İsrail-Türkiye anlaşmasının ardından ilk Mavi Marmara duruşması yapıldı
Duruşmada ifade veren müşteki-mağdur İHH Genel Başkan Yardımcısı Durmuş Aydın, vakıf olarak başta Filistinliler olmak üzere dünyadaki tüm mağdurlara ulaşmaya çalıştıklarını ifade ederek, bu kapsamda 2010'da Mavi Marmara gemisiyle Filistinlilerin mağduriyetini dünyaya duyurmak için yola çıktıklarını söyledi.
‘İSRAİL KENDİNE GÜVENİYORSA GÖRÜNTÜ KAYITLARINI VERSİN'
Gemi Antalya'dan hareket etmeden önce gümrük ve güvenlik işlemlerinin yapıldığını aktaran Aydın, olay sırasında reji odasında bulunduğu belirterek, yaşadıklarını şöyle anlattı:
''İsrail gemileri, saat 22.00 sularında bizi takibe başladı. Bu sırada gemiden canlı yayın yapmaya başladık. Evvela canlı yayınımızı kestiler. Daha sonra zodyakların gemiye yanaşmaya başladığı sırada silah sesleri gelmeye başladı. Reji odasından gemiye yerleştiren 40 kamera vardı. Bu nedenle her olayı buradan görebiliyorduk. İlk önce Cevdet Kılıçlar'ın şehit edilmesine şahit oldum. Daha sonra İsrail askerleri tarafından vurulan yaralılar taşınmaya başlandı. Daha sonra elektrik gidince kameralar kapandı. Bu ana kadar her şey kamera kayıtlarında vardı. Ancak İsrail, bu kayıtları vermedi. İsrail kendine güveniyorsa görüntü kayıtlarını versin."
Aydın, sanıklardan şikâyetçi olduğunu belirterek, davaya katılma talebinde bulundu. Duruşmada, diğer müştekilerin ifadesi alındıktan sonra avukatlar söz aldı.
SANIKLARIN AVUKATLARI DAVANIN DÜŞÜRÜLMESİNİ TALEP ETTİ
Sanıkların avukatları, Türkiye ile İsrail Arasında Tazminata İlişkin Usul Anlaşması gereği davanın düşürülmesini talep etti. Müşteki avukatları da anlaşmaya ilişkin beyanda bulunmak için süre istedi.
Talepleri karara bağlayan mahkeme heyeti, duruşmada dinlenilen 4 müştekinin davaya katılma talebinin kabulüne karar verdi. Heyet, Türkiye Cumhuriyeti ile İsrail Devleti Arasında Tazminata İlişkin Usul Anlaşması'nın 6. maddesinde yürürlüğe girme şartlarının belirtildiğini ifade ederek, anlaşmanın yürürlüğe girip girmediği, girmişse girme tarihinin araştırılmasına, duruşma arasında yapılacak araştırmalar ile sonuca ulaşılamaması durumunda antlaşmanın yürürlüğe girip girmediği hususunun ilgili yerden sorulmasına hükmetti.
Heyet, katılan avukatlarına antlaşmanın davaya etkisinin olup olmadığı hususunda beyanda bulunmaları için süre vererek, duruşmayı 19 Ekim'e erteledi.
İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, duruşma öncesinde Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde gazetecilere açıklama yaptı.
Yıldırım, hak arayışlarından vazgeçmeyeceklerini vurgulayarak, ''İsrail, '20 milyon doları veriyorum' diyor, bir taraftan da bir Türk firmasına 40 milyon dolar sebepsiz yere para cezası kesiyor" dedi. İspanya'dan Gazze'ye gidecek bir filonun organize edildiğini, kendilerinin de bu organizasyonun bir parçası olduklarını kaydeden Yıldırım, abluka kalkana kadar mücadeleden asla vazgeçmeyeceklerini ifade etti. Yıldırım, İspanya'dan gidecek gemide sadece kadınların yer alacağını anlattı.
‘TAZMİNAT DAVALARI DÜŞEBİLİR ANCAK CEZA DAVALARI, BERAAT VEYA MAHKUMİYET İLE SONUÇLANINCAYA KADAR DÜŞMEZ'
Mavi Marmara davasının müşteki-mağdur avukatlarından Cihat Gökdemir de herkesin anlaşmadan sonra davanın düşmesini beklediğini belirterek, ''Ancak dava düşmedi. Çünkü bu bir ceza davası. Tazminat davaları düşebilir ancak ceza davaları, beraat veya mahkumiyet ile sonuçlanıncaya kadar düşmez. Eğer düşürülürse hem Türkiye'de hem de uluslararası arenada hak arayışımızı sonuna kadar sürdüreceğiz'' diye konuştu.
Adalet Bakanlığı'ndan henüz bu anlaşmayla ilgili mahkemeye gelen bir şey olmadığını aktaran Gökdemir, "Bu yazı gelirse mahkemenin tavrı ne olacak hepimiz göreceğiz. Mahkemenin bu davayı düşürmeyeceğini düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.
SUÇLAMALAR NE?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Aluf Gabiel Ashknazi, Deniz Kuvvetleri Komutanı Eliezer Alfred Marom, İstihbarat Başkanı Amos Yadlin ve Hava Kuvvetleri Komutanı Avishay Levi hakkında, ‘canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme suçuna azmettirmek'ten 9 kez ağırlaştırılmış müebbet, ‘mala zarar vermeye azmettirmek', ‘yağma suçuna azmettirmek', ‘eziyet suçuna azmettirmek', ‘haberleşmenin engellenmesine azmettirmek', ‘kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçuna azmettirmek', ‘yaralama suçuna azmettirmek' ve ‘silahla yaralama suçuna azmettirmek'ten de toplam 18 bin 32'şer yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.