"Ne zaman adalet yolundan ayrılmışsak zayıflamışızdır"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adalet Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen Adalet Şûrası’na katıldı.
Şûrada, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Binali Yıldırım, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül de hazır bulundu. Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezinde gerçekleştirilen şûrada Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma yaptı.
Şûranın, hukuk birikiminin zenginleşmesine ve yeni adalet politikalarının oluşumuna katkı sağlaması temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçenlere de teşekkür etti.
Batı ülkelerindeki özgürlük ve demokrasi arayışlarının adalet temelli olarak ortaya çıktığını ve geliştiğini, İslam tarihinde adaletle davranan devlet adamlarının hayırla yâd edildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eğer bugün 600 yıl çok geniş bir coğrafyada hüküm sürmüş Osmanlı ile ilgili yüzümüzü kızartacak, başımızı öne eğdirecek en küçük bir olumsuzluk yoksa bunun sebebi devletin adalet üzere yönetilmiş olmasıdır. Bugün Osmanlı’nın çekildiği coğrafyalarda yaşanan acılar, zulümler, katliamlar, insanlık suçları hep adaletsizliğin eseridir." değerlendirmesinde bulundu.
Hukuk, kanun ve adalet kavramlarının ayrı şeyler olduğuna dikkat çekerek, "Adaletin tesisine hizmet etmeyen hukuk da kanun da toplum nezdinde hükümsüzdür." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kâğıt üzerinde kalan kanunların ne anlama geldiğinin en iyi hukukçular tarafından bilineceğini, Türkiye’de uzun bir dönem, "kâğıt üzerinde hukuk" döneminin yaşandığını kaydetti.
"Adalete sarıldığımız ölçüde güçlü ve müreffeh bir toplum hâline geliriz"
"Şeriatın kestiği parmak acımaz" atasözünde ortaya çıkan sınırsız teslimiyet duygusunun, ağır-aksak işleyen hukuk sistemine değil, hakiki adalete yönelik olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, kanun yaparken ve o kanunu uygularken, mihenk noktasının daima adaletin tesisi olması gerektiğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şöyle bir geçmişe doğru baktığımızda ne zaman adalete sıkı sıkıya sarılmışsak, o zaman yükseldiğimizi, güçlendiğimizi, huzurlu ve müreffeh bir toplum hâline geldiğimizi görüyoruz. Ne zaman adalet yolundan ayrılmışsak, işte o zaman gerilemiş, zayıflamış, iç ve dış sorunların ağırlığı altında ezilmişizdir." şeklinde konuştu.
2001 yılında arkadaşlarıyla bir araya gelerek yeni bir siyasi hareket oluşturmak istediklerinde tereddüt etmeden seçtikleri kavramların en başında adaletin geldiğini ve bu kavramı kalkınmayla ile birlikte partilerinin ismine taşıdıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, hükûmete geldiklerinde ise Türkiye’yi eğitim, sağlık, adalet ve emniyet başta olmak üzere kalkındırma kararı aldıklarını dile getirdi.
"UYAP gibi çok önemli bir teknolojiyi maalesef FETÖ’cülere kaptırdık"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, adaletin tesisi için 15 yıldır çalıştıklarını belirterek, temel kanunların yenilenmesinden modern adliye binalarının inşasına ve ulusal yargı ağı UYAP’ın kuruluşuna kadar Cumhuriyet tarihinin en büyük reformlarını gerçekleştirdiklerine işaret etti ve "Ama bir şeyi gerçekleştiremedik, UYAP gibi çok önemli bir teknolojiyi, mekanizmayı maalesef bu bir öz eleştiridir, FETÖ’cülere kaptırdık. Ve bu ağ, orayı o kendi sinsi emelleri için çok acımasız kullandılar ve oradan da gerçekten en büyük zulmü icra ettiler." diye ekledi.
Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru imkânı ile Kamu Denetçiliği Kurumu ve istinaf mahkemeleriyle iki dereceli yargılama sistemine geçilmesinin de adaletin daha iyi tesis edilmesi için attıkları adımlar arasında olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, önümüzdeki dönemde yeni yönetim sisteminin inşasını da fırsat bilerek bu alandaki çalışmalarını daha kararlı bir şekilde sürdüreceklerini sözlerine ekledi.
