Fethullah Gülen'den Bahçeliye hakaret Akşener'e övgü

Fethullah Gülen'den Bahçeliye hakaret Akşener'e övgü
Isparta'da "Fethullahçı Terör Örgütü" (FETÖ) iddiasıyla hazırlanan ve 130 ismin şüpheli gösterildiği iddianamede Fetullah Gülentarafından söylendiği iddia edilen ve yanındakilerce kaleme alındığı öne sürülen bazı notlara yer verildi.

İddiaya konu olan notlara göre, Gülen, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye "çok münafık birisi" derken, genel başkan adaylarından Meral Akşener’den ise "güzel insan" diye bahsediyor.
Yeni Şafak'ta yer alan haberin tam metni şöyle:

Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Bilgi İşlem Daire Başkanı Halil Karakoç, dijital malzemeleri aracıyla kaçırırken yakalandı. Evinde ve arabasında yapılan aramalarda 26 harddisk, 6 flaş bellek ve bilgisayarlar ele geçirildi. İncelenen disklerin içinden, örgütün gizli arşivinin bulunduğu birçok dosya çıktı. Bu materyaller içerisinde Fetullah Gülen tarafından söylenmiş ve yanında bulunan örgüt mensuplarınca doğrudan kaleme alınmış talimat niteliğinde not kağıtlarının dijital hallerine de rastlandı. Örgüte talimat niteliğinde olan elyazması notlar, örgütün önemli faaliyetlerinin bizzat Gülen'in bilgisi ve onayıyla gerçekleştiğini gözler önüne serdi. Harddislerden 'özel hayata ilişkin' çok sayıda görüntü de çıktı.

