Molla Abdülkuddus Yalçın: "Hazreti Hüseyin'in davasını evlatlarımıza öğretmeliyiz"

Molla Abdülkuddus Yalçın: "Hazreti Hüseyin'in davasını evlatlarımıza öğretmeliyiz"
​Muharrem ayının 10'u olan Aşura günü münasebetiyle açıklamalarda bulunan İTTİHADUL ULEMA üyesi Molla Abdülkuddus Yalçın, bu gece yapılacak ibadetlerin yanı sıra Hazreti Hüseyin'in davasının da nesillere aktarılması gerektiği hatırlatmasında bulundu.

İslam tarihinde birçok önemli olayın cereyan ettiği ve İslam âleminde mübarek gün olarak kayıtlara geçen Aşura günü Muharrem ayının 10'una tekabül etmektedir. Bugün de en önemli olaylardan biri olan Peygamber Efendimizin(sallallahu aleyhi ve sellem) torunlarından Hazreti Hüseyin'in şehadeti önem arz etmektedir.

Günün önemine ve bu takvim yaprağında cereyan eden olayların ehemmiyetine binaen açıklamalarda bulunan İTTİHADUL ULEMA üyesi Seyda Molla Abdülkuddus Yalçın, bugünün ihya edilmesi konusunda önemli tavsiyelerde bulundu.

Aşura'nın genel tanımlamasını yapan Yalçın, "Aşura, Arapça bir kelime olup 10'uncu gün anlamına gelmektedir ve ismini de oradan almaktadır. Bu şekilde İslam ıstılahında aşura adını almıştır. Aşura denilince Muharrem ayının 10'uncu günü akla gelir. Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) zamanından beri Aşura İslam ıstılahına girmiştir." dedi.

"Peygamberimiz, (sallallahu aleyhi ve sellem) Muharrem'in 9'uncu günü de oruç tutacağını belirtmişti"

Bugünde yapılacak oruç ibadetinin önemine dikkati çeken Yalçın, şu şekilde konuştu:

"İmam Buhari'nin rivayet ettiği bir Hadis-i Şerif'te Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhivesellem), Mekke'den Medine'ye hicret ettiği zaman Yahudileri bugünde oruç tuttuğunu görünce sebebini sormuş. Yahudiler, 'Bugün özel ve çok faydalı bir gündür. Çünkü bugünde Allah (Celle celaluhu) Hazreti Musa'yı (aleyhisselam) Firavun'un şerrinden kurtarmış. Hazreti Musa da bugün oruç tuttuğu için bizde oruçluyuz.' demesi üzerine Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem), 'ben, sizden daha çok Musa'ya (aleyhisselam) yakınım ve benim üzerimde daha çok hakkı var.' dedi. Peygamberimiz de o günden itibaren oruç tuttu. Hatta gelecek seneye ömrünün yetişmesi durumunda 9'uncu günü de Yahudilere muhalefet olsun diye oruç tutacağını belirtmişti."

Gayri Müslimlere muhalefetin sünnetullahta yer aldığını hatırlatan Yalçın, "Resulullah (Sallallahu aleyhivesellem), sünnet-i seniyyesinin genelinde gayri müslimlere benzemek istemezdi. Dolayısıyla bir farklılık olsun diye '9'uncu günü de oruç tutarım' diye buyurmuş, fakat maalesef bir sonraki seneye yetişememişti."

"Aşura günü tutulan oruç geçmiş senenin orucuna kefarettir"

Yalçın, "Yine bir Hadis-i Şerifte Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhivesellem), 'Arefe orucu geçmiş ve gelecek senenin günahlarına, Aşura'nın da geçmiş senenin orucuna kefaret olacağını umuyorum.' diye buyurarak aşura orucunun ne kadar ehemmiyetli olduğunu söylemiştir. Bu şekilde aşura; Müslümanların, Sahabe-i Kiram'ın ve Tabiinin yanında çok önemli olmuştur." diye belirtti.

Aşura gününde cereyan eden olaylara da değinen Yalçın, sözlerine şöyle devam etti:

"Tabi ki bununla birlikte Aşura'nın önemi Hazreti Hüseyin (Radiyallahu anhu)'in ve Ehl-i Beyt'inden 70 küsür güzide insanın Kerbela'da şehadetiyle biraz daha zirveye çıkmıştır. Aşura hakkında birçok rivayet vardır. Genelde âlimler bunların pek sahih olmadığını söyleyerek üzerinde durmazlar. Hazreti Nuh'un (aleyhisselam) gemisinin Cudi'de duruşu, Hazreti Süleyman'a (aleyhisselam) hükmün verilmesi, hazreti Yusuf'un (aleyhisselam) kurtarılması ve birçok peygamberin(aleyhimusselam) hayatlarındaki önemli olayların aşure günü cereyan ettiği rivayet edilir."

Muharrem'in 10'uncu günlerinde tutulan oruçları tanımlayan Yalçın, "Peygamber Efendimiz'in de (Sallallahu aleyhivesellem) tavsiyesine uyarak mümkün mertebe İslam ıstılahında 'Tasua' olarak adlandırılan Muharrem'in 9'uncu ve aşura günü olan 10'uncu gününü oruçlu geçirmek gerekir. 9'uncu gününü oruçlu geçirilememesi halinde 10 ile 11'inci günü oruçlu geçirmek önemlidir." ifadelerini kullandı.

"İslam'ın muhafazası Hazreti Hüseyin gibi yiğitlerin gösterdikleri fedakârlıklarla olmuştur"

Orucun yanı sıra yapılacak diğer güzel amelleri sıralayan Yalçın, konuşmasına şöyle devam etti:

"Oruçla birlikte zikrin, ibadetin envaından istifade etme, Kur'an-ı Kerim okuma, sadaka verme, akraba ziyareti gibi iyiliklerin her çeşidinin imkânlar doğrultusunda yerine getirilmesi faydalı olacaktır. Hatta ehline daha fazla rızık vermesi veya güzel bir yemek yaptırması sevabı olan amellerdir." şeklinde konuştu."

Kerbela olayının gelecek nesillere aktarılması gerektiğine vurgu yapan Yalçın, Hazreti Hüseyin'in mücedelesini şu ifadelerle dile getirdi:

"Bu tür amellerin dışında Hazreti Hüseyin ve yarenlerinin şehid oluşunu evlatlarına ve yakınlarına hatırlatmalı, özellikle Peygamberimizin (Sallallahu aleyhivesellem) torununun Medine-i Münevvere'den Kerbela çölüne kadar gelişini, Ehl-i Beyt'in neredeyse tümünün kılıçlardan geçirilmesinin sebebini öğretmeliyiz."

Seyda Molla Yalçın, "Hazreti Hüseyin (Radiyallahu anhu); İslam dinine sahip çıkmak, hükümlerine, adaplarına, prensiplerine, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhivesellem) yaşadığı dini ihya etmek için Kerbela'ya gelmiş ve bu uğurda canını ortaya koymakla beraber Ehl-i Beyt'ini de feda etmeye hazırlıklı olmuştur. Aslında bunu söylemek önemli bir şeydir. İşte İslam'ın muhafazası bu gibi yiğitlerin gösterdikleri fedakârlıklarla olmuştur. Bunu çevremize, çocuklarımıza ve akrabalarımıza hatırlatmamız lazım." dedi. (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.