"Kudüs’ün özgürlüğü Müslümanların vahdetinden geçer"
Beytülmakdis Öncüleri Derneği (BEYMÖD) tarafından Aksa Dünya Koleji’nin konferans salonunda, "1. Küdüs Liderleri Buluşması" etkinliği düzenlendi. Yerli ve yapancı âlimlerin katıldığı etkinliğe birçok İslam’i STK başkanları da katıldı.
Programa; Araştırmacı-Yazar Mustafa Özcan, Özgür Kudüs Platformu Başkanı Mehmet Eşin, Âlimler ve Medreseler Birliği İstanbul Temsilcisi Remzi Uçar ve Hamas Resmi Sözcüsü Dr. Sami Ebu Zuhri konuşmacı olarak katıldı. Yapılan konuşmalarda Kudüs davasının tüm dünya Müslümanlarının ortak bir davası olduğu vurgusu yapıldı.
Programda başında söz alan Araştırmacı-Yazar Mustafa Özcan, Filistin meselesinin bir blok meselesi olduğunu söyledi.
Emperyalist güçlerin Siyonist İsrail’in arkasında olduğunu belirten, Özcan, "Kudüs davası sadece Filistinlilere, Araplara ait değil İslam meselesidir, hata insanlık meselesidir. İsrailliler buraya 110 ülkeden geldiler. Dolayısıyla o ülkelerle bağımlıkları devam ediyor. İsrail kurulduğunda arkasında kimler vardı. Rusya ve Amerika vardı ve bugünde onlar var. Güvenlik konseyinin beş üyesinde bir tanesinden bile İsrail’e itiraz gelmiyor. Bu şunu gösteriyor dünya düzeni İsrail’in arkasında. Ondan dolayı bu blok mücadelesini dengeli hale getirmemiz lazım. İsrail’in arkasındaki güç gibi Filistin’inin arkasında da bir güç olması lazım, İslam âleminin olması lazım, bu dengeyi sağlayamasak veya yakalayamasak Filistinliler bu mücadelede başarılı olamazlar. Zira İsrail, İsrail’den ibaret değil. İsrail’i karşımıza almak demek, dünyayı karşımıza almak demektir. Mesele bir Filistin, İsrail meselesi değildir. Onların arkasındaki blokların mücadelesidir." dedi.
"Kudüs’ün özgürlüğü ümmetin özgürlüğüdür"
Kudüs’ün tarih boyunca mazlum ile zalimin savaştığı bir nokta olduğunu söyleyen Özgür Kudüs Platformu Başkanı Mehmet Eşin, Kudüs'ün özgürlüğünün ümmetin özgürlüğü olduğuna vurgu yaptı.
Kudüs işgal altındaysa, ümmetin özgürlüğünden ve birliğinden bahsetmenin mümkün olmadığını belirten Eşin, "Her gün Kudüs’te kardeşlerimiz zülüm görüyor. Bir hafta öce Fatma adında bir yavrumuz, kardeşimiz Mescidi Aksa'nın kapısında, Siyonist askerler tarafından şehit edildi. Gerçekten bu durum ümmet için, Müslümanlar için bir utanç vericidir. Bu durumdan nasıl kurtulabiliriz. Mescidi Aksay’ı özgürlüğüne nasıl kavuşturabiliriz. Şunun beleklere yerleşmesi lazım, Kudüs’ün özgürlüğü ümmetin özgürlüğüdür. Eğer Kudüs işgal altındaysa, ümmetin özgürlüğünden, vakarından, birliğinden bahsetmek mümkün değildir. Yani bir Kudüs toprağı, Suriye, Mısır, Diyarbakır toprağı gibi değildir. Kudüs tarih boyunca mazlum ile zalimin savaştığı bir noktadır." şeklinde konuştu.
"Kudüs davası tarih boyunca mihenk taşı olmuştur"
"Kudüs davası tarih boyunca mihenk taşı olmuştur. Bir hareketi, devleti, lideri, yazarı ve kurumunu eğer değerlendirmek ve tanımak istiyorsak Kudüs’e olan bakışını ve duruşuna bakmalıyız." diyen Eşin öyle konuştu: "Bunu görmek ve anlamak yeterlidir. Eğer Kudüs eksenliyse bu hareket gerçekten ümmet ve Müslümanlar için çalışıyordur. Eğer bu davanın, hareketin amaçları arasında Kudüs’ün özgürlüğü, kurtuluşu yer almıyorsa Siyonizm ile her türlü ilişkiye geçiriliyorsa bu hareketin istikametinden bahsetmek mümkün değildir. Kudüs’ün hayatımızın her alanına yerleşmesi lazım. Selahdini Eyubi ve Nureddin Zengi gibi alimlerin, liderlerin çıkması lazım. Kudüs işgal atında olsa bile yine azizdir. Ayetle sabittir, "Etrafını bereketlendirdiğimiz" Allah’u teâlâ orayı bereketlendirmiş. Dolayısıyla hiçbir güç ve kuvvet oranın bereketini ve kutsiyetini alamaz. Ama bizim Kudüs’e ihtiyacımız vardır. Ümmetin Kudüs’e ihtiyacı vardır. Kudüs bizden bir ve beraber olmamızı istiyor."
