HÜDA PAR Antalya Gençlik Kolları ‘Gençlik Haftası Final Etkinliği’ düzenledi
Merkez Kepez ilçesi Şehitler Parkında gerçekleştirilen program, Osman Karabulut’un okuduğu Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Sunuculuğunu Ahmet Temur’un yaptığı programda açılış konuşmasını yapan HÜDA PAR Antalya Gençlik Kolları Başkanı Nurulllah Bağrıyanık, bu yıl düzenlenen etkinliklerde “Gençlik ve Gazze: Değerlerimizle Yürüyoruz” temasının seçilmesinin önemine işaret etti.
Bağrıyanık’ın açılış konuşmasının ardından program Umut İlahi Grubu tarafından seslendirilen ilahi ve ezgilerle devam etti.
Seslendirilen ilahi ve ezgilerden sonra günün anlam ve önemine dair bir konuşma yapan HÜDA PAR Antalya İl Başkanı Muhammet Şerif Durmaz, gençlik döneminin hayatın en önemli ve en hareketli dönemi olduğuna vurgu yaparak asr-ı saadetteki genç sahabelerden misaller aktardı.
“Peygamberlere iman edenler ilk etapta gençler olmuşlar”
Gençlik döneminde gençlerin birçok yeniliklerle karşı karşıya kaldığını belirten Durmaz, “Bu dönemde gençlerin fikri olumlu ya da olumsuz bir şekilde değişebiliyor. Allah'ın aziz davasını kendine misyon edinmiş gençler hayatlarını sürdürdüğü zaman örnek aldıkları kişiler olmalıdır. Malum Allah bizlere bir kitap göndermiş, bu kitap Kitab-ı Kadim Kur'an-ı Kerimdir ve bizlerin anayasasıdır. Kur'an-ı Kerim'de Allah-u Teâlâ kimi gençlerden söz eder; Habil'den söz eder. “Onlar Allah'a iman eden bir avuç gençti” diyerek Ashab-ul Keyften söz eder. Putları yerle yeksan eden Hazreti İbrahim'den söz eder. İffet timsali Hazreti Yusuf'tan söz eder. Kur'an-ı Kerim bu gençlerden söz ederken, onların yaşadıklarını bizlere örnek olarak gösterirken bizlerin de hayatlarını onların yaşadıkları gibi yaşamamızı istemektedir. Tabi Allah-u Teâlâ tevhid önderleri peygamberler de göndermiştir. Bu peygamberlerin amacı, hedefi tevhid anlayışını toplum arasında yerleştirmekti. Dikkat ediniz kıymetli Müslümanlar, tevhid önderleri peygamberlere inanan, iman edenler ilk etapta gençler olmuşlar.” şeklinde konuştu.
“Muallimlerin piri Musab iman ettiği zaman henüz 17 yaşındaydı”
Peygambere nübüvvet verildiği zaman ona ilk iman edenlerin gençler olduğuna dikkat çeken Durmaz, “Onun aziz davasına sahip çıkanlar gençlerdi. İşte Hazreti Ali, iman ettiği zaman 10 yaşındaydı. Henüz çocuk denilecek yaştaydı ama Hazreti Ali imanının gereğini yerine getirdi. Musab bin Umeyr, öğretmenlerin, muallimlerin piri. Sevgili Peygamberimize iman ettiği zaman henüz 17 yaşındaydı. Peygamber aleyhissalatu vesselam onu Medine’ye görevlendirdikten sonra medine'de bir müddet islami çalışmalar yapıp peygamber aleyhissalatu vesselam'ın yanına geldi. Aradan bir yıl geçmişti, Peygamber aleyhissalatü vesselam Musab bin Umeyr'e “Ey Musab Medine'de neler yaptın, Medine nasıl geçiyor” diye sordu. Hazreti Musab Peygamber aleyhissalatu vesselama “Anam babam sana feda olsun ey Allah'ın Resulü bu süre içerisinde İslam'ın mesajının girmediği ev kalmadı Medine'de.” Allah Resulü Musab bin Umeyr'e bakıyor tebessüm ediyor diyor, “Ey Musab sen Musab bin Umeyr değil, Musab-ul Xayr olmuşsun. Allah senin elinle Medine'ye xayrı koymuş.” dedi.
