Kızıltepe'de İslam'da İnsan Hakları ve Sevgi' konferansı
Eğitim Bir-Sen Kızıltepe Şubesi, düzenlediği İnsan Hakları Konferansına OHAK-DER YKB Başkanı M. Burhan Hedbi'yi konuk etti.
Eğitim Bir-Sen Kızıltepe Şubesi Başkanı Tarık Yılmaz'ın davetiyle Mimar Sinan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde "İslam'da İnsan Hakları' başlıklı bir Konferans gerçekleştirildi.
Hedbi konfetansta yaptığı konuşmada, “Bildiğiniz gibi bugün sizlerle insan haklarını konuşmak için buradayım. Fakat yine bileceğiniz üzere 15 Ekim 1978'de ilan edilen Hayvan hakları evrensel bildirisi ve Hayvanları koruma günü de var. Oysa 1438 yıl öncesinden ‘kuşu öldü diye bir çocuğa başsağlığına yani taziyesine giden’ ve ‘Hayvan sağanlar tırnaklarını kessinler, sağım sırasında uzun tırnaklarla hayvanların memelerini kanatmasınlar.’ dedi.
Hedbi devamla, mola esnasında ‘hayvanların istirahatını ibadetten önceleyen’ hayvanın fazla sağılması ona zarar vereceğinden, ‘mekruhtur’ diyen bir peygamberin ümmeti ve dinin mensuplarının nasıl olur da insan hakları konusunda duyarsız olmasına değinerek, "Böylesi bir kültürün mensupları, insan haklarını başka kültürlerden öğrenecek kadar duyarsız kalabilir? Bu mümkün mü?” diyen ve benzeri sorularla katılımcıları da konunun içine dâhil eden Hedbi; “Tabi tarihinden habersiz olan veya yanlış bilen bir toplum, kendini yani kendi tarih ve kültürünü küçük veya yetersiz gören bir topluluk oluşturur." şeklinde konuştu.
Dini konuşup dinin gereği gibi davranmayan, dominant kültürün etkisinde kalıp özüne yabancılaşan, dahası kendi kültürüne burun kıvıran bir toplumun yetiştireceği bir neslin atalarını tanımayı ve kültürünü öğrenmeyi dert etmediğini belirten Hedbi, "Örneğin: Asrımızda Tales'ten Marks'a, Aristo'dan Hegel'e, Darwin'den, Nietzsche'ye kadar tüm felsefecilerin hayatını ve felsefe doktrinini öğrenmeyi; bir paye veya ‘elit’ olmaya mihenk/ölçü edinen bir aile yapısı mevcuttur. Bu, çocuklarını Gazali'den, Ömer Hayyam'dan, Farabi'den, İbn Rüşd'ten, Ahmet Yesevi'den, Ahmed-î Hanî'den, Feqiyê Teyran'dan, Şafii'den, Ebu Hanife'den habersiz bırakmayı; ilericilik sayan ‘sakat' bir anlayıştır.” dedi.
Bu aile yapısının doğuyu okumayı çocuklarına; ‘kendilerini gerici ve küçük bırakacağı' fikrini dayatabildiğine dikkat çeken Hedbi şöyle devam etti: "Bu da kendine ait olanı ‘küçük' görmeyi çocuklarının bilinçaltına yerleştirmekte ve çocuğun kökleriyle irtibatını kesmeye yol açabilmektedir. Köklerinden ayrılan köklerine yabancı kalır, hatta kökleriyle ters düşebilir.” Diyen Hedbi; “Tales'i de okusun Gazali'yi de. Marks'ı da okusun Ebu Hanife'yi de. Aristo'yu da okusun Farabi'yi de. Hegel'i de okusun Ahmed-î Hanî ve Feqiyê Teyran'ı da. Darwin'i, Nietzsche'yi de okusun İbn Rüşd, Ahmet Yesevi ve Muhammed İkbal'i de. Ve bunların doktrinlerinden en iyileri seçip mezc ederek toplumunu daha ileriye taşısın.”
Kaynak:Hür24 Haber
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.