MÜSİAD uluslararası iş dünyasını New York’ta buluşturdu
MÜSİAD, iş dünyasını “Dünya İş Zirvesi’nde (World Business Summit) buluşturdu. 72. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu haftasında New York’ta gerçekleştirilen organizasyonda, finans, teknoloji, inşaat, medya-iletişim, gıda-tarım gibi birçok sektörün temsilcilerini bir araya getirdi. Zirvede, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan ve iş dünyasının çok sayıda üst düzey yöneticisi konuşmalar yaptı. MÜSİAD USA’in öncülüğünde gerçekleşen organizasyonda, Türkiye ve Amerika dışında Fransa, İtalya, Azerbaycan, Makedonya, Suudi Arabistan gibi farklı ülkelerden konuşmacı ve katılımcılar yer aldı.
MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, zirvenin açılışında yaptığı konuşmasını; New York ve İstanbul gibi dünyanın iki büyük yaşam ve cazibe merkezinin karşılaştırmasından hareketle etkileşim, iletişim ve benzerlikler vurgusuyla başlattı. Kaan konuşmasında medeniyet ve medeniyetlere has davranış biçimleri, yeni jeopolitiğin parametreleri, terör ve bundan etkilenen insanlık ve inanç kavramları, ticaret diplomasisi, risk ve tehdit algılamaları, para kavramının tanım ve istikamet değişikliği gibi hususların altını çizerek şunları kaydetti:
Ne ile seyrediyorsan dünya odur!
“Dünyada her şey hangi pencerenden baktığınla ilişkilidir: Bir fotoğraf merceğinden mi yoksa pencereyi açıp çıplak gözle mi? New York, genç kıtanın cazibe merkezidir, bir buluşma merkezidir. Bunu kimse yadsıyamaz. Merceğin diğer ucunda ise İstanbul vardır. New York ve İstanbul birbirine elbette sınır komşusu değildir ancak yeni dünyada jeopolitik, artık sınırlar ötesi komşulukların güç alanıdır. Anahtar kelime, ticarettir. Aslında bu kadar iş insanı buraya, aynı dünyayı bir mercekten değil, çıplak gözle izlemeye gelmiştir”.
Ticaret siyasetten bağımsız işlemiyor.
“Bizler (İş insanları), yaşamak ve hayatta kalmak için gerekli benzer şartları üretmekle mükellefiz. Yani, ürünleri, hizmetleri, teknolojileri, pazarları… Ama ticaret, siyasetten bağımsız işlemiyor. Buradaki mercekten bakıldığında görülen Türkiye’yi, bir de yakından, objektif gözle izlemek lazım diye düşünüyorum. Anahtar kelime, jeopolitiğin yeni kozu yani manipülasyon. İnanmamak gerekiyor.”
Siyaset kadar ticaret de kendi diplomasisi içinde hareket eder.
Türkiye artık daha seçici ve milli çıkarlarına uygun bir iktisadi ve ticari harita üzerinde yürüyor. Milli ekonomisini bu kez dünya üretim atlasındaki kozlarına, güç ve fırsatlarına uygun olarak şekillendiriyor. Türkiye sermayenin dağınıklığını değil, bütünlüğünü savunuyor. Kendi milli ve dini değerlerini de göz ardı etmeden Dünya ticaretindeki SWOT matrisini kuruyor. Bu nedenle MÜSİAD olarak bizler, Amerika’da, 2018 sonuna kadar “50 eyalette 50 temsilcilik” hedefini izlemekteyiz. Bu sadece ABD’de değil dünyanın tüm ülkelerinde bir yayılma ve etkileşim alanı oluşturma stratejimize işaret ediyor.
Hangi para? Hangi tehdit? Parayı tehdit algıları yönetiyor.
“Arz fazlasına rağmen sürekli değerlenen para, klasik para politikalarının açıklayamadığı bir hale gelmiştir. Yeni kapitalizm, bize yeni bir para kavramı sunuyor. Tehdit, bir gerçeklik olgusundan ziyade kimi zaman siyasi bir algı yönetimi aracı haline gelmedi mi? Para diyoruz değil mi? Nakit mi? Kaydi mi? Banka ya da rezerv parası mı? Para, yatırım ya da tüketim için kullanımının çok dışına çıkmıştır. Para artık bir opsiyon emtiası gibi davranmaktadır. Bu nedenle paranın dolaşım ve işlem hacmiyle riske endeksli enflasyon yönetiminden bahsediliyor değil mi? Risk dediğiniz zaman da tehdit kelimesi yeniden çıkıyor ortaya. Böylece parayı bizler değil, tehdit algıları yönetmeye başlıyor. Peki bizler nasıl bu parayı sermaye stoklarına dönüştüreceğiz?: Tehdit algılarıyla baş etmenin yollarını bularak. Bazen onlara kulak asmayarak. Bize sunulan mercekleri boş verip sürekli etkileşim içinde bulunarak. Böylesi İş Zirvelerini tekrarlayarak.
“MÜSİAD büyüyen bir sermaye platformudur”
“MÜSİAD bugün, toplam 11 bini aşan üyesi, yurtiçinde 86 ve yurt dışında 68 farklı ülkede 181 noktada faaliyet gösteren yapısı ile gitgide büyüyen bir sermaye platformudur. Biz sermaye stokumuzu üretim, yatırım ve ticaret üçlüsüyle oluşturma peşindeyiz; öyle ki bu da istihdamı doğursun. Yani yaptığımız işler insana da dokunsun. MÜSİAD olarak yeni vizyonumuz tam da budur. Bunun için var gücümüzle çalışacağız. Bu önemli pazarı, Türk iş insanlarına daha fazla açabilmek için de çalışmalarımızı sürdüreceğiz”.
İslamiyet, bir hoşgörü ve barış dinidir. Bu din ile terör kavramının birlikte okunması ve okutulması tasarlanmış bir eylemdir.
Bizler kulu kuldan üstün kılmayı kesinlikle yasak kılan bir dinin ve onu tebliğ eden peygamberin ümmetiyiz. Geçtiğimiz günlerde İsrail’in Filistinli Müslümanlara yönelik hatalı tutumuna, zulme varan uygulamalarına dikkat çekmek amacıyla, MÜSİAD olarak kalabalık bir heyetle Kudüs’e gittik. Arakanlı Müslümanlara yapılan zulme karşı sesimizi yükseltmek için çalışıyoruz. Bunun yanında son yıllarda, Suriye’de yaşanan insanlık ayıbına Türkiye sessiz kalamadı ve kapılarını açtı. Dünyada bu harekete destek bulamadık. Ülkemiz zor bir coğrafyanın tam ortasındadır ve yıllardır zor diplomasi sınavlarını başarıyla vermektedir. Dedim ya başta; görmek, anlamak lazım. Sessiz kalamıyoruz. Bu bizim davranış kodlarımızda var.
Önyargılar aşılırsa her şey çıplak gözle görülür, insan istatistiklerden ibaret midir?
Burada biz iş insanlarına büyük görevler düşmektedir. Toplumlar arası etkileşimin tohumlarını; ticaret, yatırım ve istihdam ile pekiştirmek gerekir. Böylece toplumların kendi aralarındaki yabancılaşmanın da bir nebze önüne geçilir.
Kaynak:HÜR24 Haber
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.