Fransa Yetim-Eli Derneği yetimlerle dayanışma gecesi düzenledi

Fransa Yetim-Eli Derneği yetimlerle dayanışma gecesi düzenledi
​Yaptığı çalışmalarla adından söz ettiren Uluslararası İnsani Yardım Kuruluşu Fransa Yetim-Eli Derneği, yetimlerle dayanışma gecesi düzenledi.

Programda Uluslararası İnsani Yardım Kuruluşu Avrupa Yetim-Eli Derneği Genel Başkanı Abdurrahim Altun, Başkan Yardımcısı Serdar Şişman, Uluslararası İnsani Yardım Kuruluşu İho-Ebrar’ın Genel Başkanı Abdurrahman Alpsoy, Paris Medine Eğitim Kültür Derneği Başkanı Orhan Demirbağ hazır bulundu.

Program, İlahiyatçı-Yazar ve Rehber TV program yapımcısı Mücahit Haksever’in Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.

Etkinliğin sunuculuğunu yapan Şuayb Uslu, hem yeni kurulmuş olan Uluslararası İnsani Yardım Kuruluşu Fransa Yetim-Eli’nin tanıtımı hem yetimlerle dayanışma hem de yardımsever halk ile daha yakından tanışmak amacıyla böyle bir etkinliği tertip ettiklerini söyledi.

Ardından Uluslararası İnsani Yardım Kuruluşu Başkanı Enes Suiçer, Türkçe ve Fransızca Yaptığı konuşmada derneğin kuruluş amacından bahsederek, ‘’Yıllarca Fransa’da farklı yardım kuruluşlarıyla siz değerli kardeşlerimizin bizlere emanet ettiği yardımları yerlerine ulaştırmaya çalıştık. Sizlere daha iyi hizmet vermek için 2021 yılının mayıs ayında Orphans Help Yetim-Eli Fransa derneğini kurduk ve 'dünyanın neresinde bir muhtaç varsa biz oradayız' sloganıyla faaliyetlerimize başladık. ‘’ dedi.

Önceliklerinin yetim ve öksüzler olmakla birlikte, dünyanın herhangi bir yerinde fakirlik, kıtlık, doğal afetler veya savaşlar nedeniyle mağdur duruma düşmüş insanlara ulaşmaya çalıştıklarını belirten Suiçer, siyasi, dini, etnik ve mezhepsel farklılık gözetmediklerini, sadece insani düşünceyle hareket ettiklerini söyledi.

Konuşmasının devamında derneğin faaliyetlerinden bahseden Suiçer, ‘’Fransa Yetim-Eli olarak Avrupa’nın yanı sıra, Türkiye, Yemen, Afrika, Asya, Balkanlar, Filistin, Arakan ve dünya’nın ihtiyaç duyulan her bölgesinde hayır projeleri gerçekleştireceğiz. Projelerimiz başta yetim edinme, yetimlere yardım, su kuyusu, kurban, gıda paketi dağıtımı, ramazan kolisi, sıcak yemek dağıtımı, katarakt ameliyatı, cami, sağlık ocağı, yetimhane inşa etme gibi kalıcı projelerden oluşuyor. Bunun yanı sıra açlıkla boğuşan muhtaç ve mağdurlar, savaş, doğal afet, terör ve insan ticaretinin sebep olduğu olumsuzluklardan etkilenen insanlar, eğitiminde ekonomik sıkıntı yaşayan burs ihtiyacı olan öğrenciler, çorak coğrafyalarda susuz kalmış topluluklar, ailesini kaybetmiş dışarıda kalmış yetim, kimsesiz ve öksüz çocuklar, hastalıklar nedeniyle acil yardım bekleyen topluluklar, derneğimizin varoluş hedefini oluşturmaktadır,’’ ifadelerine yer verdi.

Derneği kurduktan sonra yaptıkları ilk faaliyetin Afrika’nın Kenya ülkesinde kurban kesmek olduğunu söyleyen Suiçer, aynı zamanda yetimlere hediye ve bayram harçlığı dağıttıklarını, ihtiyaç sahibi ailelere ise gıda dağıtımında bulunduklarını kaydetti.

