuz çok büyüktür. Biz bu ülkeyi sağlam tutmazsak, kardeşlerimize yardım eli uzatma imkanımız olmaz. 1000 yıldır sayısız şehidin, gazinin çabasıyla bu günlere gelen Türkiye'yi geleceğe daha müreffeh teslim edeceğiz.
Türkiye 2023 hedeflerine doğru olan kutlu yürüyüşünü ve terörle mücadelesini sürdürecektir. Bölgesinde izlediği insani politikayı devam ettirecektir. Birileri dizlerimiz üzerine çöküp kalacağımızı sanıyor. Yeni Türkiye'nin henüz inşa sürecinde olabiliriz ama hamd olsun temelleri sağlam attık. Bizim de karşımıza hangi güçler, piyonlar çıkarsa çıksın tarihimizden, kültürümüzden, medeniyetimizden aldığımız gücümüz var. Mesele silah, sayı üstünlüğü, teknoloji olsa Alparslan başaramazdı, Çanakkale farklı sonuçlanırdı. Doğru olduğumuzdan şüphemiz yok ve bundan vazgeçmeyeceğiz.
Dün arkadaşlar tweet gösterdi; iki özel harekatçı silahları ve ellerinde Türk bayrağıyla duruyorlar. Arkasında "Seni seviyoruz uzun adam" yazıyor. Bunlar şimdi güneydoğuda mücadele ediyorlar. Biz bu kardeşlerimizin o yavrularımızın yanındayız, beraberiz onları asla yalnız bırakmadık, bırakmayacağız. Onlar da şahadete inanıyor. Bunu küçümseyenler olabilir. Bunun hakikatine inananlar o insanlar. O asker, polis, köy korucularımızı alnından, gözlerinden öpüyorum.
"PKK İLE PYD-YPG FARKLI MI"
Kardeşlerim birileri yurtdışına gidiyor, bunlar anamuhalefetin temsilcileri. Ne diyorlar, PYD-YPG terör örgütü değil. PKK nasıl terör örgütüyse onlar da aynı şekilde bal gibi de terör örgütü. Bu ifadeyi kullananlar terör örgütünün avukatı konumunda. Hele hele bunlar anamuhalefetin temsilcisi olunca farklı konuma geliyor. Ne günlere kaldık! PKK ile PYD'nin YPG'nin farkı var mı? Yazılı kayıtları elimizde.
"BUNLARI BİZ İYİ BİLİRİZ"
Ey Amerika, siz kaç kere söyledik, siz bizimle beraber misiniz, yoksa bu terör örgütü YPG-PYD ile mi berabersiniz? Ne bize PKK'yı, YPG'yi, PYD'yi tanımazsınız, bunları biz iyi biliriz, ama siz bunları tanıyamadığınız için bölge kan gölü içinde. Bu nasıl ortaklık? Karşımızda susuyorlar. Bu nasıl anlayıştır? Siyasetin dilini, diplomasinin gücünü ihmal etmedik. Ama aslolan, "la ilahe illalah". Bunu aklımızdan çıkarmadan devam edeceğiz.
Bugün devam eden mücadele Habil ile Kabil'den devam eden mücadeledir. Şimdi de aynı şeyleri yaşamıyor muyuz? Müslüman Müslümanı öldürmüyor mu? Bu ne menem iş. Bu işi bizim düzeltmemiz lazım. Siz her köyün, her mahallenin cumhurbaşkanısız. Siz seçilmişsiniz, atanmış değil. Sizi seçenlerin temsilcisi sizsiniz. Demokrasinin en uç ayağısınız.
Cizre'de, Sur'da mahalleleri işgal eden teröristlerin camileri, Kuranları nasıl tahrip ettiklerini sizler de görüyorsunuz. Mukaddes kitabımızın için bombalar yerleştirerek, tuzak kuruyorlar. Bölgeyi terk eden vatandaşlarımız Kuran-ı Kerim'ini de boyununa asıp öyle götürüyor. Örgüt camilerimizi silah ve malzeme deposuna çeviriyor.
