HÜDA PAR Milletvekili Dinç: İslam ülkeleri, Gazze için sesini yükseltmeli ve somut adımlar atmalıdır

HÜDA PAR Milletvekili Dinç: İslam ülkeleri, Gazze için sesini yükseltmeli ve somut adımlar atmalıdır
TBMM'de önemli açıklamalarda bulunan HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Faruk Dinç, Gazze’deki soykırıma karşı sert eleştirilerde bulunan Dinç, eğitim sistemindeki aksaklıkları ve gençlerin karşılaştığı zorlukları da dile getirdi.

HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Faruk Dinç, partisinin iç ve dış gündemine dair önemli açıklamalarda bulunmak üzere TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Dinç, gündemin öncelikli maddelerinden biri olan Gazze’deki soykırımı ve Türkiye'nin eğitim sistemini ele aldı.

Dinç, Gazze'deki insani felaketin devam ettiğini ve siyonist terör şebekesinin ateşkesi ihlal ettiğini belirtti. Dinç, "Bu soykırım, dünya ülkelerinin sessiz kalmasıyla daha da cesaretleniyor," diyerek, arabuluculuk yapan ülkelerin artık yalnızca sözde değil, somut adımlar atması gerektiğini ifade etti. Gazze’deki katliamların bir insanlık sınavı olduğunu vurgulayan Dinç, uluslararası toplumun harekete geçmesi gerektiğini söyledi.

Eğitim sistemine dair de ciddi eleştirilerde bulunan Dinç, 12 yıllık zorunlu eğitimin gençleri yerel kültürden ve mesleki eğitimden uzaklaştırdığını belirtti. Bu sistemin işsiz gençler ordusu ürettiğine dikkat çeken Dinç, eğitim sisteminin yeniden yapılandırılması gerektiğini ve liselerin isteğe bağlı hale getirilmesi gerektiğini belirtti.

Nafaka düzenlemeleri ve genç evliliklerle ilgili hukuki sorunları da gündeme getiren Dinç, süresiz nafakanın mağduriyet yarattığını ve gençlerin bu durumdan zarar gördüğünü dile getirdi. Ayrıca, erken yaşta evlenen çiftlerin karşılaştığı hukuki sorunları eleştirerek, bu durumun bir hukuki garabet olduğunu ifade etti.

Dinç, açıklamalarının sonunda Mersin ve Diyarbakır'daki yerel sorunlara da değindi. Mersin'in Tarsus ilçesindeki esnafların mağduriyetlerine ve Diyarbakır'daki çiftçilerin elektrik kesintileri nedeniyle yaşadıkları sıkıntılara dikkat çekti. Dinç, bu sorunların çözülmesi için yerel yönetimlere çağrıda bulunarak, vatandaşların haklarının korunmasını talep etti.

"Siyonist terör şebekesi, Gazze'deki soykırımı devam ettiriyor"

Faruk Dinç, Gazze'deki soykırımın devam ettiğini ve siyonist terör şebekesinin ateşkesi bozarak mazlumları, kadınları ve çocukları katletmeye devam ettiğini belirtti. Dinç, bu terör şebekesinin anlaşmaları tanımadığını, hak ihlali yaptığını ve gücün dışında hiçbir dili anlamadığını ifade etti. Garantör ülkelerin bu duruma sessiz kalmasının, siyonist terör şebekesini cesaretlendirdiğini vurguladı.

Dinç, garantörlük yapan ülkelerin bu durumu siyasi bir acizlik olarak değerlendirilse de aslında bu durumun, soykırıma ortak olma anlamına geldiğini söyledi. Gazze'de, kıtlık, ilaçsızlık ve insani boyutları aşan bir kriz yaşandığını belirterek, mübarek Ramazan ayında kadınlar ve çocukların vahşice katledildiğini dile getirdi. Dinç, arabuluculuk yapan ülkelerin, artık sözde değil, sorumluluk alarak yaptırım uygulamaya geçmeleri gerektiğini ifade etti.

Dinç, siyonist terör şebekesinin kınama ve telkinlere kulak asmadığını, bu yüzden diplomatik ilişkilerin kesilmesi ve bu şebekenin meşruiyetinin sorgulanması gerektiğini söyledi. Dinç, siyonist terörün katil bir örgüt olduğunu belirterek, dünya ülkelerinin, özellikle de İslam ülkelerinin, Gazze için adalet adına vicdanlı bir duruş sergilemesi gerektiğini vurguladı.