Merhum şair Abdurrahim Karakoç’un ‘Adavetle, (düşmanlıkla) adalet yan yana yürümez’ sözüne atıfta bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "15 Temmuz gibi tarihimizin en alçak darbe girişimi sırasında karşımızdakiler gözlerini kırpmadan uçaklarıyla, helikopterleriyle, tanklarıyla, toplarıyla, tüfekleriyle milletimizi şehit ederken, devletimizi ele geçirmeye çalışırken dahi adaletten ayrılmamış bir milletiz, bir ülkeyiz." sözlerine yer verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında şunları söyledi: "Darbe gibi girişimi dünyanın en kuralsız, en vahşi saldırısını dahi hukuk devleti ilkelerinden ayrılmadan bastırabilecek dünyada başka bir ülke, başka bir millet tanımıyorum. Hepsini gördüm, 15 Temmuz gecesinde ve ertesinde hepsinin adeta iyot gibi yaklaşımları ortaya çıktı. Hiç kimse kalkıp da bize ne düşüyor demediler. Ama kendi ideolojilerini paylaşan birilerine yönelik Türkiye’de yargı bir karar vermeye kalksa, bununla ilgili olarak hemen hesaba çekerler, ‘filanca niye içeride, filanca neden içeride?’ Sizde böyle bir şey normal zamanda olduğu zaman biz size kalkıp ‘filanca niye içeride’ diyor muyuz veya ‘bunu bize geri verin’ diyor muyuz? Ülkeme darbe yapanlar senin ülkene geliyor, senin ülkendeki darbecileri koruma altına alıyorsun, bunları bize iade etmiyorsun. Ama sorulduğu zaman, bunlar neymiş, Batı, adil davranırlarmış. Bunlarda adalet filan yok, kendimizi aldatmayalım, adalet burada. Biz mekanizmamıza güveniyoruz ve onlarla da mukayese etmiyoruz. Bunlar bize ahkâm kesmesinler ve bunların uygulamalarında neler yaptığını gayet iyi görüyoruz. İşte en son Amerika, Rıza Zarrab meselesini gördük, gördünüz. Bunun hukukla bir alakası var mı? Tamamıyla siyasi bir kararı çok açık, net alabiliyorlar."
"Bugüne kadar 4 binin üzerinde FETÖ’cü hâkim, savcı görevden uzaklaştırıldı"
15 Temmuz’da yargının; darbecilerin, vesayetçilerin, gücün değil, milletin yanında yer aldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "15 Temmuz sonrası da kendi içindeki FETÖ’cüleri temizleme konusunda en kararlı ve tavizsiz adımları atan kurumumuz yine adalet teşkilatımız olmuştur. Bugüne kadar 4 binin üzerinde FETÖ’cü hâkim, savcı görevden uzaklaştırılarak kurumun üzerindeki o kara bulutlar dağıtılmıştır." sözlerine yer verdi.
"Bu konuda (Bylock) ortaya çıkan mağduriyetler süratle telafi edilmektedir"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "FETÖ’nün sadece ahlak değil, akıl sınırlarını da zorlayan yöntemlerine, hilelerine, tuzaklarına karşı adalet teşkilatımızın gösterdiği güçlü duruş gerçekten çok önemlidir. Bylock konusunda ortaya çıkartılan Mor Beyin uygulaması bunun en somut örneklerinden biridir. Örgüt sırf bu uygulamayla tespit edilen terör örgütü üyelerinin suçlarını gizlemek için 11 binin üzerinde masum insanı ateşe atmaktan çekinmeyecek bir yönteme başvurmuştur. Farklı uygulamaların arkasına gizledikleri kodlarla bu insanları Bylock’un sitesine yönlendirmişlerdir. Amaçları, eldeki deliller üzerinde soru işaretleri oluşturarak mücadeleyi sulandırmaktır. Kurumlarımızın dikkati ve çalışması sayesinde değerli kardeşlerim, bu oyun da bozulmuştur. Bu konuda ortaya çıkan mağduriyetler süratle telafi edilmektedir. Mevcut soruşturmaların ve yargılamaların da aynı titizlikle yapılarak masumlarla suçluların ayrımının maşeri vicdanını tatmin edecek şekilde ortaya konacağına inanıyorum."