"TERÖRİSTE TERÖRİST DİYECEĞİZ"
Avrupa ülkeleri ne zaman ki bu örgütlere el uzatmaya kalktılar o zaman terör örgütünün yüzüyle karşılaştılar. Avrupa ülkelerinin bir kısmı çeşitli gerekçelerle aynı hatayı aynı şiekilde sürdürüyorlar. Bu iş akreple kurbağanın hikayesi gibidir. Bu akrep bir gün onları da sokacaktır. Onun karakteri öyle. Düşmanımın düşmanı dostumdur, müttefikliğe yakışmaz. Bir terör örgütünü, çıkar çatışması için desteklemek doğru ise, diğer terör örgütleri niye dışlanıyor? Onlar da DAEŞ'le çatışma halindeler, niye dışlıyorsunuz? İlkeli olmak gerek. Biz teröriste terörist demeyi, o şekilde muamele etmeyi sürdüreceğiz. Suriye halkını çoluk çocuk demeden katledenlerin gerçek yüzlerini ifşa etmeye devam edeceğiz.
"EY BM SEN NE İŞE YARIYORSUN"
Suriye'de yaşanan hadise artık soykırım halini almıştır. Bu sorunun sebebi olan Esed rejimine kör ve sağır kalmak ibret vericidir. BM ne diyor içeri alın. Sen ne işe yarıyorsun? 3 milyon insanı evimize biz aldık. Siz ne aldınız, diğer ülkeler ne aldı? Biz 3 milyon aldık. BM olarak bize 455 milyon dolar destek verdiniz, biz 10 milyar dolara yakın harcama yaptık. Diğer harcamaları konuşmuyorum. Hani, verin desteklerinizi. Proje de, gelir de her şey ortada. Hala plan getir, proje getir...
Terör için İstanbul ve Ankara'nın diğer başkentlerden farklı olmadığını aci tecrübelerimizden biliyoruz. Suriye'de ölenlerin canını daha az değerli görmek insanlıktan nasibini almamaktadır. Patlayan bombaları görmemek ikiyüzlülüğün ta kendisidir. Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. Allah bizi zalimlerin yanında olmaktan muhafaza eylesin.
"TERÖRİSTE SAHİP ÇIKTILAR"
Türkiye terörle, terör örgütleriyle ciddi mücadele içinde. Size soruyorum. Tüm STK'lar, siyasiler, akademisyenler, meslek kuruluşlarının devletinin ve milletinin yanında güçlü durduğunu söylebilir misiniz? Bakıyoruz, kendilerine akademisyen diyen güruh çıkıyor, terör örgütü ağızıyla bildiri yayınlıyor. Başka gün filanca yazar, sanatçı örgütün kavramlarıyla hükümete hatta şahsıma saldırıyor. Terör organizasyonları Ankara'da sadece iki partinin genel merkezini rahatsız ediyor. Bizi malum parti. Zaten onlara diyecek sözümüz kalmadı. Onlar talimatları Kandil'den alıyor, onlarla birlikte turistik ziyaret yapıyor. Diğeri de anamuhalefet partisi. Teröristlere sahip çıktılar. Israrla toplu infaz şeklinde sunma çabası içindeler. Hatta daha büyük bir ihanete ortak oluyorlar. Terör örgütünün yanında yer alarak siyaset yapılamaz. Kongre kazanabilirsin, delege kazanbilirsin ama milleti kazanamazsın. Terör örgütünün güdümündeki parti bizler için yok hükmünde. Anamuhalefet partisinin durumu bizi endişelendiriyor. Bu anlayışla iktidara gelecek partinin terörle mücadeleyi nasıl yürüteceğini anlamakta zorluyorum. Gerçi milletimiz böyle bir imkan vermeyeceğini defalarca ortaya koydu.
"50 GÜNDE BULAMADILAR"
Dünya yanıyor, Türkiye kavruluyor; anamuhalefetin en büyük sorunu fotoğrafı kimin indirdiği. Zaten o fotoğrafın sahibi sizin durumunuzu görmüş olsa, sizi orada 1 saniye tutmaz. 50 günde fotoğrafın kimin indirdiğini çözemeyenlerden, ülkeye katkı sunmasını beklemek imkansız olur.
Muhtarlarımızdan ricam bu tutarsızlığı, çarpıklığı köylerinizde yaşayanlarla istişare etmenizdir. Biz yanlış düşünüyorsak, bunu bize aktarın. Bu devletin ve milletin bekaası meselesidir.