“Her dönemde Allah rızasını merkeze alarak çalışma yapan gençler olmuştur”
Hazreti Cafer’in Habeşistan'a elçi olarak gönderildiği zaman onun da 17 yaşında olduğunu söyleyen Durmaz, “Hepimiz Çağrı filmini izlemişiz, filimde Hazreti Cafer 35 40'li yaşlarda gösteriliyor ama aslında Peygamber aleyhissalatü vesselam tarafından Habeşistan'a gönderildiğinde o da 17 yaşındaydı, o da genç bir şekilde imanın tadını almış bir biçimde Allah resulünün ona verdiği görevi yerine getirdi. Hazreti Cafer Habeşistan’a elçi olarak gidiyor, İslam davetini oradakilere söylüyor. Sad bin Ebi Vakkas, Hazreti Talha onlar da iman ettiklerinde 17 yaşındaydı, onlar da genç bir şekilde Peygamberimize iman etmişlerdi. Erkam bin Ebil Erkam, İslami davetin merkezinin bulunduğu evin sahibi. O Allah Resulüne iman ettiği zaman kaç yaşındaydı? Aramızda 16 yaşında olanlar var; o da 16 yaşındaydı. Her dönemde Allah’ın rızasını merkeze alarak İslami çalışma yapan nice gençler olmuştur. Peygamber aleyhissalatu vesselamın döneminden sonra da aziz İslam davası için mücadele etmiş olan nice gençler olmuş, onların amacı insanlık ailesinden kurtuluşuydu, onların hedefi toplumdaki ahlaksızlığın, toplumdaki yozlaşmanın ortadan kalkmasıydı. Onlar da mesuliyetlerini yerine getirdiler.” ifadelerini kullandı.
“Antalya'dan diyoruz ki bizler bir ölür bin diriliriz”
Geçmişte olduğu gibi bugün de gençlerin İslami mücadelede etkin olduğunun altını çizen Durmaz, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Malum bir şehit son dönemlerde işte sizin de görselde gördüğünüz gibi en ortada Yahya Sinvar var, şehit edildi biliyorsunuz. Allah şehadetini kabul eylesin, onu peygamberimize, şehitlerin serveri Hazreti Hüseyin’e ve bütün şehitlere komşu eylesin. Yahya Sinvar 1962 yılında bir mülteci kampında gözlerini dünyaya açıyor, henüz çocukken zorluk ve sıkıntılar içerisinde Filistin davasının nasıl yapılması gerektiğini öğreniyor, bire bir yaşıyor. 1988 yılında cezaevine giriyor tabii öncesinde de iki defa zindan süreci başlıyor ama bırakılıyor. 1988 ile 2011 yılları arasında gençliğinin en verimli döneminde işgalcilerin zindanlarında kalıyor. 2011 yılında serbest kaldıktan sonra 2017 yılında Gazze sorumlusu oluyor. 2024 yılında Hamas'ın lideri seçiliyor. Seçildikten 50 gün sonra o da çok arzuladığı şehadet şerbetini içerek Allah'a verdiği söze sadık kalıyor, tıpkı diğer şehitler gibi. Biz de buradan, bu meydandan, Antalya'dan diyoruz ki bizler bir ölür bin diriliriz. Bir Yahya gider Allah'ın izniyle bin Yahya gelir. Annelerimiz Yahyalar yetiştirecek, bacılarımız Yahyalar yetiştirecek. Yahyalar işgalcilerin kalbine saplanan bir mermi olacaktır.”
