Kamuoyu araştırmacısı Kulat: HÜDA PAR Meclis'te bu sürecin bir yere kadar sigortası durumunda
HÜDA PAR İnsan Hakları ve Hukuk İşleri Başkanlığı tarafından Van’daki bir otelin konferans salonunda “Kürt Meselesine İnsani Çözüm Çalıştayı" gerçekleştirildi.
Çalıştayın üçüncü oturumu HÜDA PAR Eğitim İşleri Başkanı Yahya Oğraş'ın başkanlığında yapıldı.
Kamuoyu Araştırmacısı Mehmet Ali Kulat, "Sürecin Türkiye Toplumu Üzerindeki Yansımaları" başlıklı sunumunu yaptı.
Konuşmasına Van'daki bir acı anısıyla başlayan Kulat, "Van'a ilk gelişimi anlatayım. Üniversiteye asistan olmak için gelmiştim. Yıl 1993, 1 Temmuz günü. O gün burada bir otelden, Van'ı hiç bilmeyen birisi olarak bir otelden yer ayırttım. Yani ücretimi de verdim otelin. O gün o otelde kalacaktım. Ama bir arkadaşım geldi, beni aldı. İlla bizim eve gidelim, dedi. Onun evinde yemek yiyip tekrar otele gelecektik ama gelmek yerine çok ısrarla onların misafiri kaldım. O gece o otelde yangın çıktı, 11 kişi öldü… Sabahleyin gazetelerde ölenlerden birisi olarak adım vardı. Haberlerde de vardı. Yani ben Van'da bir kere ölmüş dirilmiş biriyim. Onun için Van benim için önemli." dedi.
6400 kişilik anketin sonuçları
MAK Araştırma olarak yaptıkları anketi aktaran Kulat, "6400 kişinin katıldığı araştırmada… 6400 rakamının anlamı şu, Türkiye'de 64 milyon seçmen var. 10 binde biri seçmen demek yani. Ondan dolayı 6400 seçiyoruz. Ankete katılanların Yüzde 8'i kendisini Kürt olarak ifade ediyor. Ama bunların iki katı da baba, anne ya da babaanne, anneanne, dede; yani bir sonraki kuşak, en azından biri Kürt olanların oranı ise yüzde 16. Yani ikisini topladığınızda yüzde 24; yani Türkiye'nin dörtte birinin bir Kürt bağı var. Bunların içerisinde kendini ifade etmeyenlerin, farklı endişelerle ifade etmeyenler olduğunu da dikkate alırsanız Türkiye'de Kürt'ten ve Türk'ten daha kalabalık olan hem Kürt hem de Türk olanlar var. Bunu da ifade etmiş olayım. Yani ya hanımı Kürt ya da kendi Kürt ya da biri Türk biri Kürt olanların oranı." diye konuştu.
Terörsüz Türkiye'ye yönelik de zaman zaman sorular sorduklarını ifade eden Kulat, "Bunların içerisinde abonelerimizin mahrem tuttuğu, vermeyin dediği, basınla paylaşmayın dediği konular var. Onun için onları grafik olarak sunmadım ama şu kadarını söyleyeyim. Sayın Devlet Bahçeli'nin açıklamasından 6 ay kadar önce abonelerimizin bir kısmı benzer bazı sorunları bize sormayı istemeye başlamışlardı. Devletin bazı kurumları, yeni bir çözüm süreci ne getirir, nasıl olur diye bununla ilgili bir çalışma yürütüyorlardı. Onu öncelikli olarak belirteyim. Belki basında da ilk defa söylediğim bir şeydir bu. Ama sonrasında süreç ilerlediğinde, özellikle Sayın Bahçeli'nin açıklamasından sonra konu ciddi şekilde kamuoyunun gündemine geldi. Buradaki konuşmalardan, özellikle bu oturumdan, benim bulunduğum oturumdan öğrendiğim şey de şu, Konunun iki bölümü var. Bir terörsüz Türkiye, iki terörsüz bölge. Eğer terörsüz Türkiye'yi başarabilirsek terörsüz bölgeye de büyük katkı sağlayacağını anlıyoruz. Bu süreç bu anlamda çok önemli." şeklinde konuştu.