"Acaba abdesti var mı?"
17/25 Aralık darbe girişiminin ardından siyasi arenada yeralmak için muhalefet partilerine yönelen ve MHP'yi ele geçirmeye çalışan FETÖ'nün hedefinde en başından beri MHP lideri Devlet Bahçeli vardı. Bahçeli ile bazı parti yöneticilerini kendilerine karşı tutumlarından dolayı düşman belleyen Gülen örgütü, Bahçeli'yi dinsiz olmakla itham etti, ona beddualar etti ve partinin karışacağı 'kehanetinde' bulundu. Harddisklerden çıkan notlara göre Gülen, aynen şu ifadeleri kullandı: “Bahçeli'yi muhatap kabul etmiyorum, Bahçeli ve ekibi partiyi iyice dinden uzaklaştırıyor. Cuma namazına gidiyor, acaba abdesti var mı, abdest alıyor mu bilmiyorum. Çok münafık birisi. Rabbimin inayeti olmasa bizleri bir yudum suda boğarlar..."
MHP'de Genel Başkan Devlet Bahçeli'ye muhaliflerin açtığı davada tüzük kurultayı yapılmasına karar verilmesinin ardından Bahçeli, temyiz başvurusunda bulundu. Bahçeli'nin yaptığı açıklamada “Okyanus ötesi kaynaklı planlamalardan medet uman, vicdanını kiralayanlara umut bağlayan gafiller” ifadesi paralel yapı destekli Meral Akşener'den başkası değildi. Kızıl Elma koalisyonu AK Parti'nin 2002'de tek başına iktidar olmasının ardından iktidarı hayal bile edemeyen taraflar milliyetçileri hedefine aldı. 2003 yılında 'Dip Dalgası', 'Kızılelma Koalisyonu' gibi ittifaklar kuruldu. İttifakın bir tarafında terörist başı Abdullah Öcalan'a çiçek veren Doğu Perinçek'in oğlu Mehmet Perinçek, diğer yanında ise İstanbul ülkü ocakları başkanı Levent Temiz yer aldı. 2012'de Ergenekon Davası'nda ifade veren Mehmet Perinçek, 'Kızıl Elma Mitingi'ni Tuğgeneral Veli Küçük'ün “istemiş olabileceğini” belirtti. MHP lideri Devlet bahçeli tuzağı fark ederek Levent Temiz'i görevden aldı. Cumhuriyet Mitingleri tutmadı Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 2007 yılında görev başına gelme ihtimalinden korkan kesim, Cumhuriyet Mitingleri düzenlendi. Başta CHP ve Çağdaş Yaşam ve Atatürkçü Düşünce Derneği olmak üzere pek çok üniformalı sivil mitinglere destek verdi. Halkın sokağa çağırılmasına karşı Devlet Bahçeli, kitlesini milli irade karşıtı mitinglerden uzak tuttu. Kaset darbesi Deniz Baykal'ın 2010 yılında bir kasetle partisinden gönderilmesinin ardından MHP de kaset skandalı ile sarsıldı. 12 Haziran seçimlerine sayılı günler kala farklıülkücülük.com adlı internet sitesi Genel Başkan Yardımcıları Recai Yıldırım ve Metin Çobanoğlu'nun uygunsuz görüntülerini yayınladı. Bahçeli'nin istifa isteğini reddetmesi ile beraber 7 başkan yardımcısı, bir genel sekreter ve bir başkanlık divanı üyesi istifa etti. Kasetlerin yayınlandığı internet sitesinin ABD'den yayın yaptığının ortaya çıkması ve sitenin hosting ücretinin paralel yapıya yakın bir iş adamının kredi kartından ödenmesi, skandalın ardında kimin olduğunu apaçık gösteriyordu. MHP'nin skandalı yargıya taşınmasının ardından partiye delil ulaştıranların kimliği savcı tarafından deşifre etmek istendi. O savcı ise HSYK tarafından meslekten ihraç edilen ve Selam Tevhid kumpasının mimarı İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Adnan Çimen'di. Gezi'den 8 Haziran'a giden süreç Türkiye tarihinin en büyük darbe girişimlerinden biri olan Gezi Olayları'nda ise, bozkurt işareti yapan çakma ülkücülerle devrimci selamı veren marjinal solcular sırt sırta polise taş atarken pozlar verdi. Bahçeli, “Türkiye baharı diye adlandırılan bir kalkışmanın içinde olmayız” diyerek yine halkı sokağa çıkmaması için durdurdu. “Yüzde 60'lık blok” söyleminin uygulamaya sokulduğu 7 Haziran seçimlerinde ise paralelin hedefi, CHP, MHP ve HDP ortaklığı ile milli iradeye çalım atmaktı. Kemal Kılıçdaroğlu'nun ısmarladığı başbakanlık koltuğunu elinin tersi ile iten Bahçeli, üstüne bir de ahlak dersi verdi: “Yüzde 60'lık blok bize göre boş laf. Oranların toplamıyla hükümet kurulacaksa, ne ilkeye, ne ahlaka, ne de haysiyete ihtiyaç vardır. MHP küresel plan ve projelere tetikçilik yapan kiralık katillerin hiçbir şart altında meşruiyet kazanmalarına hizmet etmez.” 1 Kasım planı MHP'yi operasyon partisi haline getirmek isteyen paralel yapı, 1 kasım seçimlerinde iktidar olarak çıkan AK Parti'ye karşı MHP'de yeni bir blok daha çıkardı. Paralel yapı, hedefine uygun bir profil seçip onu destekledi. Paralel yapıdan ekonomik destek gören Meral Akşener, gittiği her yerde abiler ve ablalar tarafından büyük kalabalıklarla karşılandı. “Paralel yapıya teslim edecek partimiz yok” Olağanüstü kongre sürecinin yargıya taşınması ve partiyi kurultaya götürmek üzere 3 kayyumun atanması ile MHP yönetimine fiilen el konuldu. Son bir aydır 'FETÖ'ye yönelik daha net tavır alan Bahçeli de, 'Paralel yapıya teslim edilecek partimiz yok' diyerek kararı temyiz edeceklerine duyurdu. Muhalif kimlikleri ile tanınan kayyumlar kongre için kolları sıvasa da gözler düğümü çözecek Yargıtay'a çevrildi.
 
Akşener'e övgü
Notlara göre Gülen, MHP'li muhaliflerden Meral Akşener hakkında da epeyce yorum yaptı. Bir dönem uzunca tartışılan başörtülü konusuyla ilgili MHP'nin bir şey demediğini kaydeden Gülen, “AK Parti ve CHP anlaşsın biz de bir şey deriz gibi münafıkça bir yaklaşım içindeler. İçindeki ehli iman olanlara da hayret ediyorum, en ufak bir gayretleri yoktur. Böyle bir mevzuda neden sessiz kalıyorlar hayret ediyorum. Gayreti yok ama milliyetlerinden de endişe içindeyim. Meral Akşener gibi güzel insanların sessizliğine hayret ediyorum" diyor.
Bir başka notunda ise “CHP ve MHP'nin sözcüleri konuşurken Türkçeyi katlediyorlar, yaşlı insanlar, acuze-i şemta, çok sevimsiz insanlar" diyen Gülen, AK Parti'nin kuruluş aşamasında yer alan ancak son dakikada kurucular kurulunda yer almayarak bu hareketten ayrılan Meral Akşener'in AK Parti'ye alınmamasıyla ilgili de değerlendirme yapıyor. Gülen, eski İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu'yu kasdederek, “Meral Akşener'i alabilirdi, cazibesi olan kimseler. Ama onun yerine ne olduğu belli olmayan Aksu'yu getirdi. Meral hanım da o olduğu için girmedi. İyi bir aile mensubu değil. O başbakan kimseyi dinlemiyor" ifadelerini kullandı.
 
