Molla Abdullah Veysi: Alimler musibetlere karşı Müslümanların imanını güçlendirmeli
İTTİHADUL ULEMA'nın 2015 yılından bu yana dünyanın bir çok yerinden değerli âlimlerin katılımıyla Diyarbakır'da gerçekleştirdiği "Âlimler Buluşması" programı bu sene pandemi sürecinden dolayı online olarak düzenleniyor.
Kürdistan Alimler Birliği Başkanı Dr. Abdullah Veysi, programda "Manevi yönden musibetlerin doğru anlaşılması (Musibetler esnasında yapılması gerekenler, bu tür musibetlerin sebebi ve ondan kurtulma yolları" başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.
Fransa'daki İslam düşmanlığına değinen Veysi, Kürdistan bölgesi olarak bu saldırıları şiddetle kınadıklarını ve karşı durduklarını söyledi.
"Peygamberimizi örnek alamazsak onu savunmamız da mümkün olamaz"
İslam'a ve Hazreti Muhammed'e saldırıların, özgürlük kılıfı altını yapıldığına dikkat çeken Veysi, "Peygamberin sünnetine çok iyi sarılmamız gerekiyor. Peygamberimizi örnek alamazsak onu savunmamız da mümkün olamaz." ifadesine dikkat çekti.
Dünyayı etkisi altına alan Coronavirus'e karşı alimlerin yapması gerekenleri anlatan Veysi, salgın türü musibetlerin Allah tarafından gönderilen bir imtihan vesilesi olduğunu söyledi.
Veysi, "İnsanların Allah tarafından imtihan edilmesi, Allah'ın o kişinin derecesini yükseltmesi içindir. Her ne kadar acı da olsa musibetin neticesinde bir güzellik vardır. Belaların en ağırı sevabı en yüksek olanıdır. Bunun için Allah insanları imtihan ediyor. Bununla onların derecesini yükseltmek istiyor. Dünyada bunun karşılığını göremeyebilir ancak kesinlikle ahirette bunun karşılığını alacaktır." dedi.
Musibetlerle alay edilmemesi, onlara karşı sabredilmesi gerektiğini ifade eden Veysi, "Bunun için bugün alimler olarak ilk önce nefisleri hazırlamamız gerekiyor. Yani alimler, Müslümanları musibetlerden önce nefislerini hazırlaması gerekiyor. Onların nefsini güçlendirmesi gerekiyor. Çünkü sabır zordur. Nefsin yapması gereken bir şeydir." diye belirtti.
"Alimler müminlerin imanlarını güçlendirmesi gerekiyor"
Veysi, sözlerine şöyle devam etti:
"Alimler müminlerin imanlarını güçlendirmesi gerekiyor. Çünkü Müslümanlar biliyorlar ki başlarına gelen bütün musibetler ne ertelenebilir ne de öne çekilebilir. Bu bir kaderdir ve buna iman ediyorlar.
Hazreti Muhammed'in ve selef-i salihin başlarına gelen musibetleri düşünmemiz geriyor. Halka bunu anlatmamız gerekiyor. Çünkü onlar salih kişilerdi ve bir çok musibete maruz kaldılar ve böylece mertebeleri yükseldi. Bizim de sürekli bunu halka anlatmamız gerekiyor.
Allah'ın sabrının ve mükafatının çok geniş olduğunu bilmeliyiz. Kudsi hadiste şöyle buyruluyor: 'Allah, kulunun zannı üzeredir.' O yüzden in sanlar Allah hakkında her zaman hüsnü zanda bulunmalı. Çünkü yaşadığımız meselelere bu şekilde baktığımız zaman Allah da meseleleri de o şekilde değiştirecektir.
Karşılaştığımız bütün musibetlerin, günahlarımıza kefaret olduğunu da aklımızda çıkarmayalım.
Müslümanlar bir musibet ile karşılaştığı zaman kendisinde bir hata olduğunun farkına varıp bu hatadan geri dönmesi gerekiyor. Çünkü her musibetin bir karşılığı olabiliyor. Bir musibet, işlenen günahlardan dolayı geliyor olabilir.
Musibetlere karşı şikayet etmekten kaçınmalıyız. Musibetlerin hikmetinin anlamayan kişiler sadece şikayetçi olurlar."
Türkiye, İran, Irak, Suriye, Lübnan ve Ürdün’den âlimlerin katıldığı büyük buluşma İLKHA'nın Youtube hesabı üzerinden canlı olarak yayınlanıyor. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.