Müftü Arvas'tan 'Camiler ve Din Görevlileri haftası' açıklaması

Müftü Arvas'tan 'Camiler ve Din Görevlileri haftası' açıklaması
Siirt İl Müftüsü Mehmet Faruk Arvas yaptığı açıklamada her yıl farklı temaların işlendiğini bu yılki temanın da "Camileri Hayatın Merkezine Taşımak" olduğunu söyledi.

​Siirt İl Müftüsü Mehmet Faruk Arvas Camiler ve Din Görevlileri haftası münasebeti ile düzenlenecek olan etkinlikler ve önemi hakkında açıklamalarda bulundu.

İlk kez 1989 yılında “Camiler Haftası” olarak kabul edilen daha sonra 2003 yılında alınan kararla “Camiler ve Din Görevlileri” haftası olarak adlandırılan bu haftada çeşitli etkinlikler düzenlenerek her yıl bir tema ekseninde ele alınıyor.

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 2011 yılından itibaren belirli bir tema çerçevesinde ele alınan haftada bu yılda "cami, şehir, medeniyet ve camileri toplumun merkezine yerleştirmek" temalarını işleyecek. Siirt İl Müftüsü Mehmet Faruk Arvas yaptığı açıklamada her yıl farklı temaların işlendiğini bu yılki temanın da "Camileri Hayatın Merkezine Taşımak" olduğunu söyledi.

Camilerin öneminden bahseden Arvas, “1986 yılından bu tarafa 1-7 Ekim camiler ve din görevlileri haftası olarak idrak edilmekte ve kutlanmakta başkanlığımız bu haftayı tensip etmekle çok isabetli bir hizmeti başlatmış oldu. Zira camilerimizin önemini anlatmak günlere, haftalara sığmaz ama böyle bir haftayı tahsis etmesi, camilerimizin ve din görevlilerinin gündeme gelmesi çok manidar olmuştur. Zira cami cem eden, toplayan, bir araya getiren anlamındadır. Kimi cem ediyor kimi bir araya getiriyor? İslam ümmet şuurunu veren bir dindir. Dolayısıyla dili, ırkı, mezhebi ne olursa olsun, aynı Allah'a, aynı Peygambere, aynı kitaba iman eden aynı kıbleye yönelen, aynı duaları, aynı ibadetleri yapan müminlerin bir araya getirdiği mekânlardır. Camilerin en büyük özelliği bu olması gerekir, zira Rabbimiz o kadar önem vermiş ki en önemli ibadetlerden olan namazımızı kendi evimizde kılabilecekken camide kılınan namazın 27 kat daha hayırlı olduğunu bize haber vermiştir. Ayrıca haftada bir gün Cuma günü memleketteki bütün müminlerin camiye gelip birlikte namaz kılmaları emredilmiştir. İki dini bayramda bir araya gelip namaz kılmak vacip telaki edilmiş ve yine ömürde bir defa camilerin kalbi olan mescidi haramda bir araya gelerek tüm yeryüzündeki insanların, aynı kıbleye yönelerek omuz omuza, diz dize, göz göze verdikleri bir mekânda cem olup cami şuurunu bu şekilde dillendirmeleri ön görülmüştür. Bu vesileyle cami cemaati olarak camide ibadetlerimizi yapıp birbirimizle diyalog kurmalıyız, onların hal ve hatırlarını sormalı cemaat içerisinde hasta olan varsa onları ziyaret etmeli dertlerine derman olmalıyız." dedi.

"Camiler ümmetin manevi hastalıklarını tedavi eden sağlık merkezleridir"

Arvas, "Şunu vurgulamak istiyorum camiler bir toplumun hafızası hükmündedir, bir yörenin dindarlığının göstergesidir, camiler aynı zamanda medeniyetimizin vaz geçilmez eserleridir ve medeniyetimiz cami merkezli bir medeniyettir. Efendimiz (sav) Mekke’den Medine’ye hicret ettiği zaman 14 gün kaldığı Kuba'da ilk yaptığı iş cami yapmak olmuştur ve Kuba'dan sonra Medine’ye geldiğinde de ilk yaptığı iş Mescidî Nebevi olmuştur. Camiler hem ibadet, kaynaşma, istişare, eğitim ve tebliğ yeri olmuştur. Camiler mihrabı ile bir mabet, minberiyle bir tebliğ yeri, kürsüsü ile bir okuldur. Hastaneler nasıl halkımızın sağlığının merkezleri ise camilerde halkımızın, ümmetin manevi hastalıklarının tedavi edildiği manevi sağlık merkezleridir. Nasıl denizin ortasında bulunan adacıklar boğulan insanların kurtuluşuna vesile oluyorsa camilerde felaket asrında olan insanlarımızın kurtuluş vesilesidir. Kendisini camiye atan kişi kendisini bir kurtuluş gemisine atmış gibidir. Bu vesileyle camiler kişinin ümmet şuurunu aldığı ferdin kendisi değil, diğer kardeşleriyle de yan yana gelmesi gerektiğini anladığı kavradığı mübarek mekânlardır." ifadelerini kullandı.

"Ecdadımız cami merkezli oldukları için içimizden Rabbaniler, Gazaliler, Geylaniler, Bediuzzamanlar çıktı"

Arvas, "Ecdadımız efendimizden aldığı örnekle camileri toplumun merkezine şehrin kalbine koymuş ve bakın Osmanlı ecdadımızın örnek olarak Bursa, Kayseri, Konya ve benzeri şehirlere baktığımız zaman camiler toplumun merkezi olmuştur.  Bütün cadde ve sokaklar camilere doğru yönlendirilmiş hangi sokaktan gelirseniz gelin kendinizi büyük bir caminin yanında bulursunuz bu mesajla ecdadımız cami merkezli olmamız gerektiğini camiyle, okulu minareyle fabrika bacasını ayırmamıştır. Bu nedenle içimizden Rabbaniler, Gazaliler, Geylaniler, Bediuzzamanlar bu camilerin bünyesinde yetişmiş ve bir eğitim yuvası olmuştur. Bu vesile ile cami görevlilerimizle bir toplantı yaptık onları motive ettik cami görevlileri özellikle kendi mahallelerinde bulunan fakir aileleri, evinden çıkamayan hastanede bulunan hastaların dertlerine derman olmaları için talimatta bulunduk."

Diyanet İşleri Bakanlığının her sene Camiler Ve Din Görevlileri Haftası münasebetiyle bir tema belirtiğini bu seneki temanın "Cami, Şehir Ve Medeniyet" olduğunu hatırlatan Arvas, "Camiler ve din görevlileri" haftasında cami açılışları ve konferansalar düzenleneceğini söyleyerek şunları kaydetti:

"Yarın inşallah Şeyh Faraç Camisinin temelini saat 11.00'de atıyoruz, 11.45’de TOKİ 355 kişilik camimizin temelini atıyoruz. Perşembe günü ikindi namazı müteakip çarşı camiinde 250 hatim okundu bu hatimlerin duasını okunan mevlit ile birlikte, bütün camileri yapan. Yaptıranların, cami cemaati ve görevli iken vefat edenlerin ruhuna ithaf’ en mevlit ve Kur’an hatmi duamız vardır. Ayrıca Cuma günü saat 15.00’de İl kültür Müdürlüğünde cami, 'şehir ve medeniyet' konulu konferans olacak bütün halkımızı bu etkinliklere davet ediyorum." (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.