Kudüslü İshak Arafa: Aksa Tufanı savaşından sonra siyonizmin bütün projeleri boşa çıktı
Program, "Ramazan Sabredenlerin Müjdesidir" sloganıyla FÖDERN tarafından Gazze halkının direnişine destek olmak ve birlikteliği pekiştirmek amacıyla düzenlendi.
ÖNDER Ankara şubesinde düzenlenen program, Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Ardından Filistin Öğrencileri Derneği Ankara Şube Başkanı Abdurrahman İssa, Milli Eğitim Bakanlık Müşaviri Nur Özkaya, Filistin Öğrencileri Dernek Başkanı Dr. Abdurrahman Al-Farra birer konuşma yaptı.
İftar sonrası yapılan programda Türkiye-Filistin Parlamentolar arası Dostluk Grubu Kurucu Başkanı Hüseyin Tanrıverdi, Deniz Feneri Derneğinden Ufuk Değer ile Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlık Müşaviri İsmail Mansur Özdemir birer konuşma yaptı.
Daha sonra, Gazze'de önceki Ramazanlar ve şimdiki Ramazanı anlatan sinevizyon gösterimi yapıldı.
Son olarak programda 14 sene işgal zindanlarında kalan ve son esir takasıyla serbest bırakılan Kudüslü İshak Arafa, bir konuşma yaptı.
"Biz özgürleştirilmiş esirlerin Gazze'ye borcumuz büyüktür"
İşgal zindanlarında gördüğü kötü muameleyi ve Aksa Tufanıyla gelen özgürlüğe değinen Arafa, "Biz özgürleştirilmiş esirlerin, Gazze'ye borcumuz büyüktür. Bunu söylemek bizim için önemlidir çünkü orada gerçekleşen çabanın sonucu biz şu an karşınızdayız. Gazze için ne kadar çaba sarf etsek azdır. Onlar bizim için yıllar boyunca tünelleri kazmışlar. Biz ise Filistin'in güneyinden kuzeyine kadar tünel kazsak bile onlar için azdır. İkinci mesajım ise Türkiye Cumhuriyeti'ne ve Türkiye halkınadır. Türkiye bizim için önmli bir güçtür. Türkiye elinden gelen her şeyi yapmaya çalıştı. Hakikaten buna şahidiz ve hiç şüphemiz yok. Filistin'e yardım etmek konusunda Türkiye'den bahsedecek olursak, her konuda Türkiye'nin katkısı büyüktür. Yaralılara ilk olarak kapılarını açan Türkiye'dir. Takas sürecinde bazı esirler, israil kararıyla sürgün edildi. Türkiye esirlerimizi kabul etti. Şu anda Türkiye'ye 30 tane serbest bırakılmış esir geldi. Herhangi bir ülke daha esirleri kabul etmedi. Bazı ülkeler düşünüyor bazıları izin bakıyor ama Türkiye tereddütsüz bir şekilde kapılarını açıp bizi karbul etti. Allah razı olsun hepinize teşekkür ediyoruz. Ümmet olarak, halk olarak, STK'lar olarak hepinize teşekkür ediyoruz." dedi.
"7 Ekim zaferinden sonra bize yapılan işkenceler arttı"
7 Ekim Aksa Tufanıyla ilgili de konuşan Arafa, "7 Ekim'deki sevincie dair her şey bitti ardından işkence dönemi artarak başladı. 7 Ekim'den itibaren dışarıdan hiçbir haber alamadık. Tufan ile ilgili hiçbir bilgi ve savaş hakkında hiçbir bilgi alamamaya başladık. Sadece işkence görüyorduk.Her türlü işkence gördük. Ama biz inanıyorduk ki, Gazze'deki insanlar ve mücahitler büyük fedakarlık gösterecekler. Bu yüzden her türlü sabretmeyi tercih ettik. Allah'a çok şükür 15 ay boyunca sabrettik. Yanımızdaki siyonist bekçi işkence gördüğümüzde bize hep gülüyordu. Ağlamıyorduk ama acımız büyüktü. 15 ay boyunca yaklaşık 60 tane esir ağır işkencelerden dolayı şehadete kavuştu. Ama her türlü sabrettik. Siyonist bekçinin bize gülmesi acı katıyordu ama 15 aydan sonra anlaşmayla ateşkes ilan edilince özgürlüğümüze kavuşacağımıza dair isimlerimiz geldi. İsimlerimizin gelmesiyle beraber biz gülmeye başladık, artık serbest kalacaktık. Ama o bekçi ağlamaya başladı. 'Son gülen iyi güler' sözü aklımıza geldi. Biz son gülen olduk. Allah'a şükürler olsun ama bu kimin sayesinde Allah'tan sonra halkımızın ve direnişimizin sayesinde oldu." ifadelerine yer verdi.