Milletten; adalet teşkilatını, hâkim ve savcıları itibarsızlaştırmaya yönelik ithamlara itibar etmemeleri ricasında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Davalar sonuçlanıp kararlar ortaya çıktığında varsa eksiği-fazlası, bunları hep birlikte konuşuruz, tartışırız. Bu aşamada bizlere ve milletimize düşen sabırlı olmak, adalet teşkilatımızın işini kolaylaştırmaktır." diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında adaletle ekonomi arasında yakın bir ilişkinin olduğuna değinerek, "Para cıva gibidir, sadece kara değil, aynı zamanda güvene ve istikrara doğru kendine en uygun yeri bulur ve oraya gider" değerlendirmesinde bulundu ve adaletin bozulduğu yerde ekonomiyi, ekonominin çöktüğü yerde adaleti ayakta tutmanın zor olduğunu belirtti.
"Ekonominin büyümesinde hukuk devletini tavizsiz işletme hassasiyetimizin çok büyük payı vardır"
Darbeler, cuntalar ve vesayet girişimlerinin Cumhuriyet tarihi boyunca siyaset ve toplumla birlikte adalete de büyük bir zarar verdiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, hukukun böylesine örselendiği bir yerde ekonomik kalkınmanın da çok yavaş ilerleyeceğini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eğer Türkiye geçtiğimiz 15 yılda Cumhuriyet döneminde yapılanların tamamının katbekat fazlası yatırım yapmayı başarmışsa, ekonomisini üç kattan fazla büyütmüşse, bunda hukuk devletini tavizsiz işletme konusundaki hassasiyetimizin çok büyük payı vardır. Üstelik bu neticeyi önce vesayetin, ardından FETÖ’nün tüm istismar ve oyunlarına rağmen elde etmiş olmamız çok daha önemlidir." ifadelerine yer verdi.
Günümüzde ekonomiyle ilgili kriterlerin ve açıklanan değerlendirme sonuçlarının da adil olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin en önemli yatırımlarını yaptığı, en yüksek oranlı büyümeyi sağladığı, en canlı üretime sahip olduğu dönemlerde dahi, kredi derecelendirme kuruluşlarının kasıtlı açıklamalarına maruz kaldığını hatırlattı ve şunları ekledi: "Özellikle 2013 yılından itibaren bu tür kuruluşlar ülkemizi batırmak, bitirmek, yerle yeksan etmek için adeta ellerinden geleni yapıyorlar. Ama nafile, görüldüğü gibi biz dimdik ayaktayız. Yatırımlarımızla, büyümemizle, istihdamımızla, ihracatımızla hedeflerimize doğru ilerliyoruz."
"Dünya 5’ten büyüktür sözümüz küresel adaletsizliğe başkaldırıdır"
Küresel ekonomide yaşanan değişime dikkat çekerek, insanların canları, kanları, alın terleri ve gelecekleri üzerinden belirli bir yöne evrilmeye çalışıldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Gizli-açık tehditlerle adeta haraca bağlanan ülkeler ve toplumlar bu çarpık düzeni finanse etmeye zorlanıyor. Türkiye olarak tüm bu adaletsizliklere, haksızlıklara, hukuksuzluklara, zorbalıklara karşı itirazımızı her platformda dile getiriyoruz. ‘Dünya 5’ten büyüktür’ sözümüz küresel adaletsizliğe karşı yapılmış en büyük başkaldırıdır. Her geçen gün daha da büyük destek olan bu itirazımızı daha adil bir küresel yönetim düzeni kuruluna kadar sürdüreceğiz. Aynı itirazı ekonomi alanındaki çarpıklıklar için de yapıyoruz. Biz altyapımızla, üst yapımızla hedeflediğimiz ekonomik büyüklüğe ulaşmak için çalışırken sürekli bel altı vuruşlara maruz kalıyor, yavaşlatılmaya çalışıyoruz. Bunun en önemli sebebi, bizim sömürüyü ve sınırsız bir üretim-tüketim hırsını değil; paylaşımı, kardeşlerimizle birlikte büyümeyi, onlarla birlikte kalkınmayı esas alan anlayışımızdır."
"Dünya bu kadar adaletsizliği, bu kadar zulmü kaldıramaz"
Demokrasiyi, özgürlükleri, hukuku, refahı sadece kendileri için isteyip, sıra başkalarına geldiğinde en büyük faşist, en büyük diktatör, en büyük sömürgeci kesilenlerin sonunun yaklaştığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını "Dünya bu kadar adaletsizliği, bu kadar zulmü kaldıramaz. İnşallah tüm insanlık için daha adil, daha huzurlu, daha güvenli, daha müreffeh günler yakındır." sözleriyle tamamladı. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.