"Abdullah Öcalan ile siyasi temaslar terör sorununu çözer mi?"
Yaptıkları son ankette, katılımcılara, "Abdullah Öcalan ile siyasi temaslar terör sorununu çözer mi?" sorusunu yönelttiklerini aktaran Kulat, "Toplum, neredeyse tam ortadan ikiye bölünmüş. O tarihlerde, bu araştırmanın yapıldığı tarihte yarısı evet demiş, yarısı hayır demiş. Dikkat ederseniz 41-42, ortadaki 1 puana 2 puana takılmayın. Toplumun dolayısıyla endişe alanı var. Bu arada hemen söyleyeyim, şu anda bu sürece destek çok doğuda daha yüksek. Selçuklu coğrafyası olarak ifade edilen ağırlıklı olarak İç Anadolu'da da insanların endişesi daha yüksek. Yani endişeli iyimserler biraz daha bu tarafta fazla şimdilerde, endişeli kötümserler de öbür tarafta daha fazla." ifadelerini kullandı.
"Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?"
Katılımcıların, "Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna yüzde 42 "olumlu", yüzde 47 "olumsuz" yanıtını verdiğini aktaran Kulat, "Bakın insanların herhangi bir olaya bakarken nötr bakma şansları yok. Bir arka planı var, yükledikleri anlamlar var. Endişelerden bir tanesi de şu; sadece PKK'nın muhatap alınmasından da ayrı bir rahatsızlık duyma durumu söz konusu. Yani sadece DEM partisinin muhatap alınması da mesela HÜDA PAR'ın ve diğer siyasi partilerin muhatap alınmaması da insanların endişesi anlamına geliyor." değerlendirmesinde bulundu.
"Terörsüz Türkiye sürecinin başarıya ulaşması amacıyla Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılması fikrini destekliyor musunuz?"
"Terörsüz Türkiye sürecinin başarıya ulaşması amacıyla Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılması fikrini destekliyor musunuz?" sorusuna yüzde 62 "hayır", yüzde 28 "evet" yanıtının verildiğini aktaran Kulat, "Alt kırımlarına baktığımız zaman sadece Milliyetçi Hareket Partili ve AK Partililerin evet dediği bir oran vardı. Yani onların bile bir kısmı hayır diyordu. Bu konuda bir endişe oranı dikkatimizi çekiyordu." dedi.
"Abdullah Öcalan'ın çağrısıyla PKK'nın silah bırakması kararını destekliyor musunuz?"
Kulat, "Devlet Bahçe'nin açıklamasından sonra, 'Abdullah Öcalan'ın çağrısıyla PKK'nın silah bırakması kararını destekliyor musunuz?' dediğimizde, bakın silah bırakma konusunda bir anda Abdullah Öcalan'a tavır olmasına rağmen yüzde 60 destek verdiğini ifade ediyor. Çünkü insanlar silahın artık susmasını istiyor, her anlamda istiyor. Çünkü barış selamettir, barış huzurdur, barış umuttur, barış selamdır. Bundan dolayı insanlar barışı her halükarda destekliyorlar. Hayır diyenlerin oranı yine yüzde 35'lik bir oran. Her zaman bir farklı diye düşünce olacaktır. Onların da endişelerini anlamak lazım. O endişelerin de arka planında bir elli senedir bu ülkede yaşananların etkisi vardır. Bunu da görmek lazım." diye ekledi.
"Abdullah Öcalan'ın açıklaması sonrası PKK'nın kendini fes ederek silah bırakacağına inanıyor musunuz?"
Mart 2025'te katılımcılara, "Abdullah Öcalan'ın açıklaması sonrası PKK'nın kendini fes ederek silah bırakacağına inanıyor musunuz?' sorusuna yanıtı aradıklarını aktaran Kulat, "Vatandaşın yüzde 48'i 'evet' diyor. 'Hayır' diyenler yüzde 45; yani neredeyse toplum ortadan ikiye ayrılmış durumda. Silah bırakılacağına umut konusunda vatandaştaki tereddüt ve tereddütsüzlük bu şekilde yarı yarıya devam ediyor." ifadelerini kullandı.