Isparta'da "Fethullahçı Terör Örgütü" (FETÖ) iddiasıyla hazırlanan ve 130 ismin şüpheli gösterildiği iddianamede Fetullah Gülentarafından söylendiği iddia edilen ve yanındakilerce kaleme alındığı öne sürülen bazı notlara yer verildi. İddiaya konu olan notlara göre, Gülen, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye "çok münafık birisi" derken, genel başkan adaylarından Meral Akşener’den ise "güzel insan" diye bahsediyor.
Yeni Şafak'ta yer alan haberin tam metni şöyle:

Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Bilgi İşlem Daire Başkanı Halil Karakoç, dijital malzemeleri aracıyla kaçırırken yakalandı. Evinde ve arabasında yapılan aramalarda 26 harddisk, 6 flaş bellek ve bilgisayarlar ele geçirildi. İncelenen disklerin içinden, örgütün gizli arşivinin bulunduğu birçok dosya çıktı. Bu materyaller içerisinde Fetullah Gülen tarafından söylenmiş ve yanında bulunan örgüt mensuplarınca doğrudan kaleme alınmış talimat niteliğinde not kağıtlarının dijital hallerine de rastlandı. Örgüte talimat niteliğinde olan elyazması notlar, örgütün önemli faaliyetlerinin bizzat Gülen'in bilgisi ve onayıyla gerçekleştiğini gözler önüne serdi. Harddislerden 'özel hayata ilişkin' çok sayıda görüntü de çıktı.