Dinç, bugün sessiz kalan ülkelerin benzer bir durumla karşılaştıklarında yalnız kalacaklarını belirtti. Bu nedenle tüm insanlığın, özellikle vicdanı sönmemiş İslam ülkelerinin, Gazze'deki soykırıma karşı birlik olup eyleme geçmesi gerektiğini söyledi. Dinç, Gazze'deki kardeşlerin ve tüm mazlumların en kısa zamanda bu soykırımcılar tarafından özgür kılınmasını diledi.

"Eğitim sistemi ve mesleki yetersizlikler: Gençlerin geleceği tehdit altında"

Eğitim sisteminin gençler üzerindeki etkileri hakkında önemli açıklamalarda bulunan Dinç, 12 yıllık zorunlu eğitimin, gençleri yerel kültürden, mesleki eğitimden ve sahadan uzaklaştırdığını belirterek, bu sürecin nitelikli iş gücü yetiştirmekteki eksikliklere yol açtığını vurguladı. Gençlerin, ustalardan öğrenmeleri gereken becerilerden mahrum bırakıldığını ifade eden Dinç, bu sistemin, diplomalı işsizler ordusunun oluşmasına neden olduğunu söyledi.

Dinç, eğitim sisteminin yapısal olarak değiştirilmesi gerektiğini savundu. 12 yıllık zorunlu eğitimin, özellikle lise eğitiminin isteğe bağlı hale getirilmesi gerektiğini belirtti. Lise eğitimine zorla devam eden gençlerin, eğitimdeki motivasyon eksiklikleri ve şiddet gibi sorunlarla karşılaştığını anlatan Dinç, eğitim sisteminin gençleri daha özgür ve kararlı bir şekilde yönlendirebileceğini ifade etti.

Gençlerin mesleki gruplara yönlendirilmesi gerektiğini söyleyen Dinç, bunun memleketin ekonomisine ve toplumuna katkı sağlayacak bir nesil yetiştirilmesinin önünü açacağını belirtti. Üniversiteye gitmeyen gençlerin, mesleki becerilerini geliştirerek, toplum için daha faydalı hale gelebileceğine dikkat çeken Dinç, bu şekilde enerjilerinin ve güçlerinin doğru şekilde değerlendirilebileceğini söyledi.

Dinç, gençlerin tüketen değil, üreten bir nesil olarak yetiştirilmesinin gerekliliğine değindi. Bu şekilde, gençlerin sadece devlet kapılarını değil, toplum için faydalı olabilecek pek çok farklı sektörü de hedef alarak, daha verimli bir toplum yapısının oluşabileceğini belirtti.

"Süresiz nafaka sorunu: Gençleri mağdur eden hukuki garabet"

Faruk Dinç, süresiz nafaka uygulamasının gençler üzerinde yarattığı olumsuz etkiler hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Dinç, gençlerin kısa süreli evlilikler sonrasında ömür boyu nafaka ödeme zorunluluğuyla karşı karşıya kaldıklarını belirterek, bu durumun gençlerin hayatlarını kararttığını ifade etti. “Bugün, bir ay ya da bir yıl evli kalan bir genç, boşanma sonrası süresiz nafaka ödemek zorunda bırakılıyor ve bu durum onların yeniden yuva kurmasını engelliyor.” dedi.

Dinç, Avrupa’daki örneklerle karşılaştırma yaparak, boşanan kadınlar için nafaka süresinin kısıtlı olduğunu ve ekonomik bağımsızlıklarını sağlayacak istihdam alanlarının oluşturulduğunu vurguladı. “Avrupa’da bu sorun daha kısa süreli ve istihdam alanlarıyla çözülüyor. Ancak Türkiye’de bu durum maalesef hâlâ devam ediyor” diye ekledi.

Faruk Dinç, süresiz nafaka uygulamasının siyasetin ötesinde, adil bir düzenleme ile çözülmesi gerektiğini savundu. Gençlerin hem eşlerinin nafakaları hem de çocuklarının nafakaları için zorunlu ödeme yapmak zorunda bırakılmalarının adil olmadığını belirterek, hukuki garabetin sona ermesi gerektiğini ifade etti. Dinç, bu mağduriyetin giderilmesi için hukuk ve adalet temelinde bir çözüm önerdi.