YENİ ANAYASA VE BAŞKANLIK SİSTEMİ
Aynı çarpık anlayış başkanlık sistemi ve anayasa konusunda da kendisini gösteriyor. Gelin yenisini yapın diyince işi yokuşa sürüyorlar. Masaya oturmadan masayı devirme çabası içindeler. İş lafa gelince mevcut sistemden şikayet ederler, gelin düzeltelim diyince ipe un sererler. Bunların sorun çözme gibi derdi yok. Çünkü kendileri sorun. Sürekli yaraları kaşıyarak kanatmayı siyaset, marifet sanarlar. Biz 13 yıldır milletimizi birleştirmenin, Türkiye'nin her köşesine muhabbet mayalamanın peşindeyiz. Biz 79 milyonun kucaklaşmasının mücadelesini veriyoruz.
Biz dünyanın en gelişmiş ülkelerdeki standartları Türkiye'ye sunma peşindeyiz. Eski Türkiye sefalet, yokların Türkiyesini yaşı 35'in üzerindekiler iyi bilir. Hele hele babalarımızdan dinlediklerimiz... O kimliklerde sana yağ, ekmek damgalarını görürsünüz. Dağıtılan karnelerle neyi, nasıl dağıttıklarını görürsünüz. Bunları hep yaşadık. Şeker, çayı hepsi karne ile.
İCRAATLAR
Biraz önce 30 bin öğretmen atamasından geliyorum. 30 bin öğretmeni atıyoruz ve öğretmen ihtiyacımızın yüzde 93'ünü hallediyoruz. 117 yeni üniversite kurarak 193'e çıkardık. Fakir fukara yavrularımızın ayağına üniversite götürüyoruz.
Sen bir zamanlar SSK'nın genel müdürü değil miydin? O hastanelerin koğuşları, tuvaletleri ne haldeydi yaaa. O serumlar ne haldeydi yaa. Ölüler bile rehin alınıyordu yaa. Bu gerçekler ortada. Şimdi helikopter, jet ambulansa kadar dağ taş, kar kış demeden şartları sonuna kadar zorluyoruz. 13 yılda 18 bin kilometreyi aşan bölünmüş yol, 177 tünel yaptık. Dağları deldik be. Bizim bu millete aşkımız vardı, o yüzden dağları deldik. Hala daha bu dağları delmeye devam ediyoruz. Biz aşk ile çalışıyoruz, o yüzden yorulmuyoruz. Ülkemize 29 havalimanı kazandırarak ulaşım sorunun kaldırma gayreti içinde olduk. Evinden çıkıyorsun yarım saatte havaalanına ulaşıyorsun. 15 sene önce bu imkanlar var mıydı? Şimdi inşallah bu daha da artacak. Çünkü benim vatandaşımın ne George'den, ne Helga'dan farkı yok. Benim vatandaşım da aynı insani şartlara sahip olacak. Bunun adımlarını atıyoruz. Irmaklarımız boşa akıyordu. Topraklarımız şimdi kana kana su içiyor. Türkiye'nin her bir köşesinde 701 bin toplu konut inşa ederek vatandaşlarımızı evsahibi yaptık. Emeklilerimiz, ücretlilerimiz insanca yaşayabilecek bir seviyeye çıkarma gayreti gösterdik.
2002 yılında göreve geldiğimizde muhtarlarımızın maaşları 100 lira bile değildi, 97 liraydı. Bugün muhtar maaşlarımız 1300 liraya yükseldi. Hükümetimiz sağlosun. Demokrasi ve ekonomide yeni Türkiye'nin inşası için çalıştık. Bu hedefimizi destekliyorsanız mahallenizde, köyünüzde bıkıp usanmadan bunları anlatmanız gerekiyor. İnsanoğlu unutur. Unutturmamak için 180 kere de olsa tekrar tekrar anlatacaksın. Terör örgütünün saldırılarına, paralelin ihanetine rağmen, kifayetsiz siyasetçilere rağmen sizlerle birlikte yeni Türkiye'yi inşa edeceğiz, ihya edeceğiz."
İLGİLİ HABER
Kaynak:HABERTÜRK
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.