"Terörsüz Türkiye kapsamında DEM parti ile olan ilişkisine nasıl bakıyorsunuz?"
Hükümetin "Terörsüz Türkiye kapsamında DEM parti ile olan ilişkisi" hakkındaki soruya da katılımcıların yüzde 40'ının "olumsuz" yanıtını verdiğini aktaran Kulat, "Çünkü ciddi bir tereddüt var. Vatandaşın şu anda Türkiye'de geldiği nokta endişeli iyimserler ve endişeli kötümserler birbirine yakın. Kendisini Kürt olarak ifade eden insanların endişeli iyimserliği biraz daha fazla, Türk olanların endişeli kötümserliği fazla." değerlendirmesinde bulundu.
"Terörsüz Türkiye sürecine dair politikaların ülkemizi kalıcı olarak terörsüz bir geleceğe taşıyacağına inanıyor musunuz?"
"Terörsüz Türkiye sürecine dair politikaların ülkemizi kalıcı olarak terörsüz bir geleceğe taşıyacağına inanıyor musunuz?" sorusunda da yüzde 62 oranında "evet" yanıtını aldıklarını söyleyen Kulat, şunları kaydetti:
"Bu anket, sürece desteğin en yüksek olduğu ay Mayıs ayıydı. Hatırlarsanız devlet büyükleri de bazı konuşmalarına bu rakamları söylediler. Çünkü onlara gidip özel sunum yapmıştık o süreç içerisinde. Tabii bir sürü başka soru vardı. Kararsızları matematiksel dağıttığınızda toplumdaki üç kişiden ikisi çok umutlanmıştı Mayıs ayında. Sonra bazı açıklamalar o umutlarda kırılmaları neden oldu.
"Hükümetin, Terörsüz Türkiye sürecini yönetme biçimine ne kadar güveniyorsunuz?"
'Hükümetin, Terörsüz Türkiye sürecini yönetme biçimine ne kadar güveniyorsunuz' dediğinizde, 'Güvenmiyorum' oranında ciddi artış oldu Temmuz ayına geldiğimizde. Neden oldu? Televizyonlarda da gördük. Bazı meclisteki bazı milletvekillerinin aleyhte yaptığı konuşmalar, onların aleyte yaptığı konuşmalara yine aleyhte cevap veren birileri… İki tarafın da özellikle çok gergin ifadeler kullanan tarafları bu sürecin toplum nazarında endişeye dönüşmesine neden oldu. Ama buna rağmen tamamen güveniyorum ve kısmen güveniyorum diyenlerin oranı yine yüzde 44 oranında. Matematiksel olarak kararsızları dağıttığımızda da yüzde 50 oranının hiç altına düşmedi. Toplum yüzde 50 oranında bu süreci destekliyor."
"Sizce silah bırakma açıklamaları Türkiye'de kalıcı bir barış için yeterli midir?"
PKK'nın silah bırakma sürecinin ardından katılımcılara, "Sizce silah bırakma açıklamaları Türkiye'de kalıcı bir barış için yeterli midir?" sorusuna yüzde 18 "evet" karşılığını aldıklarını aktaran Kulat, "Güven inşa etmek için yasal ve siyasi adımlar da atılmalı' diyenler yüzde 36. Bu işte endişeli iyimserlik dediğimiz süreç. 'Hayır, bu tür açıklamaları gerçekçi bulmuyorum' diyenler yüzde 38. Kararsızım yüzde 8." bilgilerini verdi.
"Türkiye'nin güncel güvenlik politikalarında hangi yaklaşımını benimsemesi gerektiğini düşünüyorsunuz?"
