"İmarlı, ruhsatlı inşaattan daire almak suç değildir"

"İmarlı, ruhsatlı inşaattan daire almak suç değildir"
​Diyarbakır'ın Sur ilçesinde bulunan Kırklar Dağı'nda inşa edilen konutların daire sahipleri basın açıklaması düzenleyerek, imarlı ruhsatlı inşaattan daire almanın suç olmadığını, ancak kendilerinin cezalandırıldığını belirttiler.

Diyarbakır'ın Sur ilçesinde bulunan ve UNESCO'nun "Dünya Kültür Mirası" olarak tescillediği Hevsel Bahçeleri'ne bakan tarihi mesire alanlarından olan Kırklar Dağı'nda inşa edilen konutlardan 4 blokun inşaatı, yapan firmanın ruhsat süresi dolduğu gerekçesi ile yıkımına iş makineleriyle başlandı.

Yıkıma karşı bir araya gelen daire sahipleri basın açıklaması düzenledi. Açıklaya, daire sahipleri adına Zeki Ayık okudu.

İmarlı ruhsatlı inşaattan daire almak suç olmadığına vurgu yapan Ayık, ancak kendilerinin cezalandırıldığına dikkat çekti.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’nin Diyarbakır’ı ziyaretindeki sözlerini hatırlatan Ayık, "Ne yazık ki Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Mehmet Özhaseki’ye aktarılan bu bilgilerin hiçbiri doğru olmayıp, aktarılanlar haksız söylenti ve mesnetsiz iddialardan öteye geçemeyecek bilgilerdir. Kırklar Dağı mevkiinde yapılaşmanın bulunduğu yerde bir kutsal yer/ziyaret yeri yoktur. İnşaat alanının birkaç yüz metre uzağında bulunan bir ziyaret vardır. Bu ziyaret ile inşaat alanı arasında Eski Mardin Yolu geçmekte olup ziyaret halen varlığını sürdürmektedir. Kırklar Dağı’nın On Gözlü Köprü’ye bakan tarafı değil Bağıvar tarafındaki yamaçta bulunan ziyaret yerinin söz konusu inşaat alanı ile hiçbir ilgisi yoktur." ifadelerini kullandı.

"Burası kanuni tabirle ‘mutlak tarım arazisi’ olmayıp, normal bir tarım arazisi dahi değildir"

Kırklar Dağı’nın Diyarbakır’ın önem atfedilecek yerlerinden biri olduğunu ifade eden Ayık, "Söz konusu bölgenin şehir kimliğinde sağlam bir yere sahip olmadığına dair iddiamız söz konusu dahi olamaz. Ancak dememiz o dur ki bu önem atfetmenin tüm sorumluluğu nedense şu an için bize yüklenilmeye çalışılmaktadır. Bu çok büyük bir adaletsizliktir. Kırklar Dağı mevkiinde yapılaşmanın sürdüğü alanda kesinlikle tarihi bir eser, tescilli bir yapı hele hele bir ziyaret bulunmamaktadır. Söz konusu bölge hiçbir şekilde koruma altına alınmamıştır. Bilinen yakın tarihinde en küçük bir tarım faaliyeti olmamıştır. Burası kanuni tabirle ‘mutlak tarım arazisi’ olmayıp, normal bir tarım arazisi dahi değildir. Buradaki yapılaşmadan kaynaklı hiç kimsenin rant elde etme beklentisi yoktur, kaldı ki böyle bir imkan da söz konusu değildir. Her üç sitenin müteahhidi banka kredileri dolayısıyla batık durumdadır. Müteahhitlerin adına kayıtlı dairelerin tümü ipotek ve icra takibi altındadır. Bu durum istenildiği zaman tapu kayıtları ile rahatlıkla ispatlanabilir durumdadır." diye konuştu.

"İmarlı ruhsatlı inşaattan daire almak suç değildir"

Kırklar Dağı’ında konut satın alan insanların hiçbir suçunun olmadığını belirten Ayık, "İmarlı ruhsatlı inşaattan daire almak suç değildir. Ancak bugün bu insanlar cezalandırılmaktadır. Bir ömür boyu biriktirilen paralarla satın aldığımız evlerimizden bunda sonra rant elde etmemizi söz konusu eden çevrelere açık beyanımızdır, gelsinler evlerimizi kendilerine satalım ve o kadar sözünü ettikleri rantları kendileri elde etsinler. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı dışında bu bölgenin kamulaştırma yolu ile eski haline döndürülmesine gücünün yetmeyeceği ortadadır. Bu bedelin Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ile Sur Belediyesine yüklenmesinin şehrin bütçesini sarsacağı ve bu durumun sadece bizi değil tüm kent halkını mağdur edeceği açıktır." dedi.

"Temel haklardan biri olan mülkiyet hakkımızın öncelikle devletin kurumlan tarafından savunulması gerektiğini tekrar hatırlatmak isteriz"

Yıkım çalışmalarının derhal durdurulması çağrısında bulunan Ayık, sözlerine şöyle devam etti:

"Tamamen yasalara uygun inşa edilmiş konutlarımız aleyhinde yapılan haksız eleştiriler artık nihayete erdirilmelidir. Söz konusu konutları satın alırken yılların birikimi olan paraların cebimizden çıktığı unutulmamalıdır. En temel haklardan biri olan mülkiyet hakkımızın öncelikle devletin kurumlan tarafından savunulması gerektiğini tekrar hatırlatmak isteriz. Yapılaşmanın olduğu alanla ilgili olarak; tarihi eser, ziyaret, tescilli yapı ve tarım arazisi söylentilerine artık bir son verilmelidir. Devletin ilgili kurumlan bölgeyi eski haline getirmek için kamulaştırma dışında bir seçenek arayışına girecekse bunun bizlerin mahvına sebep olacağını ilgililere tekrar hatırlatıyoruz. Bugün burada hakka, hukuka aykırı olarak devam eden yıkım kararıyla ilgili hukuki mücadelemizi sürdüreceğimizi tüm kamuoyu ile saygıyla paylaşırız." (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.