An itibariyle de gönüllü temsilcilerinin Afrika’nın Somali ülkesinde yardım faaliyetleri için hazır bulunduklarını belirten Suiçer, Fransa Yetim-Eli adına programa iştirak eden tüm katılımcılara teşekkür ederek konuşmasını sonlandırdı.

Program, Türkiye’den gelen Özlem Ajans sanatçıları Bilal Güler ve Nurullah Kuray’ın seslendirdiği Türkçe ve Kürtçe ilahilerle devam etti.

Ardından sahneye çıkan İlahiyatçı-yazar ve Rehber TV program yapımcısı Mücahit Haksever günün anlam ve önemine binaen bir konuşma yaptı.

Konuşmasına Mücahit Haksever, İslam’ın özünde merhamet olduğunu belirterek şunları söyledi: ‘’Değerli kardeşlerim islam’ın özü tevhittir, Allah’tan başka ilah tanımamak demektir. Tevhidin hayat en büyük yansıması merhamettir, merhamet imandandır. Bakınız Kur’an’ın başındaki ilk ayet besmeledir, besmelede Allah kendini tanıtırken ederken Rahman ve Rahim olduğunu söylüyor. Fatiha’da hamd dan sonra yine Rahman ve Rahim diyor Allah. Allah’ın Kur’an’da geçen ilk sıfatları Allah’ın merhametli oluşudur. Ve Allah’ın peygamberlerinin hayatına baktığımız zaman hususen Peygamberi Zişan’ın hayatına ve ondan sonra gelen Allah dostlarının hayatına, onların en belirgin vasfının merhamet olduğunu görüyoruz.’’ 

Konuşmasına Efendimiz’den hadisler naklederek devam eden Haksever, sahabenin de bu konuda ne kadar hassas olduğunu vurguladı, ‘’Efendimiz buyuruyor, ‘’yerdekilere merhamet et ki, göktekiler de sana merhamet etsin.’’

Göktekilerin merhametini kazanabilmemiz için yerdekilere merhamet etmeye muhtacız.

Bir gün bir zat Muaz bin Cebel’e geliyor, diyor ki ‘’ey Muaz bana nasihat et,’’ Muaz adama ‘’merhametli ol ki ben de senin cennete girmene kefil olayım,’’ diyor.  

Günümüzde bir müminin iman üzere yaşayabilmesinin, bir müminin nefsin tasallutundan kurtulabilmesinin en önemli hasleti, merhamettir.

Efendimiz buyuruyor, ‘’eğer kalbinin yumuşamasını istiyorsan, fakire yedir, yetimin başını da okşa,’’ diyor.

Bu vesileyle susuzluktan çatlamış bir toprağın bereketli yağmurlara hasret duyması gibi, toplumumuz da hizmet ve alakaya en fazla muhtaç olan kesimlerin başında kanadı kırık olan yetimler ve yoksullar gelmektedir. Cenab-ı Allah Kur’an-ı Kerim’de buyuruyor ki,

‘’Sana sana ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: “Hayır olarak ne harcarsanız o, ana-baba, akraba, yetimler, fakirler ve yolda kalmışlar içindir. Hayır olarak ne yaparsanız, gerçekten Allah onu hakkıyla bilir.”

Bu ayetlerin indiği asırda, bu ayetlerin tedrisini yapan, Peygamberi Zişan’ın rahle-i tedrisinde büyüyen Sahabe-i Kiram, o merhametin nasıl olması gerektiğini bize gösteriyor.

Bir gün Hz. Ali bir yere kuyu kazmaya gidiyor, kazdığı kuyunun karşılığında da bir miktar arpa alıyor. Eve geliyor o miktar arpanın üçte birini öğütüp ondan bir yemek yapıyor. Tam yemeği yiyecekleri sırada, evde hiçbir şey yok, fakir bir adam kapıyı çalıyor. Günlerdir aç olduğunu söyleyince imam Ali pişirdikleri   yemeği o miskine veriyor. Ertesi gün o arpanın bir kısmıyla yine yemek pişiriyorlar. Bu defa yetim bir kişi kapıyı çalıyor, oda açlığından şikâyet ediyor, imam Ali o yemeği ona veriyor. Üçüncü gün arpanın son kalan kısmını da pişiriyorlar, esir bir adam gelip açlığından şikâyet edince, o yemeğide ona veriyorlar, evde hiçbir şey kalmıyor.

