Felç hastalığına son!
Gerek teknolojideki hızlı ilerleme gerekse cerrahların başarısı, eskiden ‘felç kalma riski yüksek’ denilen pek çok ameliyatın sorunsuz geçmesini mümkün kılıyor. Özellikle kritik beyin tümörü, omurilik ve omurga ameliyatlarına bağlı gelişebilecek felç riskine meydan okuyan intraoperatif nöromonitörizasyon yöntemi ülkemizde de önde gelen sayılı merkezlerde başarıyla uygulanıyor.
Acıbadem Üniversitesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Acıbadem Maslak Hastanesi İntraoperatif Nöromonitörizasyon Ünitesi kurucu ekibinden Doç. Dr. Elif IlgazAydınlar,sistemin cerraha yol gösterici olduğunu belirterek “Ameliyat esnasında vücudumuzun elektriksel potansiyellerini kaydederek cerraha sinir yollarının sağlamlığı ve nerede yer aldıkları hakkında bilgi verebiliyoruz. Karşısına çıkan dokunun bir sinir dokusu olup olmadığını söyleyebiliyoruz. Sinir dokularına hasar verme ihtimali varsa bunu erken tanıyoruz ve cerrahı uyarıyoruz. Dolayısıyla cerrah erken dönemde cerrahi planını değiştirebiliyor. Bu sayede sinir sisteminin kalıcı şekilde hasar görme riskini aza indiriyoruz. ” diyor. Yöntem sayesinde geçmişte "Siz bu ameliyatı olursunuz ama felçli çıkabilirsiniz" söylemi en az seviyeye iniyor.
Uluslararası Intraoperatif Nörofizyoloji Derneği Yönetim Kurulu ve Eğitim Komitesi Üyesi olanDoç. Dr. Elif Ilgaz Aydınlar “Cerrahlarımız uyarıları dikkate aldıklarında biliyorlar ki, artık çok az hastaları felçli çıkıyor veya çıkan hasarlar genellikle çok ağır olmuyor ve bir süre sonra düzeliyor. Cerrahın deneyimi ve tecrübesine yöntemin avantajları da eklenince çok başarılı sonuçlar alınıyor” diyor.
ANINDA UYARIP 'DUR' DİYOR
Ameliyatta hastanın başına, kollarına ve bacaklarına elektrotlar bağlandığını, bu sayede ameliyat sırasında sinir sisteminde oluşabilecek hasarların tespit edildiğini ve cerrahın anında uyarılabildiğini belirten Doç. Dr. Elif Ilgaz Aydınlar sistemi şöyle anlatıyor: “Ameliyat boyunca hastaya suni olarak uyarı veriyor ve elektrotlarımızdan kaydediyoruz. Cerraha güvenle ‘Her şey yolunda’ diyebiliyoruz ama bir manipülasyon örneğin omurilikten parça çıkar, beyinden tümör çıkar ve benim sinyallerim kayboluyorsa cerraha anında ‘Birkaç saniye içinde yaptığınız manevra şöyle bir etki yarattı’ diyebiliyoruz. Cerrah bir dokuyu kesmek istiyor, o dokunun sinir dokusu mu yoksa yağ dokusu mu olduğunu anında tespit edebiliyoruz ve bu sinir dokusu diyebiliyoruz”
KARİYER HAYALLERİ SUYA DÜŞMÜYOR
Uzayan yaşam süresi dolayısıyla kaliteli yaşam günümüzde daha da ön plana çıkarken, en çok omurga, omurilik ve beyin tümörü cerrahisinde uygulanan bu yöntem sayesinde hastanın ameliyat sonrası yaşam kalitesinin yüksek tutulması hedefleniyor. Örneğin hasta yürüyebiliyor, konuşabiliyor, yutkunabiliyor, küçük ve büyük abdestini tutup sorunsuz yapabiliyor.
Hastaların ‘Tümörüm alınsa bile yatalak olmuşum ne anlamı var’ dediğini belirten Doç. Dr. Elif Ilgaz Aydınlar “Demek ki biz hem tümörü çıkartalım hem de hasta yürüyebilen, konuşabilen, arabasını kullanabilen bir insan olsun. Hatta mesleki kariyerinde örneğin bir CEO ise, görevine CEO olarak devam edebilsin. Bu da artık bu tür ileri teknolojiler ve hekimlerin tecrübesi sayesindekesinlikle mümkün oluyor” diyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.