Forum İstanbul 2017’de Türkiye’nin ekonomik geleceği konuşuldu
Forum İstanbul 2017’in ilk öğleden sonra gerçekleşen ilk oturumunda ‘Gümrük Birliği’nin revize edilmesi ile rekabet gücünde sağlanacak artışlar neler olacak?’,’ Dünyada yeni bir korumacılık dalgası yayılırken, kapılar nasıl aralanabilir?’,’ Küresel mal ticaretinin yavaşladığı bir ortamda hizmet ticaretinin sunduğu fırsatlar olabilir mi?’, ‘Turizm ve ulaşım sektörleri’ ‘Yatırım projeleri için finansman kaynakları’ gibi konular, Sabah Gazetesi Ekonomi Müdürü Şeref Oğuz’un moderatörlüğü’nde İhracatta Atılım Yılı’ başlıklı oturum ile Türkiye’nin 2017 yılı ekonomik durumu ve geleceği masaya yatırıldı.
Sabah Gazetesi Ekonomi Müdürü Şeref Oğuz’un “En güvenli gelecek onu inşa etmekle oluyor” sözüyle başlayan panelde Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci; kartların yeniden dağıtıldığını, Türkiye'nin geleceğinin yeniden şekillendiğini söyledi. Türkiye'nin edilgen bir ülke olmayacağını dile getiren Zeybekci, kuralları belirleme kabiliyetinde bir ülke olmamız gerektiğine vurgu yaptı. Türkiye'nin üretim, dağıtım ve satış kanallarını gerçekleştiremeyen bir ülke olmasına rağmen başarılı bir ülke olduğunu kaydeden Zeybekci, AB'ye ihracatı artırarak devam ettiklerini belirtti. Çok hızlı üretim yapma kabiliyeti ve çok kısa sürede dağıtım yapma kabiliyeti ile ilgili başarılı bir ülke olduğumuza dikkat çeken Zeybekci, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ticarette öngörülebilirlik düştü. Kimse 6 ay önceden 1 milyon adet sipariş vermiyor. 2 haftadan önce sipariş ederek doğrudan mağazaya temin ediyor. Türkiye konumu itibariyle coğrafi avantajı ve hızlı üretimi ile bu konuda avantajlı konumda. Dünyada tüketim ve dağıtım ağları e-ticarette. Üretici doğrudan sipariş verenin adresine gönderim yapacak. Dünya buraya evirildi. Çin'de e-ticaret toplam ticaret payının yüzde 15'ini oluşturuyor. Her yılda artıyor. Biz de ise yüzde 2 seviyesinde. Ama hızlı bir ülkeyiz. Bu açığı kapatırız. Teknoloji 4.0 eskisi kadar konuşulmayacak. Çünkü eskimiş olacak. Gerek Eximbank kaynakları gerekse yatırım ve teşviklerle yatırım teşvik sistemini oluşturuyoruz. 20 milyar TL'nin üstünde bir başvuru var. Biriyle anlaşma sağlandı. 2 tane daha başvuru var. Bu 3 başvuru ile yapılacak toplam yatırım 11 milyar lira seviyesinde olacak. Eximbank ile ihracatçımıza gerekli destekleri veriyoruz. 2017 yılından sonra Güney Kore'yi geçip dünyanın bir numaralı Eximbank'ı olmak istiyoruz” dedi.
İhracatın içindeki teknolojinin payını yüzde 4'lerden yüzde 15'lere çıkarmak için ellerinden gelen her şeyi yaptıklarına dikkat çeken Zeybekci, bu seviyeye gelinirse edilgenden etken bir ülkeye geçmiş olacaklarını vurguladı. Böylece kuralları belirleyen bir ülke olacaklarını savunan Zeybekci, "Herkes bir koşuyorsa biz üç koşmak zorundayız. Büyümemiz artıyor. AB ile ilişkilerimiz iyi gidiyor. Ekonomik istikrarı yakalayacağız. Büyümemiz devam edecek" dedi.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin konuşmasının ardından söz alan Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi:” Türkiye İhracatçılar Birliği olarak ekonomik senaryolar ortaya koyduk. Çünkü artık ölçmüyorsan yönetemiyorsun. Senaryomuz dünya dış ticaretinin 2023 yılında ne olacağı yönündeydi. 2015 yılında dış ticaretimi 16,5 trilyon dolar, 2016 yılında 15,950 trilyon dolar olarak gerçekleşmiş. 2017 yılında 17,3 veya 17,7 trilyon dolar olarak bekleniyor. Rakamları incelediğimizde dünya dış ticaretinde aldığımız paylarda ilerleme var. Şu anda binde 89’u yakalamış bulunuyoruz. Hedefimize emin adımlarla ilerliyoruz. İhracatta 2017 yılının atılım yılı olması için uğraş veriyoruz. Hükümetimiz ile yürüttüğümüz çalışma sonrası ihracatçılarımızın yeşil pasaport almasını sağladık. İhracatçının ürettiği malı AB’de rahatça dolaşırken ihracatçının bu ülkelere girememesi gibi ironik bir durumu bu hamleyle ortadan kaldırdık” dedi.