Bunun üzerine Cenab-ı Allah Kur’an-ı Kerim’de 8 ila 11. ayetlerinin indiriyor, ‘’ kendileri muhtaç oldukları halde, miskinlere, yetimlere ve esirlere ikram ederler.’’

İşte sahabe bu ayetleri okurken böyle anlıyorlardı ve o ayetlerin uygulamasını da derhal hayatlarında tatbik ediyorlardı. Mümin insanın özelliği kendisi muhtaç olmasına rağmen, kardeşini kendisine tercih etmesidir. Ve yine mümin insanın özelliği, merhametinin gereği olarak aç, muhtaç, miskin, yetim insanlara yardım etmesidir. Ve mümin insan fakirlerin onun evine gelmesine gerek duymadan, kendisi o fakirlerin, miskinlerin halinden anlayıp, o yardımı kendisi onlara götürmelidir. Allah razı olsun, yetim eli derneğimiz, kardeşlerimiz, Avrupa’dan ta Afrika ‘Lara gitmek suretiyle, oradaki kardeşlerimiz herhangi bir istekte bulunmamalarına rağmen, Müslüman olmalarının gereği olarak, mümin olmalarının gereği olarak, merhametli olmalarının gereği olarak, o kardeşlerimize sizlerin yardımlarını ulaştırıyorlar. Çünkü Cenab-ı Allah, ‘’sen onları yüzlerinden tanırsın,’’ diyor.

Kardeşlerimiz onları yüzlerinden tanıyor, onlar gelmeden kendileri ayaklarına gidiyorlar.

Sadi Şirazi, Allah kendisinden razı olsun diyor ki, ‘’ Hak dostları kimsenin uğramadığı dükkanlardan alış-veriş ederler diyor.’’

İşte bizler de kimsenin uğramadığı, unuttuğu o coğrafyalarda, o miskin, o fakir insanlara yardım götürmek suretiyle, Cenab-ı Allah’ın merhametini celb edeceğiz. Ve şunu da unutmayalım ki, Cenab-ı Allah o mazlumlara, o mahrumlara, o yetimlere, yapılan yardım hürmetine bizlere rızık veriyor.

Efendimiz’de onlara minnet etme edasıyla değil, veren kişi alana bir teşekkür edası içinde vermelidir. Onlara teşekkür etmemiz lazımdır ki, onlar sayesinde, biz mallarımızın zekatını, sadakalarımızı veriyoruz.

Mevlâna Hazretlerinin çok güzel bir sözü var Allah razı olsun, diyor ki, ‘’güzeller, saf ve berrak ayna aradıkları gibi, cömertlikte zayıf ve fakir kimseleri ister. Güzellerin yüzü aynada güzel görünür. İkram ve ihsanın güzelliği de fakir ve gariplerde ortaya çıkar.’’

O halde değerli kardeşlerim, kardeşlerimiz aç iken, kardeşlerimiz mağdur iken, mazlum iken, bizim evlerimizde bolluk içinde yaşamamız, mümin olmamızla bağdaşmaz. Efendimiz, ‘’ komşusu aç iken tok yatan bizden değildir,’’ buyurmuştur.

Allah dostlarından Davud-i Tai hazretleri var, Allah ondan razı olsun. Kendisi fakir, miskin ve yetimlere düşkünlüğüyle biliniyor. Önünde bir yemek olsa, bir fakirin, miskinin olduğunu duysa, o yemeği yiyemez o insanlara gönderirdi. Davud-i Tai hazretlerinin bir talebesi var, hocasının güzel bir yemek yemediğini bildiğinden dolayı, bir gün hocası için güzel bir yemek hazırlar, biraz et pişirir, Davud-i Tai hazretleri için pişirmiş olduğu bu eti önüne getirdiği zaman, Davud-i Tai hazretleri eti alacakken, öğrencisine soruyor, diyor ki ‘’geçen gün ki o yetim ve fakirler durumunda bir gelişme var mı?’’ ‘’Üstadım’’ diyor talebesi, ‘’durumları bildiğiniz gibi.’’ ‘’ o halde’’ diyor Davud-i Tai, ‘’ al bunu onlara götür.’’