"Allah o kadar zorluktan sonra kolaylık sağladı"
Özgürlüğüne kavuşunca siyonistler tarafından giydirilen giysiyi ve özgürlüğüne kavuştuktan sonra mücahitlerin hediye ettiği Filistin atkısını gösteren Arafa, şunları aktardı: "O kadar işkence gördük ki bu günlerin olacağı aklımıza bile gelmezdi. Ben karşınızda dursam bile halen rüyada gibiyim. Allah o kadar zorluktan sonra kolaylık sağladı. Biz çıkarken israilliler bize onların sembollerinin olduğu giysileri giydirdiler. Çıkar çıkmaz direnişçiler bize kendi sembollerimizi verdi." diye belirtti.
"Aksa Tufanı savaşından sonra siyonizmin bütün projeleri boşa çıktı"
Türkiye'nin hem sahada hem savaşta büyük katkıları olduğunu dile getiren Arafa, "Bu sadece bir propaganda olsun diye değil bu bizim için inanç meselesidir. Çünkü Müslümanlar olarak tek bir parçayız. Birliğimiz büyüktür. Şöyle bir şeyi ifade etmem gerekiyor ki, hep Mescid-i Aksa tehlikede olduğunu söylüyorduk. Ama Aksa Tufanı savaşından sonra siyonizmin projesinin tehlikede olduğunu herkes anladı." diye konuştu.
"Gazze'de ciddi bir açlık var"
Medya desteğinin önemine değinen Arafa, "Medya alanında sosyal medya platformlarında kadar katkı olursa, bu bizim için önemlidir. Hem bu alanda ve diğer alanlarda pratik bir şekilde bir katkımızın olması gerekiyor. Gazze'ye yardımların gönderilmesi gerekir. Şu an Gazze'de ciddi bir açlıktan bahsediliyor. Özellikle içeriye gıda tırlarını almak konusunda israil yasak getirdi.Emin olun orada temiz su konusunda bile çok zorlanıyorlar. Bunun dışında gıda ve çadırlar ne gerekiyorsa tüm gücümüzle bunu yapmamız lazım. Oradaki insanların bizden beklentileri büyüktür. İnşallah onları hayal kırıklığına uğratmayacağız." şeklinde belirtti.
"İnşallah Mescid-i Aksa'da birlikte namaz kılacağız"
Son olarak Arafa, "Hapishaneden çıktıktan sonra bu kısa sürede çalışmalarınızı takip etmeye başladım. O kadar onur verici bir şey gördüm ki, bu yaptığınız faaliyetler, etkinlikler ve yapmış olduğunu tüm çalışmalar bu bizim için önemlidir. İnşallah önümüzdeki süreçte birlikte devam edeceğiz. Önümüzdeki süreçte işlerimizi daha sık bir şekilde tutmaya karar vermemiz lazım. Çünkü Filistin'deki insanların bizden beklentileri büyüktür. İnşallah biz bu sorumluluğu üstleneceğiz. İnşallah Mescid-i Aksa'da birlikte zafer namazı kılacağız." dedi.
Yapılan konuşmanın ardından program, basına kapalı bir şekilde devam etti.
Kaynak:İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.