MAZLUMDER Genel Başkanı Kartal: Ana dilde eğitime teminat sağlayan anayasa gündeme gelmeli
HÜDA PAR'ın Kürt meselesinin tarihi, toplumsal ve siyasi boyutlarının ele alındığı "Kürt Meselesine İnsani Çözüm Çalıştayı" Diyarbakır'da gerçekleşti.
Çalıştayın ikinci gün oturumunda MAZLUMDER Genel Başkanı Av. Kaya, "Kürt Meselesinin Anayasal ve Yasal Temelde Tartışılması" başlıklı bir sunum yaptı.
Kartal, Cumhuriyetin kuruluş ideolojisinin kurulduğundan beri dayatmacı bir şekilde tek tipçi yönleriyle devam ettiğini belirtti.
"Kürt meselesi aynı zamanda bir insan hakları sorunudur"
Kürt meselesinin aslında Türkiye'nin en önemli sorunu olduğunu söyleyen Kartal, "Bu mesele özelinde biz konuşuyoruz ama bugün Türkiye'deki insan hakları sorunu, eğitim sorununu, işte yönetimle alakalı idare ile alakalı meseleleri 'adem-i merkeziyetçilik' tartışmaları ya da merkezi tartışmalar hepsinin özünde dönüp dolaşıp, biz burada tıkanmış oluyoruz. Çünkü burada atılacak bir adımın diğer alanlarda da doğal olarak bir takım değişiklikler ve sonuçlar doğuracağı açık olduğu için ve bu da resmi ideoloji açısından bakıldığında bir kayıp olarak görüldüğü için ve bugüne kadar sıkı bir şekilde korundu. Tabii Kürt meselesi aynı zamanda bir insan hakları sorunudur." dedi.
"Kürt meselesi her yönüyle masaya yatırılabilmeli"
Kartal, "İfade özgürlüğü çerçevesinde Kürt meselesi her yönüyle masaya yatırılabilmeli, her yönüyle konuşulabilmelidir. Siyasi talepler açısından baktığımızda, politik talepler açısından baktığımızda, bağımsızlıkta, üniter yapıda, federasyonda ve özellikle bütün bunlar pekâlâ tartışılabilmeli ve konuşulabilmelidir." diyerek "anayasal vatandaşlık" ve "ana dilde eğitim" meselesinin çözülmesi halinde Kürt meselesindeki diğer sorunlarda da çözüm iradesinin oluşacağını vurguladı.
Anayasal vatandaşlık ve ana dil başlığında teminat sağlayan yeni sivil anayasa
Temel hakların hiçbir şekilde pazarlık konusu yapılamayacağını vurgulayan Kartal, "Dönem dönem sivil anayasa tartışmaları gündeme geliyor. Bazı sivil anayasa metinleri önümüze düşüyor. Öyle ki baktığımızda 82 darbe anayasasının dahi gerisine düşmüş. Özellikle bu başlıklar açısından; anayasal vatandaşlık ve adil başlıkları açısından baktığımızda düşük metinlerle karşılaşıyoruz. Tam anlamıyla özellikle bu başlıklarda anayasal vatandaşlık ve ana dil başlığında teminat sağlayan yeni, sivil ve toplumun kahir ekseriyetini yansıtan bir anayasanın artık gündeme getirilmesi gerekiyor ki biz gerçek anlamda bir çözümden, çözüm iradesinden bahsedebilelim." diye konuştu.
Anayasadaki vatandaşlık tanım ve anlayışının kapsayıcı olmadığını, tek tip olduğunu, diğerini yok sayarak iyice asimile edici bir mantıktan beslendiğini vurgulayan Kartal, "Böyle bir üst kimlik, bir şemsiye kavramı üzerinden insanları ikna edeceğimizi düşünmeye de gerek yok. En netice bugün 5 yılda bir 10 yılda bir önümüze geliyor ve konuşuluyor. Demek ki artık bunun sorun çözücü olmadığını görmek gerekiyor." diye ekledi.
Kartal, "Neticede hangi metni önerirseniz önerin temelde hepimizi 'Türk' sayan bu anayasa metninin anayasa tanımlamasının artık bir geçerliliğin olmadığını, yürümediğini ve çalışmadığını görmek gerektiğini ifade etmek lazım. Evet, bir anayasada illa tek tek ırkları saymaya gerek olmayabilir. Ama daha kuşatıcı bir kavramla ifade edilebilir. Çünkü var olan bir ırk üzerinden yapılan tanımlama doğal olarak diğer ırklarda, diğer topluluklarda ve diğer milletler açısından yok sayılma psikolojisi oluşturuyor ve bu da zaten bir psikolojik etki değil aynı zamanda diğer kanunlara ve kurumlara da etki ettiği için aynı zamanda toplumsal yaşamda çekilmez hale getiriyor. Bugüne kadarki tecrübemizde bu yöndedir." değerlendirmesinde bulundu.
"Anayasada ana dil eğitiminin tanımlanması gerekiyor"
Ana dilde eğitim taleplerinin, tıpkı Türkçe eğitim gibi bütün müfredat içeriğini etkileyecek değiştirecek şekilde bir eğitim talebini ihtiva ettiğine dikkati çeken Kartal, "Ana dilde eğitimle birlikte asimilasyonun önüne geçilebilir. Ana dilde eğitimle birlikte kültürün taşıyıcısı haline gelebilir. Öbür türlü kültürü yok edilmiş ama işte bir lisan olarak sadece o dili öğrenmiş bir kitleden bahsedebiliriz. Bu yönüyle eğitimin de artık anayasada ana dil eğitiminin tanımlanması gerekiyor ve net bir şekilde önünün açılması gerekiyor." şeklinde konuştu.
"Daha adil, eşitlikçi, katılımcı bir sistem inşa etmek lazım"
MAZLUMDER Genel Başkanı Av. Kaya Kartal, şöyle devam etti:
"Eğitim-öğretim devletin resmi dili Türkçe kalabilir. Bu kaçınılmaz ama Türkçeden başka dillerde eğitim ve öğretim yapılması ile ilgili düzenlemeler yapılabilir. Anayasaya bu konuda net bir hüküm konulabilir ve kanunlarda da bununla ilgili düzenlemeler yapılabilir.
Ana dilde eğitimin pekâlâ mümkün ve kolay olduğunu aynı zamanda toplumlar açısından oldukça geliş süreci olabildiğini gördüğümüz onlarca örnek vardır. Onun için öncelikle bu 82 Anayasası ile biçilmiş yapıyı kırmak, kırıp atmak ve daha geniş bir çerçevede yaşadığımız toprakların zenginliğini, kültürünü, çeşitliliğini esas alacak şekilde daha adil daha eşitlikçi daha katılımcı bir sistem inşa etmek lazım. Bu inşa edildiğinde aslında 'Ana Dil Eğitimi' dediğimiz meselenin de böyle çok zor işte ulaşılamaz bir hedef olmadığını görmüş olacağız."
Kaynak:İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.