İhsan Pınar

İhsan Pınar

Okullarda Öğret-Men Olsaydım!

Okullarda Öğret-Men Olsaydım!

 

        Öncelikle tüm insanların ve kutsal bir görev icra eden öğretmenlerin; hiç kimseye muhtaç olmadan sağlık ve huzur içinde bir hayat yaşamaları diliyorum.

        Şahsen ben öğretmen olsaydım, asla sınıf ortasında öğrencilerden ‘Hediye’ kabul etmezdim.

        Öğrencilere dışardan kitap aldırmazdım.

        Farklı adlarla öğrencilerden ‘Yardım’ bahanesiyle, para toplatmazdım. 

        Okul müdürü olsam, öğretmenlerle konuşur ve bunları yapardım.

        MEB olsam, okullara böyle bir talimat gönderirdim.

        Bize dokunan veya karşıtlarımızda görünen yanlışlardan çok yakınırız. Ama ne yazık ki, bizde olan veya bize getirisi olan yanlışları süslemek için bin bir bahane üretiriz.

        Patronu olduğumuz öğrenciden ‘hediye’ almak, müteahhidin Belediye başkan ve yetkililerine verdiği ‘hediyeden’ daha masum değildir.

        İhaleci iş adamlarının devlet görevlilerine verdiği ‘hediyeden’ daha masum değildir…

        Bunlar bekledikleri bir menfaat karşılığı verirler. Ama öğrencinin verdiği ‘hediye’ bizim gibi zaafları olan öğretmende bir his oluşturmasa bile, çocuk yaştaki öğrencinin şahsiyeti üzerinde çok olumsuz etkilere sebep olabilmektedir. Ayrıca zenginin getirdiği 1-2 tanesi dışında hiçbiri bir ihtiyaç karşılamıyor, çoğu da israf olarak 1-2 gün sonra çöpe atılmaktadır.

        Mevzubahis konuya parasal ve Öğretmen açısından bakmıyoruz. Fakir ve çocuk yaştaki çocuk üzerinde oluşturduğu olumsuzluklar açısından bakıyoruz. Koca koca adamlar bile, parasal yardım ve hediyeleşmelerde nasıl bir rekabet ettiklerini ve rekabet edemeyenlerin nasıl bir eziklik yaşadıklarını hepimiz biliyoruz. O sebeple, öğrenciye her şeyden önce şahsiyet, sevgi ve özgüven kazandırması gereken öğretmenin, öğrenci üzerinde tahribatlara sebep olabilecek bu yanlışlara alet olmaması gerektiğini hatırlatmaya çalışıyoruz. Herkes gücü ve yetkisi kadar, yanlışları düzeltmekle sorumludur. Öğretmenlerimiz de muhatabı oldukları bu yanlışı düzeltme yoluna gitmeliler.

        1-2 çocuğu olan zenginin çocuğu, belki pahalı ‘hediyelerle’ öğretmenin gözüne girmekte. Ama 6-7 çocuğu olan asgari ücretli gariban ne yapsın? Ekmek derdinde olan işçi, hiç istemediği halde çocuğu ezilmesin, rencide olmasın diye bir şeyler almak zorunda kalıyor. Ama zenginle rekabet etmesi mümkün değil. Siz istediğiniz kadar “Hediyenin değeri önemli değil” deyin. Bir de, arkadaşlarına karşı ezilmemek için onu vermek zorunda olduğunu hissedenlere sorun! Bir an için kendinizi o çocuğun yerine koyun! Açık artırma gibi topluluk içinde aleni verilecek bir hediyede, arkadaşlarınızın çok gerisinde kaldığınızın ruh halini bir düşünün. Yapmayın yazıktır, şahsiyet ve özgüven kazandırmamız gereken, çocuk yaştaki öğrencilere bu azabı yaşatmayın.

        Kaynaşmaları ve birbirlerini sevmeleri gereken çocuklar arasında, zengin – fakir ayrışmalarına; fakirin ezilmesine ve rencide olmasına; öğretmenin duygusal davranmasına; eşitsizlik ve ayrışmalara sebep olabileceği için Öğretmenler Günü münasebetiyle öğrencilerin hediye getirmeleri yasaklanmalıdır.

        Öğrenciler ve toplum öğretmenlerin aynasıdır. Öğretmeler düzeldikçe, toplumun da düzeleceğini unutmayalım. O sebeple öğretmenlere layık oldukları değeri gösterelim ama öğretmenler de aynı şekilde öğrencilerine değer versin.

       SEVGİYLE İNŞA EDİLECEK BİR GELECEK DİLEĞİYLE…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İhsan Pınar Arşivi