"Genç evlilikler hukuki bir paradoksa dönüşüyor"

Faruk Dinç, gençlerin evlenmeye karar verdiklerinde karşılaştıkları hukuki zorluklara dikkat çekerek, evliliklerini kendi istekleriyle yapan gençlerin, hiç beklemedikleri bir cezayla karşı karşıya kaldığını ifade etti. Dinç, gençlerin sevgiyle ve ailelerinin rızasıyla kurdukları yuvalarının, bazen "zorla evlilik" olarak nitelendirildiğini ve bu nedenle erkeklerin ceza alarak yargılanmalarının büyük bir hukuki paradoks oluşturduğunu belirtti. "Kadın ve erkek kendi isteğiyle evleniyor ve mutlu bir yuva kuruyorlar ancak bu evlilik zorla evlenme olarak görülüp cezalandırılıyor," dedi.

Dinç, kadının beyanının esastır ilkesinin olduğu bir hukuk sisteminde, kadının "Biz isteğimizle evlendik." demesine rağmen, hukuki otoritelerin bu beyanı göz ardı ettiğini ve mağduriyetin büyüdüğünü belirtti. "Kadının beyanı göz önünde bulundurulmalı, ancak burada kadının beyanı dikkate alınmıyor. Huzurlu bir yuva kuran çiftler cezalandırılıyor." diye ekledi.

Diğer taraftan, Dinç, nikahsız birlikteliklerde herhangi bir yargılama yapılmaması ve zina suçlarına karşı gösterilen hoşgörüyü de eleştirdi. Nikaha ve evliliğe karşı bir düşmanlık olduğunun altını çizen Dinç, "Nikah, akit ve birlikte yaşamaya karşı adeta bir düşmanlık var. Bu durum, huzurlu yuvalara engel teşkil ediyor," şeklinde konuştu.

Dinç, bu yılın "Aile Yılı" olarak ilan edilmesinin ardından, ailelerin huzurunun sağlanması için hukuki düzenlemelerin yapılması gerektiğini vurguladı. Ailelerin ve gençlerin bu hukuki garabetten kurtarılması gerektiğini belirterek, cezaların ve uygulanan adaletsizliklerin ortadan kaldırılması çağrısında bulundu.

"Mersin Tarsus'taki esnafın mağduriyetleri devam ediyor"

Faruk Dinç, seçim bölgesi Mersin ile ilgili yaşanan yerel sıkıntılara değindi ve Tarsus ilçesindeki Sunay Atilla üst geçidi köprüsünün altındaki esnafın mağduriyetlerine dikkat çekti. Dinç, seçim öncesinde esnafa, bu çarşının yıkılacağı ancak mağduriyet yaşanmayacağı yönünde vaatler verildiğini hatırlatarak, bu sözlerin yerine getirilmediğini belirtti.

Dinç, esnafın şu an büyük bir belirsizlik içerisinde olduklarını ve mağduriyetlerinin devam ettiğini ifade etti. Esnafın, kendi geçimlerini sağlayabilmeleri için çözüm talep ettiklerini anlatan Dinç, “Bu vatandaşlar, 10 farklı noktada yer önerisi sunmuşlar fakat bu öneriler kabul edilmemiştir” dedi. Son olarak, esnafın, Rauf Denktaş Parkı'na taşınmalarının gündemde olduğunu ancak bu konuda da net bir bilgi bulunmadığını vurguladı.

Dinç, esnafın taleplerinin oldukça makul olduğunu belirterek, “Bize ekmeğimizi, rızkımızı kazanabileceğimiz bir yer gösterin ve biz oraya taşınalım” dediklerini aktardı. Bu mağduriyetlerin bir an önce giderilmesi gerektiğini ifade eden Dinç, esnafın şu anda kendi imkanlarıyla eşyalarını tahliye etmek zorunda kaldıklarını ve durumlarının giderek kötüleştiğini söyledi.

Dinç, özellikle CHP Tarsus Belediye Başkanının verdiği sözleri yerine getirmesi gerektiğini belirterek, esnafın mağduriyetlerinin giderilmesi için bir an önce yer tahsis edilmesi gerektiğini dile getirdi. "Bu vatandaşlar, orada kendi ekmeğini kazanmak istiyorlar. Bu vesileyle, onların sesi olmuş olalım." şeklinde açıklama yaptı.

Diyarbakır'ın Çınar ilçesinde çiftçilerin TEDAŞ problemleri

Diyarbakır'da esnaf, vatandaş ve çiftçileri ziyaret eden HÜDA PAR Milletvekili Faruk Dinç, özellikle Çınar ilçesindeki çiftçilerin TEDAŞ’a yönelik ciddi şikayetlerini dile getirdi. Çiftçiler, hem elektrik fiyatlarının yüksekliğinden hem de sulama anlarında yaşanan elektrik kesintilerinden yakınıyorlar. Elektrik kesintilerinin sulama dönemine denk gelmesi, ürün kaybına yol açarak çiftçilerin mağduriyetini artırıyor. Bunun yanı sıra, gübre, mazot ve elektrik desteklerinin TEDAŞ’ın hesabına yatırılmasının gecikmesi de önemli bir sorun olarak öne çıkıyor.

