Işıkdoğan: Bizim ittihadımız birbirimize muhabbetimizdir!
Yaklaşan Ramazan Bayramı'nda kişiler arasındaki kırgınlıkların giderilmesi tavsiyesinde bulunan Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Eğitimi Ana Bilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Davut Işıkdoğan, kardeşin kardeşe küsmesinin birçok açıdan zararlı olduğunu belirtti.
Bayramda küçük dargınlıkları bırakarak, kişilerin birbirine destek vermesi gerektiğini dile getiren Işıkdoğan, müminlerin ittihadının, birbirlerine karşı muhabbetleri olduğunu söyledi.
Ramazan ayının, nefsi terbiye eden en güzel vasıtalardan biri olduğuna vurgu yapan Işıkdoğan, "Nefsin açlıkla terbiye edilmesi çok önemli bir şeydir. Vücudun ayakta durabilmesi için gereken gıdayı alması noktasında bir günün belli saatlerinde engellenerek Cenab-ı Hakk'ın emrine riayet eden insanların, fıtrata yerleştirilmiş olan diğer duyguları kullanması ve onları onun istediği doğrultuda kullanması daha kolaydır. Yani insanlarda birbirine karşı düşmanlık, birbirine karşı kin, nefret veya kırgınlık vesaire olabiliyor. Fakat bunların Kur'an-ı Kerim ve hadisi şeriflerde emrine baktığımız zaman çok uzatılmaması gerektiği yönünde sürekli mesajlar alıyoruz. Kur'an-ı Kerim'de 'Tüm müminler kardeştir, kardeşlerin arasını ıslah ediniz.' tarzındaki ifade, 'Önce ıslah olun, daha sonra ıslah edin.' anlamını barındırıyor. Yine Resulullah 'Bir müminin bir mümine 3 günden fazla küs kalıp, ona dargın olması uygun değildir.' diyor. Bizi yönlendiren bu ilahi kaynaklarsa bizim buna itibar etmemiz lazım." dedi.
"Kardeşin kardeşe küsmesi zararlıdır"
Kardeşin kardeşe küsmenin birçok açıdan zararlı olduğunu ifade eden Işıkdoğan, şunları söyledi: "İslam âleminin genel manzarasına baktığımız, nefsimizden başladığımız zaman, ikili diyalogdan başlayıp bütün İslam âlemine açıldığı zaman bu dargınlığın lüzumsuzluğu zaten ortada. Neyi paylaşamıyoruz, neyden dolayı darılıyoruz? Bizi birleştiren bu kadar unsur varken hangi unsundur bizi birbirimizden uzaklaştıran? Bir defa aynı Allah'a iman ediyoruz, aynı peygambere iman ediyoruz, aynı kıbleye dönüyoruz, aynı camide namaz kılıyoruz. Bizi birleştiren o kadar unsur çok unsur var ki Bediüzzaman'ın ifadesiyle bunlar bizi birbirimize yaklaştıran Uhud Dağı kadar büyük etkenlerken, bizim çakıl taşı hükmündeki ufak tefek şeylerden dolayı birbirimize dargın kalmamız, birbirimize küs kalmamız, hakikaten çok büyük bir mantıksızlıktır. Biz kardeşiz, kardeşin kardeşe küsmesi birçok açıdan zararlıdır. Bir defa kuvveti maneviyemizi kırıyor. Dışarıdan bize hem Müslüman olmamız hem insan olmamız noktasında, dıştan bizim doğru davranışı sergilememiz noktasında, tuzak olarak bekleyip bunu engelleme noktasında çaba gösterenlere fırsat vermiş oluyoruz. Bizim ittihadımız bizim birbirimize muhabbetimizdir. Bizim bir ve beraber durmamız bizim aramızdaki küçük dargınlıkları bırakarak, bütün kuvvetimizle birbirimize destek vermemiz, Kur'an'ın emridir, Allah'ın emridir. Biz bunu lütfederek yapmayacağız, bunu yapmak zorundayız. Çünkü bu Allah’ın emridir."
"Müslümanlar plan çerçevesinde birbirine düşürülüyor"
Ümmetin birleşmesinin zaruri bir ihtiyaç olduğuna dikkat çeken Işıkdoğan, "Birazcık ümmetle ilgili derdi olan insanların geçmiş dönemde ufak tefek şeyler olduğu zaman 'Ya Rabbi aramızı düzelt, aramızdaki ateşe su dök.' tarzında duaları oluyordu. Fakat öyle bir hale geldik ki şeytan bizim bütün dem ve damarlarımıza girdi. Hem Cenabı Hakk'ın yarattığı şeytan hem insi şeytanlar hem de devlet bazında gördüğümüz şeytan tıyneti birtakım insanlar, bir takım devletler Müslümanların bütün damarlarına girmeye başladılar ve bu hassasiyeti azıcık hisseden insanlar artık bunu bütün hücreleriyle hissetmeye başladılar. Artık hücreleriyle Cenabı Hakk'tan böyle bir fereç bekliyorlar. Bu ferecin yolu da hakikaten ittihad etmemizdir. Yani benim şu anda Suudi Arabistan'daki bir insanla ne derdim var, Katar'daki insanla hangi derdim var, İslamiyet'i yaşamakta olan herhangi bir yerde, Cenabı Hakk'ın yarattığı arzın üzerinde ayak basan bir insanla ne derdim var? Hiçbir derdimiz yok aslında. Dışarıdan yapay bir şekilde şimdiki modern tabirle sanal bir şekilde oluşturulmuş şeylerle bir proje çiziliyor. Bir plan yapılıyor ve bu plan çerçevesinde Müslümanlar birbirine düşürülüyor. İşte bizi bu noktada birbirimize bağlayan manevi rabıtalardan gafiliz, bu rabıtaları bilmemiz lazım." şeklinde konuştu.
Müslümanların yaşadığı mağduriyetlerin ümitsizlik oluşturduğuna değinen Işıkdoğan, "Şu an başımıza gelenler de belki böyle bir duygunun neticesidir. Hâlbuki Kur'an-ı Kerim'de Cenabı Hak bizlere 'Benim rahmetimden ümit kesmeyiniz.' ifadesini kullanıyor. Bu manayı diri tutmamız lazım, bunun dışında kendi aramızda ve kendi başımızdakilerle olsun, hem ilmi noktada hem de davranış noktasında karşımızdaki uyguladığımız istibdat hem devlet bazında ümmetin başına uygulanan istibdatların tamamı bu ittihadın biraz daha gerilemesine sebep oluyor. Yani düne kadar beraber yürüdüğümüz bir Müslüman kardeşimizin dışarıdan birilerinin fitnesine maruz kalarak bir anda farklı bir gözlük takarak bizi farklı bir gözle görmesi bizdeki zaaftan kaynaklanıyor. Yani ümmetin ittihadı 2 kardeşin yan yana geldiği zaman birbiriyle ittihadından geçer. 2 kardeş tek başınayken 2 kişidir ve 4 kişi tek başınayken 4 kişidir ama yan yana geldiği zaman 4 bin 444 kişi olur ve bir ittihat söz konusu olur. Bu ittihat da insanlara karşı bizim mukavetimizi artırır. Bütün Müslümanların bu noktadaki moralini de artırır." ifadelerini kullandı. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.