Öğrencisi, ‘’efendim ne zamandan beridir ben sizin et yemediğinizi biliyorum. Allah aşkına bugün olsun biraz yiyin,’’deyince, Davud-i Tai hazretleri diyor ki, ‘’evladım, ben bu eti yersem, bir süre sonra dışarı çıkacak. Fakat o yetimler yerse, ebediyen kalmak üzere arşa yükselecek,‘’diyor. 

İşte bu insanları bu şekilde değerli kılan, onlara Allah dostu lakabını taktıran düşünce budur. İnsan olarak bizden farkları yoktu. Ama onlardaki iman, onlardaki aşk, onlardaki vecd, onlara bu hareketleri yaptırıyordu.

Nitekim Cenab-ı Allah Kur’an-ı Kerim’de, ‘’Allah yolunda sevdiğiniz şeylerden harcamadıkça iyiliğe asla eremezsiniz. Ne harcarsanız Allah onu hakkıyla bilir,’’buyuruyor.

Yine Efendimiz buyuruyor ki, ‘’ Allah bir kuluna hayır murat ettiği zaman, onu insanların ihtiyaçlarını karşılama yolunda istihdam eder.’’

Eğer bir insan veriyorsa, demek Cenab-ı Allah, o insanın hayrını murat ediyor. Dikkat buyurun, Allah vermeyi de herkese nasip etmiyor. Bazı insanlar var günahlarını istesen, sana vermez. Çünkü adam vermesini bilmiyor ki, vermemiş hayatında. Hep almasını öğrenmiş. Cenab-ı Allah’ın nimetlerinden infak etmeyi nasip ettiği insanlar ne bahtiyar insanlardır. O insanlar Allah katında, Allah’ın değer verdiği insanlardır. Bakınız Cenab-ı Allah Kur’an-ı Kerim’de fecr suresinin 17. Ve 18. Ayetlerinde, yetimlere, fakirlere vermeyen insanları ikaz ediyor.

‘’Hayır hayır! Doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz. Birbirinizi yoksulu yedirmeye teşvik etmiyorsunuz.’’ buyuruyor.

Özellikle şu an içinde bulunduğumuz sıkıntılı dönemde, insanların her zamankinden çok yardıma muhtaç olduğu bu dönemde, hayırlarınızın daha çok ehemmiyeti var değerli kardeşlerim.

Allah, Yetim-Eli gibi diğer islami kurum ve kuruluşlardan razı olsun. Geliyorlar kapı kapı dolaşıyorlar. Bu insanlara teşekkür etmek lazım. İnanın gelmeseler belkide bizler Afrika’nın o ucra köşelerinde, yardıma muhtaç olan insanların olduğunu bilmeyeceğiz.

Ta buradan kalkıyorlar binlerce kilometre gidiyorlar su bulamayan insanlara su götürüyorlar, yemek bulamayan insanlara yemek götürüyorlar. Bu insanlardan Allah razı olsun ki, bizi hayra teşvik ediyorlar, kapımıza kadar geliyorlar. Bakın şu andan bu salona gelmişler, diyorlar ki kardeşim, zekatını, sadakanı, kurbanını o insanlara gönder, onlar bizi bekliyorlar. Özellikle bu sıkıntılı dönemde, bu insanlara yardım daha bir önem arz ediyor. Onun için değerli kardeşlerim, kıymetli Müslümanlar, o insanlara yardım etmek imanımızın gereğidir,’’ diyerek konuşmasını sonlandırdı.

Akabinde Özlem Ajans sanatçıları bir kez daha sahne aldı.

Sanatçıların ardından, Medine Tiyatro Grubu yetimleri konu edinen bir tiyatro oyunu sergiledi, oyun esnasında salonda duygusal anlar yaşandı.

Tiyatrodan sonra Özlem Ajans sanatçıları son kez sahne alarak, sahneyi Avrupa Yetim-Eli Derneği, Almanya Herne temsilcisi Salahattin Balat’a bıraktı. Sahneye çıkan Balat, yetimlerle ilgili duygu yüklü bir şiir okudu.

Şiir dinletisinden sonra, Afrika’nın Somali Ülkesinde bulunan Fransa Yetim-Eli derneği temsilcisi Nizamettin Aygan’ın, program vesilesiyle hayırseverlere gönderdiği, Afrika’daki durum hakkında bilgi içeren video gösterimi oldu.

Program Şuayb Uslu’nun yaptığı dua ile son buldu. (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.