İnsanlığın Kurtuluşu İçin Davet

İnsanlığın Kurtuluşu İçin Davet
Vuslat Dergisi Nisan sayısında,190. Sayısında, davet konusu üzerinde duruyor.

Vuslat Dergisi 190. Sayısında, davet konusu üzerinde duruyor. İnsanlığın kurutuluşu için neler yapılması gerektiği konusunda, çözümler ve yapılması gerekenleri hatırlatıyor. Dergi, her Müslüman’ın davet vazifesini ihmal etmemesi gerektiğinin altını çiziyor.

Ömür Boyu Davet

İslâmî bir toplumun inşâsı için,  kesintisiz davet hayatî öneme sahiptir. Davetin sürekliliği önemli olduğu gibi, doğru bir şekilde bilinmesi ve uygulanması da bir o kadar önemli bir konudur. 

Davet,  basit bir hadise değildir. Davet, bütün Peygamberlerin (Salât ve selâm üzerilerine olsun) ortak dâvâsıdır.  Onlar, gönderilmiş oldukları toplumları, yalnızca Allah’a kulluğa davet vazifelerini en güzel şekilde yerine getirmişlerdir. Mutlaka her çalışmanın bir mükâfatı olduğu gibi, bir bedeli de olacaktır. Bedelsiz mükâfat, mümkün değildir.  İslâm’a davetin de mutlaka bir mükâfatı ve bedeli vardır.

Bilindiği gibi İslâm, ilk Müslüman ve ilk İslâm davetçileri olan Sahabelerin üstün gayretiyle bütün yeryüzüne yayılmıştır. Resulullah (s.a.s.) ve Ashab-ı Kirâm (Allah, cümlesinden razı olsun) önce kendi yakınlarından davete başlayıp daha sonra ise, gidebildikleri bütün bölgelere davet adına seyahatler gerçekleştirmişlerdir.  Öncü neslin derdi ve dâvâsı, yeryüzünde İslâm ile tanışmamış tekbir ferd dahi kalmamış olsun.  Davet, bize onlardan kalan kutlu bir mirastır.  Bizler de bu davet anlayışını aynı hassasiyetle sürdürmeliyiz. Davet metodunun bütün boyutlarını, Kur’ân ve Sünnet’te en iyi şekilde öğrenmeliyiz.

İslam Davetçisi, İnsan Psikolojisini İyi Bilmelidir

İslâm davetçisi, bulunduğu coğrafyanın, ülkenin, toplumun kültürel ve dinî yapısına vakıf olmalıdır. Davetçi, insan psikolojisini iyi bilmelidir. Muhatabını İslâm’a davet ederken iyi bir dile hâkim olmalı, muhatabını İslâm’dan uzaklaştırmamaya özen göstermelidir. 

İslâm davetinin bütün inanlığa olduğunu biliyoruz. Ateistlere, Hrıstiyanlara,  Yahudilere,  sosyalistlere, samimi ırkçılara, vs… bu kesimlere de ulaşabilmeyi kendimize bir hedef olarak koymalıyız.  Acaba İslam davetçileri olarak, saydığımız bu kesimlere hiç İslâm’ı anlattık mı?

Aynı zamanda davetçi, gündemi, medyayı, basını, kitap dünyasını, Batı’da olup bitenleri, Afrika’da olup bitenleri, Ortadoğu’da olup bitenleri, Latin Amerika’da olup bitenleri, takip etmeli ve bunlar hakkında bilgi sahibi olmalıdır. İslâm davetçisi, okuma konusunda çok duyarlı olmalı, tek boyutlu değil, çok boyutlu okumalıdır.

Unutmayalım ki, insanların elleriyle bozdukları İncil’e,  Tevrat’a, Zebur’a inanan milyonlarca insan var. Bunların hepsinin İslâm’a davet edilmeye ihtiyaçları var.

Rasulullah’ın İslam’a Davet Metodu İyi Bir Örnektir

Resulullah (s.a.s.) döneminde davet çok zor olduğu gibi, günümüzde de aynı şekilde zordur. Rasulullah’ın hayatı iyi incelendiğinde, hiçbir insanı yabana atmamıştır. Bütün insanlarla diyalogunu sürdürmüştür. Müşriklere söz hakkı vermiş, onları büyük bir dikkatle dinlemiştir.  Rasulullah (s.a.s.), insanlığın kurtuluşu için, gece-gündüz Allah’ın emirleri doğrultusunda davet çalışmasını gerçekleştirmiştir. Bu konuda  “Veda Hutbesi”nde ümmeti şahid tutmuştur.

Dergide Yazısı Olan Yazarlar

Servet Naçar, Mustafa Seyir, Murat Said Özdemir, Recep Arslan, Seyfuislam Çapanoğlu, Abdullah Dai, Doç. Dr. Recep Ardoğan, Ahmet Varol, Süleyman Gülek, Hüseyin Kerim Ece, Mehmet Fırat.

Dergi Hakkında Detaylı Bilgi İçin: 0(216) 612 78 22 www.vuslatdergisi.com

Kaynak:HÜR24 Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.