“Yahya Sinvar gibi gerçek anlamda iman etmişler kâinata meydan okuyorlar”
Yetişecek Yahyalar işgalcilere karşı İslam'ın sesini ve mesajını savunacaklarını vurgulayan Durmaz, “O yüzden bizler bugün Yahya Sinvar’ın davasını sürdüren gençlere, müminlere ve müminelere büyük görevler düştüğünü de buradan hatırlatmak istiyoruz. Zamanın Bedii Üstad Bediüzzaman diyor ya, “Hakiki manada iman etmiş bir insan kâinata meydan okur.” İşte Yahya Sinvar gibi gerçek anlamda, hakiki anlamda iman etmişler kâinata meydan okuyorlar. İşgalcilere karşı tek başlarına savaşıyorlar. Allah-u Teâlâ onların şehadetini kabul eylesin, onların ortaya koymuş olduğum mücadeleyi tüm Müslümanlar açısından numune-i imtisal eylesin.” dedi.
“Sizler kuşaklara sığmayan gençlersiniz, sizler İslam'ın kuşağısınız, Allah Resulünün talebelerisiniz”
Konuşmasının son bölümünde gençlere seslenen Durmaz, “Son zamanlarda birileri gençleri kuşaklara ayırıyor, ne diyorlar x kuşağı y kuşağı z kuşağı. Bizim gençler kuşaklara sığmayan gençler. Sizler İslam'ın kuşağısınız, sizler Allah Resulünün talebelerisiniz. Sizler bir kötülüğü gördüğü zaman onu eliyle düzeltmeye çalışan, diliyle düzeltmeye çalışan insanlarsınız. Sizler mesuliyet sahibi, sorumluluk sahibi ve hayatını istikamet üzere sürdüren aziz davanın kıymeti gençlerisiniz. Yükünüzün ağır olduğunun farkında olmalısınız. Çünkü bu yolda yürünecek çok yol var, bu yolun yükü elbette çok ağırdır ama nihayetinde cennet vardır. Sizler bu hedefler doğrultusunda mücadelenizi sürdürmeye çalışmalısınız. Sizler “Sizin elinizle bir insanın hidayete ermesi sizin için dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır” diyen bir Peygamberin ümmetisiniz. Bunun için sizler de bu mülahazalarla hayatınızı sürdüreceksiniz. Allah’ın izniyle sizler ihlas ve samimiyetle, tavır ve davranışlarınız İslami olacak şekilde hayatınızı sürdürdüğünüz müddetçe siz doğruluktan ayrılmadan hayatınızı idame ettireceksiniz.” diye belirtti.
“İnsanlara İslam'ı anlatacağız, hür davamızın mesajını götüreceğiz”
Gençlerin sıkıntı ve musibetlere karşı sabretmeleri gerektiğine vurgu yapan Durmaz, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Elbette bu yolda karşınıza gelecek sıkıntılar olabilir, bu yolda hiç hoşunuza gitmeyen musibetler başınıza gelebilir ama sabredeceksiniz. Davanın yükünü yüklenen aziz rehberler gibi, davanın yükünü yüklenen Hüseyinler gibi, İsmail Haniyyeler gibi, Abdülaziz Rantisiler gibi, Peygamber aleyhisselatu vesselamın sahabeleri gibi, tevhid önderleri peygamberlere iman eden diğer gençler gibi sizler hayatınızı devam ettireceksiniz. Allah-u Teâlâ bu yolda hepinizin ve sizin gibi mücadele eden bütün Müslümanların, bütün gençlerin yar ve yardımcısı olsun. Allah programımızı da hayırlara vesile kılsın. Gençlerimiz inşallah bu tarz çalışmalar yapmaya devam edecekler. Çünkü toplumda yolunu kaybetmiş, doğruluktan uzaklaşmış nice insan var. Bizler, sizler, bacılarımız, annelerimiz her birimiz ellerimizi o insanları uzatacağız. Gerektiği zaman kapı kapı dolaşacağız, cadde ve sokaklara ineceğiz, kafe ve parklarda bulunacağız. İnsanlara İslam'ı anlatacağız, hür davamızın mesajını götüreceğiz. Bu yolda Allah elbette yardımcımız olacak.”
Durmaz’ın konuşmasının ardından program, Hür Gençlik Antalya tarafından yapılan yarışmalarda dereceye girenlere verilen ödüller ve yapılan kapanış duasıyla son buldu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.