İran-Azerbaycan hattında stratejik trafik: Irakci'nin Bakü ziyaretinin perde arkası

İran-Azerbaycan hattında stratejik trafik: Irakci'nin Bakü ziyaretinin perde arkası
İran Dışişleri Bakanı Abbas Irakci'nin Bakü ziyareti, iki ülke arasındaki gerilimi düşürme çabasının ötesinde; siyonist rejimin bölgedeki varlığı, koridor projeleri ve güvenlik endişeleri açısından kritik mesajlar taşıyor.

İran ile Azerbaycan arasındaki ilişkiler, tarihsel bağlara rağmen uzun süredir hassasiyetlerle örülü bir zeminde ilerliyor. Sınır ötesi akrabalık ilişkileri, enerji ve ticaret projeleri, Güney Kafkasya'daki güç dengeleri ve siyonist rejimin Bakü'deki etkisi, iki ülke arasında kırılgan bir denklem oluşturuyor.

Tam da bu karmaşık tabloda İran Dışişleri Bakanı Abbas Irakci'nin Bakü'ye yaptığı ziyaret, Tahran tarafından "yeni bir sayfa açma girişimi" olarak sunulsa da görüşmelerin arka planında güvenlik ve strateji boyutu güçlü şekilde hissediliyor.

Gerilimi düşürme mesajları

İran Dışişleri Bakanlığı, ziyaretin amacını "komşularla ilişkileri derinleştirmek ve yanlış anlamaları diyalog yoluyla gidermek" olarak duyurdu. Bakanlık Sözcüsü İsmail Bekai, Azerbaycan'ın İran için "tarihî ve kültürel bağlarla özel bir konuma sahip olduğunu" vurguladı.

Bakü tarafı da benzer bir tonda konuştu. Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov, karşılıklı güvenin artırılmasının "ilişkileri daha ileri taşıyacak temel unsur" olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ise Irakci'nin ziyaretini "Güney Kafkasya'da istikrar için önemli bir adım" olarak nitelendirdi.

Irakci ise görüşmelerde enerji projeleri, kara koridorları, sınır güvenliği ve bölgesel girişimlerin ele alındığını aktararak ziyaretin "samimi ve yapıcı bir atmosferde gerçekleştiğini" ifade etti.

Siyonist rejim etkisi ve bölgesel kaygılar

İranlı uzmanlara göre Tahran yönetimi, ziyaretin önemli bir bölümünü Azerbaycan'ın siyonist rejimle olan güvenlik iş birliğine ayırdı. Son aylarda İran'a yönelik saldırılar sonrası, Tahran'da bazı çevreler Bakü'nün hava sahasını veya topraklarını bu saldırılarda kolaylaştırıcı rol oynamakla suçlamıştı.

Siyaset araştırmacısı Rıza Gubişavi, iki ülke arasındaki ilişkilerin yalnızca diplomasiyle değil, toplumların tarihsel ve kültürel yakınlığıyla da şekillendiğini hatırlatarak "siyonist rejimin Bakü'deki etkinliğinin İran'da doğal olarak yüksek bir hassasiyet oluşturduğunu" ifade ediyor.

Gubişavi'ye göre İran, Irakci'nin Bakü temaslarında "Azerbaycan'ın son saldırıda rol oynamadığına dair güvence aradı" ve gelecekte ülkenin siyonist rejim tarafından kullanılmaması gerektiğini net biçimde ortaya koydu.

Koridorlar, rekabet ve Güney Kafkasya dengesi

İran, Azerbaycan'ın son yıllarda ABD şirketlerinin desteğiyle hızlandırdığı Zengezur Koridoru projesini, kendi jeopolitik rolünü zayıflatma girişimi olarak görüyor. Tahran'a göre bu koridor, bölgeye ABD ve siyonist rejim unsurlarının nüfuzunu artırma riski taşıyor.

Siyasi analist Eşkan Membeni, İran'ın Bakü ziyaretini "Güney Kafkasya'da dış güçlerin ağırlığını dengeleme çabası" olarak yorumluyor. Membeni, özellikle 3+3 formatının (İran–Rusya–Türkiye + Azerbaycan–Ermenistan–Gürcistan) İran için "bölgesel güvenliğin en rasyonel zemini" olduğunu vurguluyor.

Pezeşkian etkisi

Uzmanlar, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkian'ın Azeri kökenli olmasının da iki ülke ilişkilerini yumuşatan bir unsur olduğu görüşünde. Pezeşkian'ın bir yıl içinde Bakü'ye iki kez gitmesi ve Aliyev'le kişisel bir ilişki oluşturması, Irakci'nin ziyaretine zemin hazırlayan atmosferi güçlendirdi.

Tahran açısından Azerbaycan'la ilişkileri onarmak yalnızca diplomatik bir tercih değil; siyonist rejimin bölgedeki etkisini sınırlamak ve Güney Kafkasya'daki güç rekabetinde elini güçlendirmek için stratejik bir gereklilik.

Sonuç: Dengeli ama tedbirli bir yakınlaşma

El-Cezire Arapça'nın haberine göre Irakci'nin Bakü ziyareti, iki ülke arasındaki derin ekonomik ve kültürel bağların yanı sıra, karşılıklı güvensizliğin de güçlü biçimde hissedildiği bir dönemde gerçekleşti.

Bu temasın, Tahran ile Bakü arasında daha istikrarlı bir dönem başlatıp başlatmayacağı henüz net değil; ancak iki taraf da gerilimi yönetmek ve farklı çıkarları çatıştırmadan dengelemek için çaba gösteriyor.

Güney Kafkasya'da koridor projeleri, dış güçlerin varlığı ve bölgesel nüfuz mücadeleleri devam ettiği sürece, bu ziyaret ya kalıcı bir normalleşmeye kapı aralayacak ya da yalnızca geçici bir sükûnet sağlayacak.

Kaynak:İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.