İhsan Pınar

İhsan Pınar

‘Kentsel Dönüşüm’ Kentsel Yıkıma Dönüştü

‘Kentsel Dönüşüm’ Kentsel Yıkıma Dönüştü

Hep söyleriz; Hayatın merkezinde insan var. İnsan iyi oldu mu, çevresini de kendisiyle beraber güzelleştirir. Ama bozulan zihniyet, kendisiyle beraber çevresini de bozar. Bunun en bariz örneklerini Yargıda ve devlet yardımlarında görüyoruz.

        Aynı suçlamalarla ve aynı kanunlarla yargılanan bir sanığa mahkemenin biri ‘ağırlaştırılmış müebbet’ verirken; diğer bir mahkeme ‘Beraatına ve tazminat ödenmesine’ karar verebiliyor. Devletin fakir- fukara için yaptığı ‘Sosyal Yardımların’ ehlinden ziyade durumu daha iyi olanlara aktarıldığına hep şahit olduk. Ankara’dan gelen yardımın en son noktası olan Mahalle ve köy sorumluları tarafından kaytarılabiliyor…   

        Mevzumuz olan ‘Kentsel Dönüşüm’ sosyal denge ve şehirlerin güzelleşmesi için düşünülmüş çok iyi bir proje olduğuna inanıyorum. 40-50 yıl önce arsa fiyatlarının uygun olduğu dönemlerde köyden gelen ve bugün için fakir diyebileceğimiz insanlarımız, alabildikleri arsalar üzerinde o günün imkânlarına göre barınabilecekleri evler yapmışlar. İmkânları olanlar zamanın şartlarına göre evlerini yenilemişler ve üzerine bir iki kat atmışlar. Ama arsaları geniş olan evlerin çoğu harap durumda. Sokakların çoğu itfaiyenin geçemeyeceği kadar dar. Sosyal alanlar, park ve bahçeler yok denilecek kadar az.    

        Kısacası hemen hemen tüm şehirlerimizde; şehrin bir tarafı gayet modern ve müreffeh, diğer tarafı yoksul, havasız ve mahrumiyet bölgesi. Ve maalesef yapılaşma arasındaki farklar, insan ilişkilerine de yansıyor. İnsanlar oturdukları semtlere göre değerlendiriliyor. İşte devlet bu farkları azaltmak; yıkılmakta olan evleri, dar sokak ve caddeleri günün şartlarına göre yenilemek için ‘Kentsel Dönüşüme’ teşvik etti. Ancak ne yazık ki Karşıyaka, 19 Mayıs, İpragaz, Yeşiltepe, Huzur, Kısmet, Çarşı… Mahalleleri için öngörülen bu proje, 10-20 yıllık olan Kültür, Belde, Gap, Pınarbaşı… Gibi yeni ve nispeten modern ve varlıklı insanların yaşadıkları yerlerde uygulanmaktadır.  

        Eski mahallelerimizde genellikle tek katlı olan evlerin çoğu bahçeli ve arsaları geniştir. İyi bir müteahhit, çok uygun şartlarla bütün sokak sakinleriyle bire bir karşılığında anlaşabilir. Evini yenilemeyen insanımız, rahat yaşayabileceği bir ev ve mahalle için anlaşmaya dünden razıdır. Hem evi değer kazanacak hem de kendisi rahat edecektir. Müteahhit de 2-3 daire karşılığında aldığı yerde rahatlıkla 10 daire yapabilecektir. Ama müteahhit bunu yapmıyor. Çünkü şu an için o evleri istediği fiyata satamayacağını ve istediği karı yapamayacağının endişesini taşıyor. Oysa bir başlangıçla oraların de değer ve talep göreceğini hesaplamıyorlar. Bunun yerine modern mahallelerde ve yeni evler için % 50 ile anlaşarak, ev fiyatlarının 2 kat yükselmesine sebep oluyorlar. Müteahhit açgözlü ama Devlet yetkililerinin, Belediyelerin ve vatandaşların buna alet olmasını anlayamıyorum. Vatandaş 15-20 yıllık sağlam dairesini, nasıl çok daha küçük daire karşılığında verebiliyor. Bu haksız alışverişle normal değeri 150 bin olan daireler 270 – 300 bine satılırken neden tepki verilmiyor.

        Evet Kentsel Dönüşümden sonra ev fiyatları iki katına çıktı. Amacının aksine modern mahalle ve evler yenilendi. Fakir ve bakımsız ev ve mahalleler daha da yoksul kaldı. Fakir insanlarımızın ve semtlerimizin hakkı olan Kentsel dönüşüm, kamu sorumlularının göz yummasıyla açgözlü müteahhitler tarafından zengin semtlere kaydırıldı. Mahalleler arasındaki denge ve görünüm daha da bozuldu…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İhsan Pınar Arşivi