"Birlik ve beraberliğimizle Kudüs özgürlüğüne kavuşacaktır"
Ümmetin vahdetini sağlayacak en büyük unsurlardan birisinin Kudüs olduğuna dikkat çeken Alimler ve Medreseler Birliği (İttihadul Ulema) İstanbul Temsilcisi Remzi Uçar ise şöyle konuştu:
"Bizler ne zamanki Filistin davasına sahip çıkarsak, davamız mübarek olacaktır. Selahaddin Eyyubi gibilerini yetiştirecek anneler yetiştirmemiz lazım. Filistinli mücahitlerin bulunduğu yere baskın yapılınca yaralanan bayrağı bizler Diyarbakır’da Selahaddinleri yetiştirecek annelerimize sunduk. Bugünlerde yine çok üzücü bir olay yaşadık. Fatıma bacımızı kaybettik. Bir bayana onlarca kurşun sıktılar. Siyonistler nasıl bu cesarete geldi. Bunu nasıl yapabildiler. Bu Müslümanların birliğinin oluşmamasındandır. Birlik ve beraberliğimizle Kudüs özgürlüğüne kavuşacaktır. Kudüs’ün özgürlüğü Müslümanların vahdetinden geçer. Bizim vahdetimizi sağlayacak en büyük unsurlardan bir tanesi de Kudüs’tür."
"Hamas sadece askeri ve silahlı bir örgüt değildir"
Hamas Resmi Sözcüsü Dr. Sami Ebu Zuhri ise konuşmasında Hamas’ın siyaset belgesi hakkında bilgilendirmede bulundu.
Hamsın en büyük hedefinin Filistin’inin özgürlüğüne kavuşturması olduğunu belirten Ebu Zuhri; "Hamas bir Filistin hareketidir. Kararları tamamen Filistin halkının belirlemiş olduğu yönetim tarafından verilir. Hamas karalarını ortaya koyarken gerek bireysel, gerek cemaatsel veya farklı boyutlarda hiçbir harici oluşumun veya grubun etkisin de değildir. Hamas'ın düşüncesi İslam’i bir düşüncedir, kendisini İslam’a ait hissetmektedir. Biz İslam’i kültürümüzü yerel vatanımıza bağlılık hususlarıyla mezcederek hep birlikte hareket ediyoruz. Hamas sadece askeri ve silahlı bir örgüt değildir. Başka konularda da çalışan faaliyet gösteren, çok geniş kapsamlı faaliyetleri olan bir kuruluştur. Hamas Filistin içerisindeki en büyük direniş hareketlerinden biridir. Aynı zaman da bir davet hareketidir. Bu davet hareketi olmakla İnsanları Allah’ın dinine bir dönüş noktasına gayret ve çaba sarf etmektedir. Hamas'ın aynı zamanda bir iktisadi yönü vardır. Kuruluşları ve şirketleri vardır. Sadece beli sınıftaki insanlara hitap etmez. Çocuklardan tutun orta ve yaşlı insanlara kadar program ve projeleri vardır. Aynı zamanda siyasi bir harekettir. Siyasi ve stratejik fikirleri vardır. Sınırlı bir direniş hareketi değil çok geniş kapsamlı bir harekettir. Hams'ın en büyük hedefi Filistin’i özgürlüğün kavuşturmasıdır. Bunu sadece slogan olarak söylemiyoruz. Bunun gerçekleşmesi için gece gündüz çalışıyoruz."
"Kudüs meselesine ümmet bilinciyle yaklaşmak gerekiyor"
"1.Küdüs Liderleri Buluşması" programına katılan Araştırmacı-Gazeteci Ahmet Varol İLKHA’ya açıklamalarda bulundu.
Filistin davasının gündeme alınmasının önemli bir etken olduğu vurgulayan Varol, "Filistin ve Kudüs ümmetin temel meselelerin başında gelmektedir. Dolayısıyla Filistin ve Kudüs davasına bir öncüllük verilmesi gerekir. Türkiye’de Filistin konusundaki hassasiyet gittikçe artmaktadır. 30 yıl öncesiyle bugünü karşılattırdığımız zaman çok büyük fark görüyoruz. Biz bunu yeteli görmüyoruz ama önceki zamanlara nispeten önemli bir fark var. Kudüs ve Filistin davasıyla ilgilenen çok sayıda kuruluş var. Meydanında geçmiş nispeten daha iyi olduğunu söyleyebilirim. Sadece bununla yetinmemek lazım çünkü toplumun Filistin meselesini çok iyi bilmediğini kabul etmek zorundayız. Filistin davasının gündeme alınması önemli bir etkendir. İç gündeme alınması bu meseleyi anlamakta insanlar zayıf kalıyorlar. Filistin ve Kudüs meselesine ümmet bilinciyle yaklaşmak gerekiyor. Bütün dünya Müslümanların ortak bir davası olarak yaklaşmak gerekiyor." ifadelerini kulandı. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.