"Acaba abdesti var mı?"
17/25 Aralık darbe girişiminin ardından siyasi arenada yeralmak için muhalefet partilerine yönelen ve MHP'yi ele geçirmeye çalışan FETÖ'nün hedefinde en başından beri MHP lideri Devlet Bahçeli vardı. Bahçeli ile bazı parti yöneticilerini kendilerine karşı tutumlarından dolayı düşman belleyen Gülen örgütü, Bahçeli'yi dinsiz olmakla itham etti, ona beddualar etti ve partinin karışacağı 'kehanetinde' bulundu. Harddisklerden çıkan notlara göre Gülen, aynen şu ifadeleri kullandı: “Bahçeli'yi muhatap kabul etmiyorum, Bahçeli ve ekibi partiyi iyice dinden uzaklaştırıyor. Cuma namazına gidiyor, acaba abdesti var mı, abdest alıyor mu bilmiyorum. Çok münafık birisi. Rabbimin inayeti olmasa bizleri bir yudum suda boğarlar..."
MHP'de Genel Başkan Devlet Bahçeli'ye muhaliflerin açtığı davada tüzük kurultayı yapılmasına karar verilmesinin ardından Bahçeli, temyiz başvurusunda bulundu. Bahçeli'nin yaptığı açıklamada “Okyanus ötesi kaynaklı planlamalardan medet uman, vicdanını kiralayanlara umut bağlayan gafiller” ifadesi paralel yapı destekli Meral Akşener'den başkası değildi. Kızıl Elma koalisyonu AK Parti'nin 2002'de tek başına iktidar olmasının ardından iktidarı hayal bile edemeyen taraflar milliyetçileri hedefine aldı. 2003 yılında 'Dip Dalgası', 'Kızılelma Koalisyonu' gibi ittifaklar kuruldu. İttifakın bir tarafında terörist başı Abdullah Öcalan'a çiçek veren Doğu Perinçek'in oğlu Mehmet Perinçek, diğer yanında ise İstanbul ülkü ocakları başkanı Levent Temiz yer aldı. 2012'de Ergenekon Davası'nda ifade veren Mehmet Perinçek, 'Kızıl Elma Mitingi'ni Tuğgeneral Veli Küçük'ün “istemiş olabileceğini” belirtti. MHP lideri Devlet bahçeli tuzağı fark ederek Levent Temiz'i görevden aldı. Cumhuriyet Mitingleri tutmadı Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 2007 yılında görev başına gelme ihtimalinden korkan kesim, Cumhuriyet Mitingleri düzenlendi. Başta CHP ve Çağdaş Yaşam ve Atatürkçü Düşünce Derneği olmak üzere pek çok üniformalı sivil mitinglere destek verdi. Halkın sokağa çağırılmasına karşı Devlet Bahçeli, kitlesini milli irade karşıtı mitinglerden uzak tuttu. Kaset darbesi Deniz Baykal'ın 2010 yılında bir kasetle partisinden gönderilmesinin ardından MHP de kaset skandalı ile sarsıldı. 12 Haziran seçimlerine sayılı günler kala farklıülkücülük.com adlı internet sitesi Genel Başkan Yardımcıları Recai Yıldırım ve Metin Çobanoğlu'nun uygunsuz görüntülerini yayınladı. Bahçeli'nin istifa isteğini reddetmesi ile beraber 7 başkan yardımcısı, bir genel sekreter ve bir başkanlık divanı üyesi istifa etti. Kasetlerin yayınlandığı internet sitesinin ABD'den yayın yaptığının ortaya çıkması ve sitenin hosting ücretinin paralel yapıya yakın bir iş adamının kredi kartından ödenmesi, skandalın ardında kimin olduğunu apaçık gösteriyordu. MHP'nin skandalı yargıya taşınmasının ardından partiye delil ulaştıranların kimliği savcı tarafından deşifre etmek istendi. O savcı ise HSYK tarafından meslekten ihraç edilen ve Selam Tevhid kumpasının mimarı İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Adnan Çimen'di. Gezi'den 8 Haziran'a giden süreç Türkiye tarihinin en büyük darbe girişimlerinden biri olan Gezi Olayları'nda ise, bozkurt işareti yapan çakma ülkücülerle devrimci selamı veren marjinal solcular sırt sırta polise taş atarken pozlar verdi. Bahçeli, “Türkiye baharı diye adlandırılan bir kalkışmanın içinde olmayız” diyerek yine halkı sokağa çıkmaması için durdurdu. “Yüzde 60'lık blok” söyleminin uygulamaya sokulduğu 7 Haziran seçimlerinde ise paralelin hedefi, CHP, MHP ve HDP ortaklığı ile milli iradeye çalım atmaktı. Kemal Kılıçdaroğlu'nun ısmarladığı başbakanlık koltuğunu elinin tersi ile iten Bahçeli, üstüne bir de ahlak dersi verdi: “Yüzde 60'lık blok bize göre boş laf. Oranların toplamıyla hükümet kurulacaksa, ne ilkeye, ne ahlaka, ne de haysiyete ihtiyaç vardır. MHP küresel plan ve projelere tetikçilik yapan kiralık katillerin hiçbir şart altında meşruiyet kazanmalarına hizmet etmez.” 1 Kasım planı MHP'yi operasyon partisi haline getirmek isteyen paralel yapı, 1 kasım seçimlerinde iktidar olarak çıkan AK Parti'ye karşı MHP'de yeni bir blok daha çıkardı. Paralel yapı, hedefine uygun bir profil seçip onu destekledi. Paralel yapıdan ekonomik destek gören Meral Akşener, gittiği her yerde abiler ve ablalar tarafından büyük kalabalıklarla karşılandı. “Paralel yapıya teslim edecek partimiz yok” Olağanüstü kongre sürecinin yargıya taşınması ve partiyi kurultaya götürmek üzere 3 kayyumun atanması ile MHP yönetimine fiilen el konuldu. Son bir aydır 'FETÖ'ye yönelik daha net tavır alan Bahçeli de, 'Paralel yapıya teslim edilecek partimiz yok' diyerek kararı temyiz edeceklerine duyurdu. Muhalif kimlikleri ile tanınan kayyumlar kongre için kolları sıvasa da gözler düğümü çözecek Yargıtay'a çevrildi.
 
Akşener'e övgü
Notlara göre Gülen, MHP'li muhaliflerden Meral Akşener hakkında da epeyce yorum yaptı. Bir dönem uzunca tartışılan başörtülü konusuyla ilgili MHP'nin bir şey demediğini kaydeden Gülen, “AK Parti ve CHP anlaşsın biz de bir şey deriz gibi münafıkça bir yaklaşım içindeler. İçindeki ehli iman olanlara da hayret ediyorum, en ufak bir gayretleri yoktur. Böyle bir mevzuda neden sessiz kalıyorlar hayret ediyorum. Gayreti yok ama milliyetlerinden de endişe içindeyim. Meral Akşener gibi güzel insanların sessizliğine hayret ediyorum" diyor.
Bir başka notunda ise “CHP ve MHP'nin sözcüleri konuşurken Türkçeyi katlediyorlar, yaşlı insanlar, acuze-i şemta, çok sevimsiz insanlar" diyen Gülen, AK Parti'nin kuruluş aşamasında yer alan ancak son dakikada kurucular kurulunda yer almayarak bu hareketten ayrılan Meral Akşener'in AK Parti'ye alınmamasıyla ilgili de değerlendirme yapıyor. Gülen, eski İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu'yu kasdederek, “Meral Akşener'i alabilirdi, cazibesi olan kimseler. Ama onun yerine ne olduğu belli olmayan Aksu'yu getirdi. Meral hanım da o olduğu için girmedi. İyi bir aile mensubu değil. O başbakan kimseyi dinlemiyor" ifadelerini kullandı.
 