Türkiye'nin güncel güvenlik politikalarında hangi yaklaşımını benimsemesi gerektiğini düşünüyorsunuz? dediğimizde, diplomasi ve uzlaşı öncelikli olmalı, savunmacı, güvenlik ve barış dengeli yürütülmeli. Bakın bu noktada, bu işte bir önceki ayın çalışmaları, son derece vatandaş süreçin iyi yönetilmesi gerektiğini söylüyor bu anlamda. Yani karşılıklı görüşmelerin vesairenin yapılmasını gerekiyor ama güvenlikten de vazgeçilmemesini ifade ediyor. Mevcut yaklaşım yetersiz. Denge sağlanamıyor diyor. Vatandaşın endişesi Ağustos ayına geldiğimizde biraz daha artmış durumda. Dikkat ederseniz hem Sayın Cumhurbaşkanı'nın hem de Sayın Devlet Bahçeli'nin açıklamalarında hızlandırma, süreci hareketlendirme gayretinin de arka planında yatan şeyin bu olduğunu ifade etmiş olalım.
"Ülkemizin güvenliği ve istikrarı açısından Terörsüz Türkiye sürecini destekliyor musunuz?"
Ekim ayında yaptıkları son araştırmada, "Ülkemizin güvenliği ve istikrarı açısından Terörsüz Türkiye sürecini destekliyor musunuz?" sorusuna ilişkin bilgileri de aktaran Kulat, "Halen bu destek 'evet' yüzde 52'lerde. Kararsızları matematiksel dağıttığımızda yüzde 60'a yakın bir oranda vatandaş, Terörsüz Türkiye sürecini, şu anki yönetimi destekliyor ama endişeler halen yüzde 40'lar mantığında devam ediyor. Yüzde 37 ise 'hayır' diyor Bundan dolayı süreci de çok yakından takip etmek lazım." dedi.
Bu anlamda HÜDA PAR'a düşen önemli bir misyonun olduğunu vurgulayan Kulat, "O da şu; bölgede Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde temsil eden iki partiden biri olduğu için Meclis'te bu sürecin bir yere kadar sigortası durumunda HÜDA PAR. Yani HÜDA PARlılardan daha fazla HÜDA PAR'ın üstünde bir sorumluluk var. Yani üzerlerinde ciddi bir misyon, bir sorumluluk var. Bu sorumluluğun yerine getirilmesi de son derece önemli." dedi.
Kulat, "Sürecin başlatılmasında ve bugüne gelmesinde israilin yayılmacı, terör politikalarının çok ciddi etkisi olduğu yani olası bir süreçte içerideki safları sıklaştırma meselesinin son derece etkin olduğunu da ifade etmiş olalım. Bu noktada tabii ki konunun Suriye'yi ilgilendiren tarafı Irak'ı ilgilendiren tarafı var." yorumunda bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Meclis açılışındaki son konuşmasına atıfta bulunan Kulat, "Sayın Cumhurbaşkanı'nın son meclis açılışında yaptığı konuşmada daha önceki hiçbir konuşmasında 22 yıllık bütün konuşmalarını okumuş birisi olarak söylüyorum; istisnasız hiçbirinde kullanmadığı bir cümlesi vardı. Evet 3 ifadeyi sık sık kullanmaya başladı son dönemde. 'Arap, Türk ve Kürt kardeşliği' ifadesi ama bir cümleyi ilk defa kullandı. O da mezhepsel olarak Şia'dan bahsetti, Şiilikten bahsetti. Bizim bölgenin bütün değerlerine dini, etnisite ve mezhepsel olarak bütün değerlerine ortak birer değerimiz olarak yaklaşmamızın gerekliliğini ortaya koyan önemli bir durumdu. Dolayısıyla Terörsüz Türkiye meselesi zannedilen bir projenin çok daha önemlisi, bir sürü faydaları olacak. Irak'tan gelen kardeşimiz, Halepçe Üniversitesi'nden gelen kardeşimizin yapmış olduğu değerlendirmeleri Türkiye açısından değerlendirdim. Zamanımız yok ama sadece şunu söyleyeyim, bu işin elbette ekonomik boyutu var, elbette turizm boyutu var, elbette sosyal boyutu var ama hepsinden önemlisi bir insani boyutu var." dedi.


Kaynak:İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.