Küresel hacimdeki ekonomik dalgalanmalara rağmen orta vadede konulan hedeflere ulaşacaklarını belirten Büyükekşi:” 153 milyar dolarlık hedefimizi de geçerek 155 milyar dolara çıkarmak istiyoruz. İlk dört ayda %8.8 artış umut verici” dedi. Ticaret ile siyasetin birbirinden ayrılması gerektiğine dikkat çeken Büyükekşi sözlerine şu şekilde devam etti: “İsrail ile 6-7 yıldır siyasi ilişkilerde sıkıntı yaşıyoruz ancak ticaretimizde %50’lik bir artış var. AB’de gelişmiş ülkelerden oluşan bir topluluk burada da ticarete siyaset karıştırılıyor. Gümrük Birliği anlaşmasının bir an evvel güncellenmesi konusunda müzakerelerin başlaması gerektiğini düşünüyoruz.”
Türkiye algısını istenilen seviyeye çıkarmak için 7 ülkede 17 uluslararası şirketin CEO’sunu da yanımıza alarak reklam kampanyası başlattıklarının altını çizen Büyükekşi:” Hedefimiz bu ülkelerde çıkan önemli gazeteler yoluyla 550 milyon kişiye ulaşmak. Aynı şekilde Televizyon aracılığıyla da 1.1 milyar kişiye ulaşmak istiyoruz” diyerek sözlerini noktaladı.
Konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelen Temsa Genel Müdürü Dinçer Çelik:“Temsa son 15 yıldır 66 ülkeye ihracat yapıyor. Geçen seneki ciromuz 900 milyon TL’yi buldu. 128 milyon dolar civarında ihracat gerçekleştirdik. Son üç yıldır Türkiye otobüs pazarında lider konumunda bulunuyoruz. Türkiye’nin ilk yüzde yüz yerli ve hızlı şarj edilebilen otobüsünü Aselsan ile birlikte geliştirdik. 2023’deki otobüs pazarının %30’unun elektrikli otobüslerden oluşacağını düşünüyoruz. Şimdiden belli başlı ülkelere pazarlayabilmek için odaklanmış bulunuyoruz” dedi.
Türkiye’nin otobüs ihracatında başarılı olabilmesi için şirketlerin 1995 yılından bugüne kadar hem teknolojik hem de yakıt tüketimi üzerine ciddi çalışmalar yaptığını belirten Çelik:” Elektrik ile ilgili de bu çalışmaları yapmalıyız. Batarya maliyetleri araç maliyetinin üç katı civarında. Maliyetleri azaltabilirsek elektrikli araçları daha da yaygınlaştırabilir ve bizde bu alanda rol alabiliriz.”
Türk Eximbank Genel Müdürü Adnan Yıldırım, KGF'nin devreye girmiş olması ve ihracatçıyla doğrudan çalışmanın 2023 hedefleri açısından önemli gelişmeler olduğunu aktardı. İlk 4 aydaki verilere göre istenilen seviyeye gelinmediğini ifade eden Yıldırım, şu açıklamalarda bulundu: "Bu hafta itibariyle gerekli atılımın gerçekleşeceğini düşünüyorum. İhracatçımız bakımında; doğrudan nakit, yurt dışındaki alıcının finanse edilmesi ve kefalet sorunun çözülmesi hususlarına önem veriyoruz. Dünyadaki Eximler ya alacak sigortası yapıyorlar ya da doğrudan finansman yapıyorlar. Biz dışardan da talepleri artırmaya çalışıyoruz. Gaziantep'ten sonra Denizli, Bursa ve Adana'yı da ekledik. İlk 10 ilde çalışmalar yapıp, ihracat organizasyonlarımızı nasıl geliştirebiliriz diye çabalayacağız. Büyük fuarlarda ihracatçılarımızla beraber olacağız. Kendi derecelendirme, rating sistemimizi kullanıyoruz. Bu haftadan itibaren biz de diğer bankalar gibi portföy geliştirme sistemini uyguluyor olacağız. Sigortayı son derece önemsiyoruz. Sigortanın zor yapıldığı veya yapılamadığı ülkeler için biz Eximbank olarak sorumluluk aldık. Yurt dışında yüzde 100 yerli malı kullanan müteahhitlere 0 faizli kredi imkânı sağlamak adına çalışma başlattık. Bunu şu anda kullanılabilir hale getirmeye çalışıyoruz. Türkiye dışında Türk şirketlerle de anlaşma yapacağız” dedi.
Kaynak:HÜR24 Haber
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.