"Ben patrondum Çiller başbakan"
MHP Genel Merkezi, Meral Akşener'i DYP döneminde Tansu Çiller'e Fetullah Gülen'in önerdiğini iddia etmişti. Akşener ise bu iddiayı yalanlamıştı. Öte yandan, sözkonusu notlarda Gülen'in, dönemin Başbakanı Tansu Çiller'in de katıldığı Asya Finans'ın açılışıyla ilgili, “Ben patrondum, o da başbakan" ifadeleri dikkat çekti. O dönem Çiller'i konutunda da ziyaret ettiğini kaydeden Gülen, o anları şöyle anlatıyor: “Özer Bey, 'hocam biz seni sakallı ve yaşlı, nurani bir zat olarak biliyorduk' dedi. Sonra hanımı, 'yine nurani de...' diye düzeltti."
2011'de MHP'nin tepe yöneticilerinin istifasına neden olan kaset şantajı da iddianamede yer aldı. 2011 yılı genel seçimler öncesinde ülke siyasetine yön vermek amacıyla demokrasi kuralları içerisinde olmayan yöntemlerin kullanıldığına dikkat çekilen iddianamede, ülkede siyasi bir parti kurmadan, halktan siyaseten bir onay almadan, emniyet ve yargıda örgütlediği gücü kullanarak toplumu ve devleti dizayn etmeye ve devleti ele geçirmeye çalışan örgütün bazı siyasi partilere ve yöneticilerine komplolar kurduğu vurgulandı. MHP yöneticileriyle ilgili 'farkliulkuculuk' adlı internet sitesinden servis edilen görüntülerin şüpheli Halil Karakoç'un flaş belleğinden çıktığı belirtilen iddianamede, 2 bellekte toplam 16 görüntüye rastlandığı kaydedildi. Savcılık ayrıca, görüntülerin herhangi bir internet sitesinden alınmadığını, Karakoç tarafından çoğaltılarak dağıtıldığını belirtti.
MHP Genel Merkezi, Meral Akşener'i DYP döneminde Tansu Çiller'e Fetullah Gülen'in önerdiğini iddia etmişti. Akşener ise bu iddiayı yalanlamıştı. Öte yandan, sözkonusu notlarda Gülen'in, dönemin Başbakanı Tansu Çiller'in de katıldığı Asya Finans'ın açılışıyla ilgili, “Ben patrondum, o da başbakan" ifadeleri dikkat çekti. O dönem Çiller'i konutunda da ziyaret ettiğini kaydeden Gülen, o anları şöyle anlatıyor: “Özer Bey, 'hocam biz seni sakallı ve yaşlı, nurani bir zat olarak biliyorduk' dedi. Sonra hanımı, 'yine nurani de...' diye düzeltti."
2011'de MHP'nin tepe yöneticilerinin istifasına neden olan kaset şantajı da iddianamede yer aldı. 2011 yılı genel seçimler öncesinde ülke siyasetine yön vermek amacıyla demokrasi kuralları içerisinde olmayan yöntemlerin kullanıldığına dikkat çekilen iddianamede, ülkede siyasi bir parti kurmadan, halktan siyaseten bir onay almadan, emniyet ve yargıda örgütlediği gücü kullanarak toplumu ve devleti dizayn etmeye ve devleti ele geçirmeye çalışan örgütün bazı siyasi partilere ve yöneticilerine komplolar kurduğu vurgulandı. MHP yöneticileriyle ilgili 'farkliulkuculuk' adlı internet sitesinden servis edilen görüntülerin şüpheli Halil Karakoç'un flaş belleğinden çıktığı belirtilen iddianamede, 2 bellekte toplam 16 görüntüye rastlandığı kaydedildi. Savcılık ayrıca, görüntülerin herhangi bir internet sitesinden alınmadığını, Karakoç tarafından çoğaltılarak dağıtıldığını belirtti.

Kaynak:iyigunler

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.