Faruk Dinç, TEDAŞ’ın çiftçiler arasındaki bu problemi çözmesi için bir çözüm önerisi sunulması gerektiğini vurguladı. Çiftçilerin karşılaştığı bu mağduriyetlerin bir an önce giderilmesi gerektiğini belirten Dinç, Çınar ilçesinde sıkça karşılaşılan elektrik ve sulama sorunlarının hızlı bir şekilde çözülmesi için sulama kanalları ve baraj projelerinin hayata geçirilmesi gerektiğini ifade etti.

Dinç, ayrıca bölgede güneş enerjisi santrallerinin kurulması ve bu santrallerle sulama sistemlerinin desteklenmesi gerektiğini de belirtti. Bu konuda yasal düzenlemeler yapılması gerektiğini vurgulayan Dinç, elektrikle ilgili yaşanan sorunların çözülmesi ve çiftçilerin mağduriyetlerinin giderilmesi için adımlar atılması gerektiğini söyledi.

"Diyarbakır’ın Hani ilçesinde altyapı sorunları çözülmeli"

Faruk Dinç, Diyarbakır’ın Hani ilçesinde gerçekleştirdiği ziyaretlerde, merkez ilçedeki vatandaşlar ve Gürbüz, Akbelen gibi mahallelerde yaşayanlarla bir araya geldi. Hani ilçesindeki vatandaşların kendisine ilettikleri en büyük sorunlardan biri, altyapı eksiklikleriydi. Özellikle Gürbüz köyünde yaşayan vatandaşlar, 7 bin nüfuslu köylerinde altyapının sadece yüzde otuz oranında olduğunu belirttiler. 15-20 yıl önce yapılan altyapı çalışmalarının günümüzde işlevsiz hale geldiğini ifade eden köylüler, bu durumun halk sağlığını tehdit ettiğini ve ciddi mağduriyetlere yol açtığını dile getirdi.

Gürbüz köyü sakinleri, altyapı eksiklikleriyle ilgili belediyeye başvurduklarını ancak imar olmadığı gerekçesiyle ret cevabı aldıklarını aktardılar. Dinç, “Orada insanlar yaşıyor ve bu insanlara onuruna yakışacak bir yaşam ortamı sağlanması gerekiyor. Gürbüz beldesindeki altyapı sorunu bir an önce giderilmeli” şeklinde açıklamada bulundu. Hani ilçesindeki altyapı sorunlarının sadece Gürbüz köyü ile sınırlı olmadığını da dile getiren Dinç, Kırım Mahallesi’nde de benzer problemler yaşandığını söyledi. Kırım Mahallesi’nde 120 hane olmasına rağmen, 1988’de çekilen elektrik hattından sonra hala su, kanalizasyon ve yol sorunlarının çözüme kavuşturulmadığı ifade edildi.

Belen Mahallesi’nde ise 350 hane ve 3 bin nüfus bulunduğunu belirten Dinç, burada da kanalizasyon altyapısının bulunmadığını, suyun olmadığını ve yolların harabe halde olduğunu söyledi. Dinç, bu sorunların sadece birkaç örnek olduğunu ancak bu tür altyapı eksikliklerinin Hani ilçesinin birçok köyünde devam ettiğini vurguladı. “Maalesef bu sorunlar çözülmüş değil. Yetkililer sesimizi duyar ve bu problemlerin giderilmesi için katkı sunarlar diye umuyoruz.” dedi.

Faruk Dinç, açıklamalarında, Hani ilçesindeki tüm mahallelerde altyapı eksikliklerinin çözülmesi gerektiğine dikkat çekerek, vatandaşların mağduriyetlerinin giderilmesini talep etti.

Son olarak, vatandaşların sorunlarını soru önergesi olarak hazırladığını belirten Dinç, açıklamasını Zazaca bayram mesajıyla sonlandırdı.

HÜDA PAR Milletvekili Dinç: İslam ülkeleri, Gazze için sesini yükseltmeli ve somut adımlar atmalıdır

HÜDA PAR Milletvekili Dinç: İslam ülkeleri, Gazze için sesini yükseltmeli ve somut adımlar atmalıdır

Kaynak:İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.